Selam dostlar!
Herkes kemerlerini taktıysa eğer ufak bir yolculuğa çıkıyoruz. Şoförünüzün ilk seferi :). Bu yolda otobüsten inenler olacak ama aynı zamanda bazı duraklarda yeni yoldaşlarımız eklenecek o yüzden eğlenceli geçen bir süreç olmasını umuyorum. O halde bas gaza diyelim mi ne dersiniz?
Yolculuğumuza katılma tarihinizi bu pasaja alalım bakalım.
Yayımlanma tarihi: 30 Haziran 2024.
Bölüm huzurlarınızda o vakit.
Medya: derinden/Barış Diri
...
...
(2001, Aralık)
İnsanın görünce gözünün korktuğu dik yokuşlarının birinin tepesine kurulmuş, az nüfusa sahip bir kasabasında çetin geçen bir kış akşamıydı... Yıllar önce bugün köyün eski yerleşiklerinden olan Necmettin ağanın babasının ölüm yıldönümüydü. Kadınlar mutfakta yuvarlak yer sofrasında oturmuş dedikodularını yaparken, çocuklar büyük konağın avlusunda kabanlarını giymiş kartopu oynamaktaydı. Erkekler salonda oturmuş köyün bu kış için geçimini nasıl sağlayacaklarını konuşuyorlardı.
Bir anda konu yılın sonundaki hasat paylaşımında haksızlık yaptığı iddia edilen Mikail'e geldi. Kendisi altmışlarının sonunda büyükşehrin getirdiği olumsuz faktörlerden sıkılmış, soluğu henüz yirmisinde ayrıldığı memleketinde bulmuş bir beydi. Tapusu bulunmayan ve herkesin istediğini ekebildiği arazide kalan malların satışında kazanılan para, isteyenler arasında pay edilirdi. Köyün ağası Necmettin Bey ise bu paylaştırma işini ona emanet etmişti. Keşke etmeseydi... Açılan konu birazdan kan çıkartacaktı, alacakları üç kuruş para için yarım saattir dedikoducu kadınlar gibi başını şişirmişti. Babasının ölüm yıl dönümde yapılacak iş miydi yani...
Koltuğun arkasından av tüfeğini çıkartsa hepsine bir sıksa sussalar ne de güzel olurdu. Yok akşam akşam karakolla uğraşamazdı şimdi. Direk kalkıp defolun evimden dese? Yok o da olmazdı bir itibarı vardı. Boş yere yarın kadınların kocalarını evden kahveye yolladıktan sonra yaptıkları dedikoduya sakız olmak istemezdi. Önünde ki sehpayı kafalarında kırsa? Sehpaya yazıktı. Eşinin kıymetlisine yamuk yapmak olmazdı. Neyse diye geçirdi içinden, hepsi iyi insanlar birazdan kendi aralarında hallederler. Öylede oldu, biraz daha bu konu aralarında tartışıldı ve kapatıldı.
O esnada avluda çocukları ezmeden yürümeye çalışan gariban bir adet Semih vardı. 5 yıl önce eşiyle evlenmesine izin vermedikleri için kaçtıkları bir yaz akşamında bu köye gelmişlerdi. Yatsı namazından dönen Necmettin Ağa ile karşılaşan genç çift geceyi bu konakta geçirmiş ve sabah onlara sunulan teklifi kabul etmişlerdi. Kısacası eşi 5 yıldır konağın içiyle sorumluyken kendisi konağın dışıyla alakalı sorunlarla ilgileniyordu. Bir nevi kahyasıydı kendisi. Şikayeti yoktu fakat. Ama her ne kadar hayallerini süsleyen kadınla evlenmiş olsa da çocukları olmuyordu. Fena mı olurdu şöyle bacaklarına sürtünen minik veletlerden biri de onda olsaydı. Ama inancı tamdı bir yıl daha çalışsa tedavi için gerekli ücreti karşılayabilecek duruma geleceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özlem Prangası
Fiksi UmumHayatta herkese ve her şeye karşı bir yabancılığı olan bir kadın düşünün. Mutluluk duygusuna dahi özlemi olan, bir pranga misali kendisine bağlanmış o duygu; Özlem. Bir aileye, bir yuvaya, ufak bir tebessüm meydana getirecek minik bir iltifata dah...