39: Tuval

1.2K 228 51
                                    

Okulun açılmasının üstünden birkaç hafta geçmişti.

Seungmin, okuldaki eşyalarını toplayıp da eve götüremeyecwği için atölyede geç saatlere kadar çalışıyor ve ikinci öğretimler okulu terk ederken anca okuldan çıkıyordu.

Birkaç gün üst üste abisinde kalmıştı ama onları daha fazla rahatsız etmek istemiyordu. Geç saatlerde yola çıkmaktan da nefret ediyordu.

Yine geç saatlere kalacağı bir gündü ve kusma isteği şimdiden artmıştı. Bir an önce ödevini bitirip abisinin evine bırakmayı istiyordu.

Herkes gittikten sonra Seungmin yine güvenlikten atölyenin anahtarını almış, saat dört gibi atölyeye girmişti. Akşam ona kadar çalışabilirdi. Yemek yeme işini aradan çıkarmış, atıştırmıştı yani, gece tekrar yemeyi planlıyordu.

Kulaklığını takıp alçıları renklendirerek yaptığı çalışmaya devam etti. Sözde tuval çalışmasıydı, birkaç kilo etmişti şimdiden yapıştırdığı alçılar. Bir de bunların kurumasını beklediği için her gün resmin birazcığını halledebiliyordu.

İç çekip alçıya boyayı ve suyu döküp karıştırmaya başladı birkaç gündür kullandığı kovada.

Birkaç saat geçmiş, saat çoktan 7 olmuştu. İç çekti. Henüz yapılacak yerleri çok fazlaydı. En azından bugün başka bir köşesini daha bitirenilirdi ama.

Düşünceleri, nasıl yapacağını hayal edişi, ufak hesaplamalarıyla uğraşırken atölyenin açılan kapısını duymamıştı bile.

Jisung elinde Yongbok'a yalvar yakar yaptırdıpı sıcacık yemeklerin dolu olduğu kaplarla gelmiş ve gencin karşısına oturup bağdaş kurmuştu.

Seungmin onu görüp irkilerek kulaklığını gösterdi. "Elim alçılı çıkarır mısın?"

Jisung onaylayarak kulaklıkları almış ve kutusuna koymuştu. "Hoş geldin."

"Hoş buldum, ne yapıyorsun?"

"Ödev." Seungmin surat astı. "Vize ödevimiz. Bir de bunun finali var. Bunaldım." Jisung gülmüş ve tabloyu incelemişti.

"Çok güzel görünüyor."

"Yapması o kadar zor ki, güzelliğine odaklanamıyorum. Koskoca çayırı yapmak çok kolaymıl gibi bir de insan ekledim oraya." dedi oflayıp. Katman katman yapıyordu, uçan yapraklar arasında halatla yapılmış tahta bir salıncakta iki küçük kız çocuğu etekleri uçuşurken birbirlerini sallıyorlardı.

"Eli halatın üstğnde duruyor, yapraklar da üstte. Çimenler kızlardan önce görünüyor, aşırı iyi durmuş. Bayıldım." dedi Jisung gencin arkasına oturup bakarken.

"Çimenler, çiçekler ve kızların elbiselerinin detayları kaldı. Ağaca da eklemeler yapacağım."

"Saçlarını bşle katmanlı yapmışsın, örgüler katlı duruyor ve topuzdan çıkan saçlar da öyle. Cidden aşık oldum bu tabloya." Seungmin tablosunu öven gence güldü ve başını yana doğru çevirip ona baktı. "Vize puanlaması bitince sana hediye edeceğim."

"Bayılırım bu hediyeye."

İkisi gülüşürken Jisung tekrar karşısına geçti. "Yongbok'a yemek yaptırdım."

"Öğren artık yemek pişirmeyi."

"Pişirmeyi biliyorum, ama yanıyor. Bu işi çözemedim. Her hafta bir yemek deniyoruz ve o akşam aç kalıyoruz. Felix beceriksizliğimi çözemedi ama bence tüm yemek yapma becerisini o almış." Seungmin gencin ürettiği teoriye kahkaha attı.

"Yongbok'la yaşamasan öğrenirdin, ona güveniyorsun."

"Olabilir, o olmadan yaşamak çok zor olacak." dedi. İkisi gülüşürken Jisung devam etti. "Heh, işte, yemek yaptı. Hala sıcakken yiyelim."

İkizler / seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin