Kanae
Shinobu "Neden ben tek başıma bu kadar basit bir görevi yapamıyorum!?" diye haykırırken, bende köyden aldığımız odunları el arabasına taşıyordum.
Tek başına odunları taşısa zaten yolun ortasında uyuya kalırdı. Daha ergenliğe bile girmemişti. Sanki çok büyükmüş gibi konuşup duruyordu.
Doğal yöntemlerle odunları kesebilirdik ama Shinobu'nun ısrarlarına rağmen babam ikimizin köyden almasını istedi. Shinobu'yu genelde fazla agresif bulsam da cidden köye kadar gelmemize gerek yoktu. Babalar işte. Hele iki kız babası olunca fazla korumacı davranabiliyorlar.
"Kanae bırak hepsini ben taşıyacağım" Shinobu mızmızlanmayı bırakıp babama inat olsun diye yine bütün işi kendi başına yapmaya çalışıcaktı tabi.
"İnat etme Shinobu"
"Etmiyorum"
"Aferim o zaman"
3
2
1
"O odunu bırakmazsan kötü olur abla" bingo!"Yapma böyle Shinobu, bak ikimiz taşıyalım hemen bitirelim hemen eve dönüp babama ne kadar hızlı olduğumuzu kanıtlayalım işte" Senden bir adım öndeyim.
Bu teklifi reddetmesi imkansız "Çok yavaşsın, acele et biraz abla" bingo 2x
<>
Sırf Shinobu'yu kırmamak için elimden geldiğince hızlı taşıdım odunları el arabasına. Yarım saattir yürüyoruz ve el arabasını taşımakta bi hayli zorlanıyoruz. Biz dediğim Shinobu ve inadı.
Sırf babama "kas gücünü" kanıtlamak için el arabasına odunları doldurabildiği kadar doldurup ben taşırım hepsini deyip şimdi acıdan kıvranıyor ve bana belli etmediğini zannediyor.
O ve inadı varken odunları benim taşımama ne gerek var? :)
"Abla"
"Hıı"
"Şey..."
"Hıı"Tek nefeste "El arabasını taşımak ister misin?"
dedi.
"Yoo neden ki"
"Hiç..."
"Sorun yok o zaman" Yorulduğunu itiraf etmeden gebersem almam o arabayı Shinobu.<>
Aradan sadece 10 dakika geçti ve...
Şu anda Shinobu yerde yatıyor, ve ben de gülmekten yerde yatıyorum.Kendini o kadar zorladı ki öküz gibi yayıldı birden yere. Komik olansa yere yapışmadan önce ,el arabasına son kalan gücüyle tekme atmasıydı.
Kız kardeşim fazla azimli. Fazla güçsüz olmasına rağmen...
Ve şimdi elimde bir bayılmış Shinobu ile bir ayağı kırık el arabası var. Arabayı gebersem almam demiştim 10 dakika önce.
Peki sizce ben ne yaptım?
Tabiki Shinobu'yu kaldırarak yüzüstü, bok çuvalı gibi arabaya atıp üstüne çok nazik bir şekilde (!) hırkamı örttüm. Eğer onu geberdi sayarsak sözümden dönmüş olmuyordum.
Ve tekrar yola koyuldum. Bir ormana girdiğimde köy yolundan sapmıştım.
Yeniden köy yolunu aramaya başlamıştım ki
sık ağaçların içinden acı bir bağırış duydum."Anne" diye bağırmıştı biri avazı çıktığı kadar.
Ne yaptığımı bilmeden bir çırpıda el arabasını bırakıp sesin geldiği tarafa koştum ve bir ağacın arkasından sesin merkezine baktım. Keşke bakmaz olaydım.
Benden biraz büyük bir çocuğun üstünde ona dişlerini gösteren bir şey gördüm. Karanlıkta pek belli olmuyordu ama sanırım bir kurttu.
Çocuk elindeki baltayla kurta darbeler atıyordu ama kurt yinede dim dik karşısında durmaya devam ediyordu.
Nasıl hiç yaralanmıyordu?
Bu işte bir iş vardı.
Sonra kurda benzeyen şeyin gözlerinin parıldadığını gördüm. Ah! hayır, atağa geçip çocuğu tek bir hamlede öldürecekti.
Ama benim gördüğümü çocuk gömüyordu. Neden!?
Hala baltasını savuruyordu, savunmaya geçmiyordu.
Canavar bir hamlede bulunmadan önce ağacın arkasından çıkmayı başarıp iki elimle çocuğun belinden tutmayı becerdiğim gibi onu geriye çektim.
O kadar hızlı hareket etmiştim ki canavarın pençesi bizi değil havayı kesti.
Geriye çekmemle popomun üstüne düşmem bir oldu, tabi çocukta benim kucağıma düşmüştü.
İlk kez yakından baktım çocuğa o anda. Benden uzun ve kar beyazı saçlı bir çocuktu. Kar beyazı mı? Şimdi bunu düşünecek zaman değil Kanae!
Evet, nerede kalmıştık. Bizi geriye çekmemle canavar afalladı. Çocuk bunu fırsat bilip ayağa kalkarak baltasını büyük bir güçle canavarın boynuna sapladı. Sapladıktan sonra baltayı ittirip canice kafasını kesti. Oha!
Bu çocuk canavardan daha cani çıkmıştı! Canavarın kanı üstüne sıçradığı için müthiş korkunç görünüyordu. Kar beyazı saçlarına da kan sıçramıştı...
Yerdeki parçalanan cesede bakıp başını bana çevirdi çocuk. Ürktüm ve refleks olarak bir adım geri gittim.
Yüzü donuk bakıyordu ama geri kaçtığımı görünce gözlerinden bir duygu geçti. O duygu kırgınlık mıydı? Hayır, muhtemelen ben yanlış görmüştüm.
Bana bir süre daha anlam veremediğim bir ifadeyle baktıktan sonra "Teşekkür Ederim" diye mırıldandı. Ah, ben onu kurtarmıştım değil mi?
Daha fazla dayanamayıp arkamı dönerek geldiğim yere koşmaya başladım.
Shinobu'yu bıraktığım gibi aynı yerde bulduğumda içime azcık da olsa su serpildi.
Tekrar el arabasını elime alıp hızlı adımlarla yürümeye başladım.
Ve böyle bir şekilde eve vardık...
<>
Bu işleri az çok biliyorum içiniz rahat olsun
Yazdığım ilk senaryolar bunlar ve aklımda daha neler var neler :)
Oy sayısı önemli değil benim için
Siz yorum yapın yeter <3< Tekrar görüşmek dileğiyle >
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanemi x Kanae < Başka Bir Evrende >
Novela JuvenilAilesini kaybettiği için aynı kaderi yaşayan iki insan...