47: Ayı ya

890 166 51
                                    

"Kaç ay oldu lan siz çıkmaya başlayalı?" Ryujin merakla gençlere bakarken Jeongin denize doğru bakıp gözlerini kıstı ve iç çekti.

"Saymadım, bereketi kaçmasın." dedi Jeongin gülerek. Seungmin de arkadaşının salak cevabına gülmüş ve kendi ilişkisini saymaya başlamıştı.

Nisan başında çıkmaya başlamışlardı. Temmuz ayının sonundalardı ve okulun ilk yılı bitmişti.
Dört aydır anca çıkıyorlardı.

"Bizim dördü geçmiş sanırım." dedi Seungmin. "Ama aylarca flört ettik. Bunlar hop diye sevgili oldu." diyerek arkadaşını zorbaladı.

"Sana ne lan?" dedi Jeongin ona vurup.

"Bak çocuk!"

"Ya! İki dakika atışmadan yapamaz mısınız siz?" dedi Yuna ikisini ayırıp.

"Anlaşamıyorlar ki başka türlü." dedi Ryujin de. Ortadaki üzüm kabından bir salkım almış ve yemeye başlamıştı.

Dördü, kızlar şehir dışındaki üniversitelerinden gelir gelmez tatile gittikleri için buluşamamıştı. Sonunda tatili bitirip gelen kızlarla oturup deniz kenarında akşam üzeri meyve yiyerek sohbet ediyorlardı.

"Sizde ne var ne yok?"dedi Seungmin gülüp. "Ryujin çocuğu tavladın mı tatilde?" dediğinde Yuna göz devirdi.

"Gerçekten mandalinayı soymadan ne çıkacağını bilemezmişsin. Çocuk pisliğin teki çıktı."

"Ne yaptı lan?" diyerek doğruldu ağır abiler. Şaşırdık mı? Sanmıyorum.

"Ya, sıkıştırdı falan işte. Fiziksel değil, sözlü. Yok sevgilim olacaksın, yok şöyle yok böyle. Salak işte." dediğinde Seungmin elini uzattı. "Versene sen şu puştun numarasını. Kim lan o sana emir veriyor? Kızlarımı yedirmem ben."

"Sadece bu olsa!" dedi Yuna. "Havuzdayken dibine dibine girdi, yok mayon yamulmuş falan diyerek askılarına dokunmalar!" diyip olanları oğlanlara söylediğinde Ryujin sussun diye dürttü onu. "Sus be."

"Susmayacağım."dedi Yuna göz devirip. "Kızıma neler yapacaktı ben olmasaydım!"

"Kendimi koruyordum, havuzdan sonra bir daha yaklaşmadı zaten." dediyse bile Seungmin ve Jeongin'in çoktan tepesinin tası atmıştı.

Jeongin kızın telefonundan oğlanın numarasını bulmuş ve numarayı kendi telefonuna kaydetmişti.

"Çağırayım da bir dövelim pezevengi." diyerek arama simgesine bastı. Ryujin yüzünü sıvazlayıp oflarken Jeongin konuşmaya başlamış, havalara girdiği için işaret parmağının üstüyle burnunun altını kaşıyıp derin bir nefes almıştı.

"Alo? Kardeşim, şimdi ben sana bu numaradan bir konum atacağım, sen de dayak yemeye tıpış tıpış geleceksin. Beni yormayacaksın, tamam mı? Ryujin'in canını yakanın canını yakarım, bunu göstereceğim sana."

Seungmin de tüm vücudunun sinirle dolup taştığını hissederken Ryujin ofladı. Kesinlikle hala ergen iki arkadaşları vardı. Bir de Yuna gaz vermişti, tam olmuştu.

Jeongin çocuğa en son ''Kalıbının adamıysan tek gelirsin lan.'' diyerek telefonu kapattığında Ryujin arkadaşına vurdu.

"Salak mısın ya?! Tek başına gelmezse ne olacak?" dediğinde sahile buluşurken çağırdıkları ama anca şimdi gelen ikizler girmiş ve onlara yaklaştıkları için Ryujin'in son sorusunu duymuşlardı.

"Kim nereye tek gelmezse ne olacak?" dedi Yongbok yere oturup sevgilisinin yanağını öperken.

"Ryujin'e yavşaklık yapan puştu kavgaya çağırdık da." dedi Seungmin kucağına uzanan sevgilisinin saçlarını severken.

İkizler / seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin