Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Tebrikler, sonunda affedildin." Yongbok kardeşinin dışarı çıkmak için hazırlandığını görüp odasına girmiş ve kıyafet dolu yatağına şokla bakmıştı.
Jisung, Seungmin'i Jeongin'e tercüme ettileri birkaç gün olmuştu ve Seungmin'le Jeongin o birkaç günü abilerinde geçirmişlerdi.
Şimdi Jisung Seungmin'le akşam yemeği yemek için Seul'e gidecekti. Akşam da Jeongin gittikleri motorla dönerken Seungmin Jisung'la eve dönecekti.
"Böyle oldu mu?" dedi Jisung kardeşine dönüp.
Açık kahverengi pantolonun üstüne beyaz hoodie giymişti.
"Çok 'arkadaşlarla takılıyorum' havasında. Ben bir kombin yapabilir miyim?" dedi Yongbok.
"Yap." Jisung üzerindeki arkadaşça kombini çıkarmış ve çalışma masasına oturup beklemeye başlamıştı.
Yongbok dolabı açıp mavi kot pantolonu, çekmeceyi açıp siyah ceketi, yatapın üstündeki boğazlı siyah kazağı, yere fırlatılan siyah adidas baskılı blazer ceketi almış ve hepsini kardeşinin kucağına bırakmıştı. "Giy bunları, geliyorum." diyip kendi odasından gümüş kolyesini almıştı. Jisung üzerine onları giyince kolyeyi de boynuna taktı. "Gayet şık, abartısız, boyfriend."
"Gece Seungmin'le gelme ihtimaline karşı odanı toplayacağım!" diyerek kardeşinin yanına geldi Yongbok.
Jisung ona göz devirip güldü. "Salak salak konuşma."
"Ne? Biz bile seviştik, ikinizin libidosu çok yüksek. Her an her şey olabilir. Jisung, arabayı karanlığa çektiğinden emin ol." dedi Yongbok kıkırdayarak.
