yirmi bir

206 16 49
                                    

bi suredir yazilip ciziliyor, konuyla ilgili konusuluyor, bana da her gun soruyorlar. doğru mu degil mi? degil desek de inanmiyorlar, yok oyle bir sey desek de inanmiyorlar. demek ki hissediyorlar. belki de haklilar. evet, dogru. kadir acikliyor! dogru! cok mutluyum, paylasmak istedim sizlerle de (opucuk atar)

| seda

Parmağımdaki yüzüğü diğer parmağımla çevirirken adımlarımın sesleri sokakta duyuluyor ve kulağımdaki kulaklığımdan yükselen Emre Aydın'ın sesi ruhumu dinlendiriyordu. Nefesimi dışarı verirken sağa döndüm ve caddeye çıkarak karşı kaldırıma geçtiğimde market tam karşımdaydı.

Marketin önünde de Kadir vardı.

Lacivert sweatshirtünün altından beyaz bir tişört giymişti ve tişörtü kalçalarının üstünde bitiyor, sweatshirtü omuzlarını sıkıca sarıyordu. Sırtı bana dönük olduğu için kürek kemiklerini dâhi seçebiliyordum. Mavi, bol bir pantolon giymişti ve tek eli belinde diğer eli ise yanındaki bisikletindeydi. Beli, omuzlarına göre bir tık daha ince ve kalçası da beline göre bir tık daha kalındı ama omuzlarını geçemezdi.

Ona doğru yürürken daha uzun izlemek için adımlarımı yavaşlattım. (askin tanimi ne diye soranlara bu paragrafi atarsiniz)

Yeşil bisikletini yanındaki direğe yasladı ve çömelip direğe kilitledikten sonra doğruluğunda yüzünü karşı kaldırıma çevirdi. Kahverengi gözleri kısıldı ve kısa kirpiklerinin arasından
kaldırımdaki insanlarda dolaştı. Adımlarım daha da yavaşladı, arkamdan geçen bir çocuğun kısık sesli küfrünü dâhi işittim ama Kadir'i incelemekle meşguldüm.

En son ne zaman görmüştüm? Bir gün önce falandı ama gözlerimiz dâhi buluşamadan yanımdan geçip gitmişti.

Kafasını soluna çevirdiğinde ense tıraşını görmüştüm. Açık kahverengi, dalgalı saçlarını yeni kısaltmıştı. Benimle konuşacağı için olduğunu düşündüm ama sonra bundan vazgeçtim. Ve o an gerçekleşti. Kadir, kafasını sağına çevirdi. Küçük, kahverengi gözleri, siyaha yakın renkteki büyük gözlerime değdiğinde büyüdü ve kıvrımlı kaşları havalandı. Aramızda üç adım kalmışken göz göze gelişimize hazırlıksız yakalandım ve adımlarım durdu.

Gözleri gözlerimi ve yüzümü uzunca izledikten sonra beyaz, üzerinde büyük, renkli çiçeklerin olduğu bileklerime kadar uzanan elbisenin açıkta bıraktığı gerdanımda gezindi. Üşürüm diye üstüme beyaz bir hırka atmıştım ama o bana baktıkça terlediğimi unutmuştum. Gözleri gerdanımdan aşağıya kaydı, bacaklarımı ve vücudumu saran elbiseyi dudaklarındaki tebessümle süzdükten sonra tekrar gözlerime baktığında bana doğru bir adım atacaktı ki önce davrandım.

Rüzgârın bozduğu kâkülümü parmaklarımla düzeltirken bir şey demeden yanından geçip marketin kapısına doğru yürüdüm.

O, beni görmezden gelip sayısız kez yanımdan geçmişti.

Sebebini ise bugün anlatacaktı ama kalbimdeki hüzün ve gurur ona olan kırgınlığımı belli etmeme neden oluyordu.

Kadir'in adım seslerini duydum ve marketin kapısına ittirmek için yaslandığımda arkamda belirip benimle birlikte kapıya uzandı ve kapıyı birlikte açarak içeri geçtik. Aramızdaki boy farkının azlığından ötürü burnu saçlarımın arasındaydı. "Merhaba, Seda," diye mırıldandı ardından ağzının içinde bir şeyler söyledi ama ondan uzaklaşıp market arabasını çekmekle meşgul olduğum için onu duyamadım. Ardından ise daha gür bir sesle tekrarladı. "Merhaba, Seda!"

Sesinde ve hareketlerinde heyecan vardı. Elini nereye koyacağını bilemiyordu. Oh olsun! "Merhaba," dedim sessizce ve arabayı önüme aldığımda hırkamın cebindeki kâğıdı parmaklarımla kavradım.

sevgilim biz ayrıldık || •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin