Gözlerimi açtığımda gene yatağımda uzanıyordum. Buraya kendi ayaklarımla gelmediğimin bilincindeydim.Ya da üstümde ki kıyafetleri de ben değiştirmemiştim.
"Kai"
Beynim istemsizce onu bulmaya odaklandığında yatağın sağına bir sandalye çekmiş oturduğunu gördüm."Neler oldu"
Beni anlayabilmesi için tümüyle ona döndüğümde derin bir iç çekti.
"Dün seni bulduğumda suyun içinde yüzüyordun.Banyo yapmayı bile beceremiyor musun?"
Sevimsizce bir bakış attığında derince yutkundum.Beni küçük bir çocuk olarak mı görüyordu? Neden sürekli korunması gereken bir kardeş gibi bir izlenim veriyordum sanki.
"Sadece bir anlığına gözlerim karardı yoksa elbette banyo yapabilirim"
Tatmin olmamış gibi başını iki yana salladı.
"Evet tabiki"
Çekindiğim halde boğazımı tamizledim.
"Kıyafetlerimi kim değiştirdi?"
Bilmiş bir sırıtış suratında yayılırken korktuğumun gerçek olduğunu farkediyordum. Benim gereksiz vücudumu görmüş müydü?
"Burada benden başka biri var mı ?"
Her ihtimale karşı tekrar etrafı taradığımda tek bir nefes kırıntısı dahi yoktu.
"Hayır"
Bilinçsizce ona cevap verdiğimde gülümsediğini gördüm.
"O halde ben değiştirmiş oluyorum değil mi?"
Haklı olduğunu belirtircesine başımı sallarken yanaklarımın kızarıklığını hissediyordum. Elmacık kemiklerimdeki deriler yanıyordu.
"Oh üzgünüm benim yüzümden zahmete girdin"
Göğsü kabardığında gülümseyerek ona baktım.Şımartılmayı seviyordu.İlgi görmemiş küçük bir çocuk gibiydi.
"Evet seni o suyun içinden çıkartıp buraya kadar taşıdım ve üstünü değiştirdim. İnanılmaz bir eziyetti"
Laf sokmakta ustaydı.Hele canımı yakmakta ...Kesinlikle en iyisi.
"Üzgünüm sana böyle bir iğrençliği yaşatmak istemezdim"
Arkamı dönüp yorganı kafama kadar çektiğim için nasıl bir tepki verdiğini bile bilmiyordum.
Ama benim canımı neden bu kadar çok yakıyordu.Canım o kadar yanıyordu ki gözyaşlarım gözlerime batıyordu.Ağlamak acizlikti,ağlamamak ise çaresizlik.Arafta kalmak her zaman favorimdi zaten şu anda olduğu gibi.
"Yorganı çek kafandan boğulacaksın"
Beni mi düşünüyordu şu an ? Ya da müstakbel eşi mi bilmiyorum.
"Siktir git kalbimin gereksiz kalp çarpıntısı"
Yorgan bütün suratımı sakladığı için rahatça bağırıyordum ki biraz sonra yorgan tepeleme yerdeydi.
"Duymuyorum diye bana küfür ediyorsun değil mi?"
Bir nevi haklı olabilirdi.
"Hayır yanlış anlıyorsun"
Beni iyice yatağa yapıştırıp kafamın her iki yanına ellerini sabitlediğinde az öncekinden daha az nefes alıyordum. Bu yakınlık fazlaydı.
"Duymuyorum diye ses titreşimlerini algılamadığımı mı düşünyorsun? Her arkanı döndüğünde bana saydırdığını farkediyorum.Benden gerçekten bu kadar nefret ediyorsan Sehunu çağırabilirim"