Dün akşamki gibi şık değildim. Evin içinde olacağımız için şort ve bir tişört giyip aşağı indim. Kolum çok agriyodu. Kaldırmakta zorlanıyordum.
Merdivenden indiğimde arasla karşılaştık. Beni inceledi.
"Evde neden böyle geziyorsun? İçinde iç çamaşırı var mı?"
Sorusuyla utançtan kıpkırmızı olmuştum.
"E-evet var."
Aras sinirli gözüküyordu.
"Bu evde tahmin edemeyeceğin kadar adam var. Ve emin ol hiçbirinin niyeti iyi değil. Kendine çeki düzen ver. Ben evde değilken de böyle mi giyiniyorsun?"
Bu yaptığı şey kıskançlık mıydı yoksa sadece uyarı miydi bilmiyordum. Ama kızdığı belliydi. Kolumun intikamı olarak onu biraz kiskirktmayi denedim.
"Yani bazen daha kısa. Bazen sadece tişört. Bazen iç çamaşırım bile olmuyor. Fark etmedin mi?"
Son basamakta olan beni Aras kolumdan tutup aşağı - kendine- çekti.
"Demek kıyafet kuralı da gerekiyor."
"Evde de rahat giyinemeyecek miyim?"
"Ben evdeyken veya odanda yalnızken istediğin gibi giyin. İstersen çıplak gez. Ama ben evde yokken ve bu adamlar katlarda dolaşırken gerekiyorsa kapanacaksin."
"Oldu. Emredersin."
"Trip mi bu?"
"Kıskançlık mi bu?"
"Korumak için dedim. Nerede kimlerle yaşadığının farkında değilsin Eylül."Birbirimize çok yakındık. Kokusu konuşmak için nefes aldığımda ciğerlerime doluyordu.
"Onlar senden daha mı tehlikeli?"
Aras hafif sırıttı.
"Kimse benden daha tehlikeli değil küçük kız."
"O zaman asıl senden korkmam gerekmez mi?"
"Benden korkuyorsun zaten."Kalbim çarpmaya başladı. Konuşurken gözlerim kapanmisti yakınlığı yüzünden.
"Seni sakınıyorum Eylül. Çünkü sen benim misafirim ve güzel bir kadınsın. Saygı duyduğum insanların özelliklerine sahipsin kısaca. Sana dokunmuyorum, korkutmuyorum çünkü saygı duyuyorum. O hayvanlar saygıdan anlamazlar."
Gözlerimi açıp arasa baktım. Bunca zaman konuşurken bile beni izliyormuş. Utanmıştım. Bakışlarımı yere çevirdim. Benden biraz uzaklaştı.
"Havva sofrayı kurmuştur. Hadi."
Salondaki yemek masasına kurulmuştu sofra. Bir ucuna Aras oturdu. Diğer ucuna da ben.
Havva bize yemekleri koydu. Kurt gibi açıkmıştım.
"Ellerine sağlık Havva. Çok güzel kokuyorlar."
"Teşekkür ederim Eylül hanım."
"Havva bu arada benim çarşaflarımı değiştirebilir misin?"
"Hemen Eylül hanım."Havva yanımızdan ayrıldıktan sonra nefis sofraya baktım. Yemeğe çatalı batiracagim anda Aras engel oldu.
"Ne?"
"Cezalı olduğunu unuttun sanırım."
"Beni aç bırakarak mi ceza vereceksin."
"Evet."Sofradan kalkmama da izin vermedi.
"Sofraya beraber oturup beraber kalkacağımızı söylemiştim."
"Ya sen!"
"Trip atmakla ilgili kuralımı da biliyorsun."
"Küfür etmek veya lanet okumakla alakalı bir kuralın da var mı?"
"Böyle bir şey söylemeyeceğini düşünerek kural koyma gereği duymadım."Çatalı ve bıçağı bırakıp sadece oturdum. Aras yemeğini yiyordu. Ben de onu izliyordum.
"İşlerden geri dönüş aldın mı?"
"Hayır. Tüm gün gezdim. Sonuç hala sıfır."
"Teklifime hala kötü mü bakiyosun?"
"Kötü olan bir şeye nasıl bakayım?"
"Eylüül Eylül unutma ki bu evden ya borcunu öder elini kolunu sallaya sallaya çıkarsın ya da odeyemezsin cenazen çıkar. Hatta ne cenazesi ya? Sadece cesedin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf+18
Romansa"Aras ne yapıyorsun?" "Bu evde kaldığın sürece istediğimi yapabileceğimi söyledim." "Taciz?" "Hoşuna gidiyor. Eğer istemiyorsan gidebilirim." Aras tam üstümde duruyordu. Nefesini hissedebiliyordum. Ne demem gerektiğini bilemedim. Aras gülümsedi. A...