1. DİLEK

524 21 2
                                    

Hadi buraya bir başlangıç tarihi bırakalım, olur mu?

...

15 yıl önce.

08.01.2009

"Poyraz! Poyraz!" Kapının önünden Poyraz'ın kollarına koştu Alya.

"Alya!" Kollarını kocaman açtı Poyraz. Birbirlerini kocaman kucakladılar.

"Gitmemişsiniz! Gitmeyecek misiniz?" Dedi Poyraz hevesle. Alya Poyraz'dan ayrıldı. "Gideceğiz." Dedi dudaklarını büzerek. "Ama annem son kez seni görmeme izin verdi."

Poyraz'ın dünyası başına yıkılmıştı. Alya onun tek arkadaşıydı. Onu çok seviyordu. Bir süre Alya'ya baktı. Artık olmayacaktı, birlikte vakit geçiremeyeceklerdi.

Ardından bir çok kişi bahçeye doluşmaya başladı. Alya cebinden küçük kırmızı bir hediye paketi çıkardı. "Bu senin hediyen. İyi ki doğdun Poyraz." Dedi ve tekrar Poyraz'a sarıldı. Poyraz Alya'nın ona doğru uzattığı hediye paketini eline aldı, açtı. İçinden kırmızı ve siyah renklerle örülmüş bir bileklik, ortasında ise A harfi vardı. Poyraz bilekliği eline aldı ve "sen mi ördün?" Dedi Alya'ya baktı. Alya kafasını salladı.

"Çok güzel olmuş."

Alya Poyraz'ın elinden bilekliği çekip aldı. "O zaman takalım." Dedi bilekliği Poyraz'ın bileğine bağlayıp, kendi bileğini gösterdi. "Bak seninkinde A harfi, benimkinde P harfi var." Poyraz gülümseyerek bilekliğe baktı. "Hiç çıkarma olur mu Poyraz? Ben uzaklara gideceğim. Biz birbirimizi bu bileklikten tanıyacağız." Buruk bir gülümseme oluştu Poyraz'ın yüzünde.

"Bir daha görüşebilecek miyiz yani?" Umutla konuştu Poyraz.

Cevap vermedi Alya.

"Poyraz! Hadi yavrum, pasta keseceğiz!" Dedi Poyraz'ın annesi Selin. Alya ve Poyraz'ın yanına geldi. "Hoş geldin Alyacığım." Dedi Selin Alya'ya sarıldı. "Hadi pastayı keselim öyle oynayın oyununuzu." Birlikte pastanın olduğu yere yürüdüler. Poyraz masanın başına geçti. Selin mumları yakıp, oğlunun önüne pastayı koydu.

"Dilek dile Poyraz." Dedi Alya en neşeli sesiyle. Poyraz Alya'ya baktı ardından gözlerini kapatıp bir kaç saniye bekledi dudaklarını büzüp pastanın üstündeki mumlara üfledi. Mumlar söndüğünde büyük bir alkış tufanı koptu.

Alya Poyraz'ın yanına ilerledi. Kırmızı elbisesini düzeltti. Selin fotoğraf makinesi çıkarıp ikisinin fotoğrafının çekti.

"Alya." Dedi Poyraz. Alya Poyraz'a döndü. "Hadi gel,"

"Nereye ki?"

Poyraz yürümeye başlamıştı bile. Alya Poyraz'ı takip etti. Evin bahçesine çıktılar. Poyraz arka bahçeye doğru ilerledi ve çardağın yanına doğru yürüdü. Oturduğunda Alya'da yanına oturdu.

"Kırmızı sana yakışmış." Dedi Poyraz Alya'ya bakarak. Alya Poyraz'a daha çok yaklaştı.

"Takım elbisede sana yakışmış."

"Annemin zoruyla giydim."

Omuzlarını indirip kaldırdı Alya. "Artık hiçbir şeyin önemi kalmadı."

"Beni bekler misin?" Poyraz Alya'ya döndü.

"Ne demek bu?"

"Gideceğim Poyraz. Birazdan burada olmayacağım. Artık beni görmeyeceksin, birlikte okula gidemeyecek, boyama kitabı boyayamacak, kitap okuyamayacağız." Poyraz hiç birşey demedi. Haklıydı Alya, daha onu göremeyecekti. Omzunu silkti. "İnsanlar son kez görüştüklerinde ne yapar, bilmiyorum."

"Sarılırlar. Birbirlerine sözler veriler." Dedi Alya.

"Ne sözü vereceğim?"

"Bilmem."

"Ne diledin?" Dedi Alya. Poyraz kaşlarını çattı. "Söylersem gerçekleşmez. Hiç dileğin söylendiğini duydun mu Alya?"

"Olsun Poyraz. Bana söyle, ben bilmemezlikten gelirim. Gerçek olur." Gözlerini devirdi Poyraz. "Çok saçma konuşuyorsun." Alya'da gözlerini devirdi.

"Bu saçma değildi."

"Söz ver." Dedi Poyraz. "Ben gelmeden boyama kitabı boyamak yok. Birlikte okuyacağımız kitapları okumak da yok."

"Heidi ve Polyana'yıda mı?" Kafasını evet anlamında salladı Poyraz.

"Başka erkeklerde konuşmakda yok. Lunapark'a gitmekte, Elma şekeri yemekte yok. Bir de okuldan her geldiğimizde birbirimizi arayacağız. Söz mü?"

"Söz!" Dedi Alya hemencecik.

"Sende söz ver." Dedi Alya. "Beni bulacağına, bensiz Lunapark'a gitmeyeceğine ve başka kızlarla arkadaş olmayacağına söz ver. Beni her gün arayacağına. Söz ver."

"Söz."

"Bak tutacaksın ama sözünü," ciddi bir sesle konuştu Alya. "Sözden dönmek yok."

"Söz dedim ya kızım. Uzatma işte."

"Alya!" Dedi Selin. "Alya annen arıyor kızım." Selin çardağın yanına yürüdü. Alya'ya sıkıca sarıldı. "Dikkat et tamam mı? En kısa zamanda yanına, sizi ziyarete geleceğiz." Alya kafasını salladı. Ayağa kalktı hemen ardından Poyraz'da kalktı.

Poyraz Alya'nın karşısına dikildi. Kollarını Alya'ya doladı.

"Beni unutmayacağına söz ver Poyraz."

"Söz."

Alya çekileceği sırada Poyraz Alya'yı tuttu. "Seni diledim Alya."

...

Selam.

Bu kitabı yeniden düzenleme kararı aldım. Çünkü bildiğiniz üzere çok eski bir kitap, bu yüzden çok fazla anlatım hatası var ve kitabı istediğim gibi yansıtamadığımı düşünüyorum.

Lütfen destek olmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için çok önemli. Şimdiden teşekkür ederim. Kendinize dikkat edin;)

MAZİDE KALAN -Solmuş Çiçekler-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin