Nasıl bir güne gözlerimi açtığımı bilmiyordum.Sadece tanıdık odanın verdiği mutlulukla etrafa bakıyordum.Evimdeydim, hep olmam gereken yerdeydim.
"Günaydın"
Kapının kenarında öylece duran esmeri farketmemin bu kadar zaman alabildiğine şaşırıyordum.Oysaki ilk andan itibaren beynim delice onu bulmaya çalışıyordu.
"Senin burada ne işin var?"
Düşündüklerime zıt olarak konuştuklarımın tek sebebi Kaiydi.Beni bu hale getiren buna zorlayan ondan başkası değildi.
"O ne demek öyle"
Sert bakışlarını üzerimde gezdirirken gerginlikle oturduğum yatağa gömüldüm.
"Sehun gelecekti"
Şu an ona delice merak ettiğim soruları sormak yerine gereksiz bir inadı büyüttüğümün farkındayım fakat birinin aramızdaki anlamsız ilişkiye son vermesi gerekti. Aksi taktirde ben daha fazla sevecek ve daha fazla üzülecektim.
Artık üzülen taraf olmak istemiyordum.
"Sehun yok ben varım"
İğneleyici konuşmasıyla gülümsedim. Şu an bile gözüme o kadar tatlı gözüküyordu ki at gözlüklerimin olmadığına şüpheliydim.
"Onu istiyorum"
Kendinden emin konuşmam onun üzerime gelmesiyle yerle bir olmuştu.
"Hayır. Böyle bir şeye imkan yok.Seni korumak için görevlendirilen kişi benim.Ben,Sehun değil"
Her cümlesi aşırı baskı öğeleri barındırırken kırmızılara bürünen gözlerine baktım.
Ateşin bu kadar güzel gözüktüğünün farkında değildim ya da ateş Kainin gözlerinde bana çöldeki su kadar ferah geliyordu.Sorun bendeydi buna eminim.Gereksiz yere bu kadar sevmek niyeydi ki zaten.
"Peki. Nasıl istersen"
Diretmememe Kaide benim gibi şaşırmıştı.Evet beynimin en derinlerine yolladığım kelimeleri anca bu kadar tutabiliyordum.Bu adamın karşısında irade diye bir öğeyi kendimde barındıramıyordum.
Konuşmasa da suratına yayılan gülümsemesiyle bir zafer kutlaması yaptığının farkındaydım. Henüz çok fazla yanında kalmak gibi bir imkanım olmuş olmasa da onu bu kadar tanıyabilimiştim.Kaybetmeyi sevmiyordu hatta bundan nefret ediyordu.
"Odamdan çıkacak mısın?"
Hala üstümde duran günlük kıyafetlerime baktım.Güzel bir banyo yapmam gerekti.