Bir ay sonra davet mektubu geldiğinde benimle beraber taehyung, jimin, jungkook ve jin'de gelmişti.
Hepsi de eftelya yı merak ediyordu,bende dahil.
Sabaha doğru araba saraya yaklaştığında ester ve Viktorya yı gördüm, yanlarında uzun boylu, ester gibi büyük kanatlı ve viktorya gibi beyaz boynuzları olan, sarı saçlı genç bir adam vardı.
Bu Namjoon olmalıydı, yoongi'yi gözlerim aradı ama bulamadım, jin kafasını eğerek etrafa baktı.
"Ben daha garip bir yer bekliyordum, zetrogta gibi bir yermiş, garip çiçekler hariç"
Kafamızı salladığımızda araba durdu, inerek diğerlerini bekledim, hepsi indiğinde etrafa bakarken direkt ester'e baktım, sırıttı ve konuştu.
"Sarayımıza hoş geldiniz"
Diğerleri de sonunda ona dönüp dikkatlerini topladılar, hafif eğildim.
"Davetiniz için teşekkür ederiz"
"İçeri geçelim, aç olmalısınız"
Jin kafasını salladı.
"Evet açız"
Göz devirdiğimde viktorya güldü.
"Damak zevkinize göre yemekler hazırlattık"
İçeri geçerek söylediğinde kafamızı salladık, yoongi hala görünürde yoktu, masaya oturduk ki derin bir nefes aldım.
"Yoongi nerede?"
Bana döndüler, viktorya gerilmişken namjoon sinir ile elini sıktı, ester gülümsedi.
"Hasta,odasında dinleniyor"
"Görebilir miyim"
"Tavsiye etmem, sizde hasta olursunuz"
"Nasıl, görmek istiyorum"
Israr edeceğimi anladığında eli ile referans yaptı, kalktığımda hizmetli yolu gösterdi.
Sonunda bir odanın önünde durdu ve eğilerek gitti, kapıyı çaldığımda boğuk ses izin verdi.
İçeri girdim, etraf kitaplar ile doluydu ama ferah bir yapısıda vardı, yatakta uzanmış ve üstünü örtmüş yoongi'ye baktım, yine boğuk sesi ile konuştu.
"Ne oldu?"
Yanına giderek karşısında durdum.
"Bir şey olmadı, ben geldim"
Örtünün altındaki kafasını çıkarttı ve kalktı, yutkunarak baktı.
"N-ne işin var burada"
"Nişanlımı görmeye geldim"
Yanağında ve boynundaki morluklar kaşlarımı çatmama neden oldu, dövülerek yapıldığı belliydi.
Elimi yanağına koydum.
"Ne oldu sana böyle"
"B-bir şey olmadı"
"Bu izler ne yoongi"
Sesim sinirle çıkınca gözlerini kaçırdı.
"H-hasta-"
"Bana yalan söyleme"
"B-bamam dövdürdü"
"Neden?"
"Avda yeterli sayıda hayvan getiremedim"
Sinir ile soluyarak elimi çektim.
"Kalk ve elini yüzünü yıka, kahvaltıya inicez"
"Gelemem"
"Yoongi ne diyorsam onu yap"
Kalkarak banyoya gitti, geri gelerek siyah ve mavi bir kıyafet seçti, geri lavaboya dönerek üstünü giyindi.
Karşımda durduğunda üstü mavi , altı siyah ve sporları mavi beyazdı, kalkarak elini tuttum.
Aşşağı indik, salona girdiğimizde bize döndüler, viktoryanın bakışları acı içindeydi, namjoon ise üzülmüş duruyordu.
Yoongi'yi oturtarak ester'e baktım.
"Nişanlıma böyle mi bakılıyor?"
"Ceza aldıysan çekeceksin"
"Bir daha yoongi'ye dokunma ester"
"Benim sarayımda beni tehditmi ediyorsun? Bu zavallı için"
"Asıl zavallının sen olduğunu ne zaman anlayacaksın? Bir daha yoongi'ye dokunmayacaksın"
Geri yaslanarak alay ile baktı ve kafasını salladı.
"Pekala, istediğin gibi olsun"
Sinir ile yoongi'nin yanına oturdum, yoongi kafasını kaldırmazken tabağını doldurdum, titreyen parmakları ile çubukları tuttuğunda Viktorya elini sarı saçlara koydu.
Okşayarak derin bir nefes verdiğinde yoongi biraz rahatladı, daha sonra Viktorya ile konuşsam iyi olurdu.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope: Eftelya
FantasyDurup ona baktım, çok şirin görünüyordu, kaşlarını düzeldi ve bana baktı. "Ne?" "Çok şirin duruyorsun" Yanakları kızarmaya başladı,