7. PARÇA

7 2 0
                                    

CRIPPLED BLACK PHOENIX, GREAT ESCAPE PT. 1

GERİ SAYIM SERİSİ V - DÖRT

7. PARÇA

Mutluluk maskesiyle sokağa çıkanların maskesinin düştüğü yerde bir yangın çıkardı. Önce maskeler, ardından duygular yanar ve yerdeki küllerin içinden gerçekler bir Anka kuşu edasıyla yeniden doğardı.

Belki herkesin hayatında bir var bir yoktu her şey, belki de develer gerçekten tellal, pireler de berberdi. Her şey belki de gerçekten tozpembe bir masaldan ibaretti. Buna yaşamak diyenler olsa bile, esas hayatın tozpembe değil, kapkara olduğunu yalnızca gözünden yaş akanlar bilirdi.

Kimdi ağlayan? Canı yanan mı? Yoksa canının bir daha yanamayacağını anlayan mı?

Öyle bir andı ki, nefes alınsa, alınan nefes ciğer delerdi. Öyle bir andı ki, gözden yaş aksa, akan yaş teni yakardı.

Bir kaktüsü kupkuru toprakta yeşerten tanrı, insanın göğsünün altından acı çektiren kalpleri söküp alamaz mıydı?

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye sordu genç kız korkuyla bir adım gerileyip. Emniyeti açık olan silah hemen gözlerinin önünde duruyor ve namlusu yere baksa dahi, tehdidi tam olarak göğsünü hedef alıyordu. "Bırak o silahı."

Cemil acıyla gülümserken, "Neden?" diye sordu. "Sen söylemedin mi babama benzediğimi? Sen demedin mi bir katil olduğumu? Sen değil miydin bahaneler uydurduğumu söyleyen?" Duraksadı. "Şimdi niye korkuyorsun komiser kız?" diye sordu. "İşin içine ölüm girince her şeyi unutanlardan mısın yoksa?"

Birce sakin ve temkinli olmaya çalışırken bir yandan da Cemil'e doğru adımlayıp, "Hiçbir şeyi unuttuğum falan yok," diye yanıtladı. "O elindeki silahı bırak ve bana ne anlatmak istiyorsan devam et. Dinleyeceğim. Söz veriyorum yargılamadan dinleyeceğim."

"Sence yargılaman canımı yakar mı?" diye sordu adam. "Ben zaten ömrüm boyunca yargılandım. Beni babam yargıladı, arkadaşlarım yargıladı, öğretmenlerim yargıladı, önüme kim çıkarsa yargıladı. Ben daha çocukken yandım, şimdi senin iki çakmak çakışına mı kül olurum sanıyorsun?" Alayla gülerken gözlerinden ince çizgiler halinden yaşlar aktı yanaklarına doğru. "Yapma cici kız," diye fısıldadı güçlükle. "Benim canım yanmaz."

"Yanar!" Diye bağırdı Birce gözyaşları içinde. Geçmiş hiç kapanmayan bir yara olduğunu sızım sızım sızlatarak öğretti. "Tek kötü hayat yaşayan sen misin sanıyorsun?" diye sordu öfkeyle. "Sen annenin yaptığı yemeği yedin, ben ne yapayım? Ben annemi hiç tanımadım. Sadece annemi de değil, ben babamın yüzünü bile görmedim. Sesini duymadım, kokusunu çekmedim içime. Tek başıma savaştım bu hayatta!" Öfkeyle duraksadı ve büyük bir adım attı. "Vazgeçmedim yaşamaktan. Elimi bile sürmedim başkasının hayatına. Kendi yolumda yürüdüm, kaderimi kabul edip ayakta kalmak için harcadım bütün gücümü. Düşmedim mi sanıyorsun? Düştüm, defalarca kez hem de. O kadar çok düştüm ki dizlerim bile uyuştu, artık acımaz oldu. Sen dizlerin uyuştu diye düşüşlerini hissetmemek ne demek bilir misin Cemil?" diye devam etti. "Hem de bir kadının bunları yaşamasının anlamını biliyor musun?"

Cemil sessiz kaldı.

"Bilmezsin," dedi Birce güçlü duruşunu bozmadan. "Ben anlatayım sana," diye devam etti. "Saçı uzun aklı kısa diye itham ettikleri kadınların sırtına onlarca yük yükledikten sonra neden gülmüyor diye onları aldatan adamların egemenliğinde olan bir dünyayı duymaya hazır ol. Bir," dedi eliyle işaret ederken. "Daha kız çocuğuyken başlar her şey. Baban oğlum diye gururla seni milletin önüne sunarken, görmezden gelir kızını. Yetmez, oğlunun pipisini cümle âleme resmederken kızının genç kızlığa adım atışını utanç meselesi haline getirir. Yetmez! İki," diyerek işaret etti. "Sokağa çıkanları izlerken temizlik yaparsın çocuk yaşta. Doyasıya eğlenen erkek kardeşin akşam eve dönünce önüne yemeğini koymak, yemeği bitince kaldırmak ve bulaşığını yıkamak zorunda kalırsın. Yetmez! Üç," dedi. "Erkek kardeşin gömleği bağrına kadar açık halde okula giderken, sen dizinin biraz üstünde biten etekle bile çıkamazsın sokağa. Kızını dövmeyen dizini döver lafına sığınarak deneme tahtası gibi kullanılır, sanki evin bütün işi sana aitmiş gibi davranırlar ama yetmez! Dört," diyerek nefes nefese durdu. İçli ve titrek bir nefes aldı. "Sokağa çıktığında baban yaşındaki adamların iğrenç bakışlarına maruz kaldın mı hiç? Bakışlarıyla bile seni soydukları psikolojisine kapıldın mı? Sen hiç işten otobüse, okuldan eve giderken takip edildin mi? Belalı bir sevgilin olduğunu ayrılmak istediğinde öğrendin mi? Ayrılmak istediğin için kurşuna dizildin mi? Çocuk doğurmadın diye yarım ve eksik olarak adlandırıldın mı?" diye ardı arkasına sorarak büyük bir adım daha atarak Cemil'e iyice yaklaştı. "Söylesene Cemil," dedi. "Sen hiç sayısız bıçak darbesi yedin mi? Sokak ortasında, acaba hangi köşeden birisi çıkıp da canıma kast edecek diye bekledin mi? Çaresizlik her bir zerrene sindiğinde varile sığdırılabileceğin korkusuna kapıldın mı?"

4 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin