Kahvaltıya inmek için odamdan çıktığımda karşıda yoongi'yi gördüm, beyaz giyinmiş ti ve meleklere benziyordu.
Bende siyah giyindiğim için uyumlu görünüyoduk, hızlıca yanına gittim.
"Günaydın"
Bana dönerek kafasını salladı.
"Günaydın"
"Güzel görünüyorsun"
Gözlerini kıpıştırıp kafasını eğdi, yanakları kızarmıştı.
"Teşekkür ederim"
Aşşağı indik, jin ve namjoon ileride konuşarak ilerliyorlardı, diğerleri çoktan salona gitmişlerdir.
Bizde yemek salonuna girdiğimizde ester yoktu, yoongi'nin masasını çektim,oturduğunda yanına oturdum.
Viktorya başlamamızı işaret etti.
"Ester biraz yorgun, bize ktılamayacak"
"Soran olmadı anne"
Namjoon'un bu cümlesine gülmek istesekde kendimizi durdurduk, viktorya gülerek kafasını salladı.
"Ah namjoon, çok açık sözlüsün"
Namjoon da gülümsediğin de Viktorya yoongi'ye döndü.
"Güzelim, solmuş gibisin"
"İyiyim anne"
"Meyve suyu hazırlayayım"
Kalktığında yoongi kafasını salladı, vitorya salondan çıktığında yoongi'ye döndüm.
"İyisin değil mi?"
"Evet, annem abatıyor"
Gülerek baktığımda kafasını çevirdi, önüme döndüm, jungkook öksüdüğünde jimin sırtına vurdu.
"Aşkım iyimisin?"
Jungkook kafasını salladığında yoongi kaşlarını kaldırdı.
"Sevgililer mi?"
"Evliler"
"Ah bilmiyordum"
"Konuşmadığın için olabilir"
"Ne bu iğneleme?"
"İğneleme yapmadım, göz önünde olanı söyledim"
Göz devirip önüne döndüğünde jin kıpırdandı.
"Eğlence falan yok mu? Sıkıldım ben"
"Kasabada meyhaneler her gece eğlence düzenler ama biz gitmeyiz"
Namjoon konuştuğunda jin eğilip yüzüne yaklaştırdı.
"Neden?"
"Tarzımız değil, kasabaya ekisen yoongi çok giderdi ama yasaklandı"
Yoongi göz evirip geri yaslandığında jimin konuştu, jungkook şuan biraz daha iyiydi.
"Gidelim o zaman, sonuçta misafiriz"
Namjoon kafasını salladığında viktorya içeri girdi, elinde 7 bardak meyve suyu vardı, hepimizin önüne bir tane koydu.
Yoongi'nin bardağını uzattı.
"Mandalina suyu"
Yoongi gülerek aldı.
"Teşekkür ederim anne"
"Rica ederim güzelim"
Otuduğunda namjoon annesine baktı.
"Bu gece geç gelicez, haberin olsun"
"Neden?"
"Eğlenmek için dışarı çıkıcaz"
"Orman yakınında bir yer var, kimse bilmez ama en çok orada gösteri ve şarkılar var, güney tarafında"
"Sen nereden biliyorsun?"
"Babanla nerede tanıştık sanıyorsun"
"Iyy"
Güldüğümüzde Viktorya kafasını salladı, doyduğumuzda kalktık, kütüphaneye gittik, namjoon kimseyi içeri sokmaz kitaplarını kendi temizlermiş tabi yoongi istina.
Şimdi de bizi götürüyordu, geniş kapıyı açarak içeri girdiğinde bizde arkasından girdik, diğer kütüphaneler gibiydi ama burası sadece camdan oluşuyordu.
Yoongi etrafa baktı.
"Yukarıda olan kat daha güzel"
İlerlediğinde takip ettim, diğerleri de etrafa dağıldığında yukarı kata çıktık, cama yaklaştığımda manzarası mükemmeldi.
Yoongi kitaplar arasında dolaştığında peşinden gittim, yukarıda olan kitaba uzandığında aldım, bana döndüğünde verdim, yanakları kızardı.
"Teşekkür ederim"
Biraz daha yaklaştım.
"Neden bu kadar kısıtlı yaşıyorsun, neden babana kendini kanıtlamıyorsun?"
"Gücüm yok hoseok, dirençli değilim"
"Ama zekisin"
"Babam kas gücüne önem verir, yeterince güçlüysen iyisindir"
Göz devirip geri çekildim, yanda duran masaya gittiğinde bende gittim, oturduk.
Gülerek kitabı açınca içinden resimler çıktı, gülerek baktım.
"Bunu mu okuyorsun?"
"İlk okuduğum kitaptı"
Kafamı salladım ve yüzündeki gülümsemeyi izledim.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope: Eftelya
FantasyDurup ona baktım, çok şirin görünüyordu, kaşlarını düzeldi ve bana baktı. "Ne?" "Çok şirin duruyorsun" Yanakları kızarmaya başladı,