𝟭𝟯 - Korku ve Dalga

85 11 20
                                    

Sizi de bayağı bir beklettim ama taslak hazırlamam gerekiyordu. Neyse özür diliyorum ve hasta olmuşum, ölüyorum🤧


♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦

'Bu arada Sasuke şirketi bayağı bir yükseltmişsin, tebrikler.'

Hala yüzsüz bir şekilde devam ediyordu, bir an önce buradan defolup gitmem gerekiyordu, midem bulanıyordu.

'Gerçi bu 'dedenin' en büyük hayaliydi, şirketi dünya çapında daha yükseklere getirmek.'

'Dedenin en büyük hayaliydi.'

Kaşınan avcum artık acımaya başlamıştı, beynime kanımın hücum ettiğini hissettim. Sinirden kulaklarım uğulduyordu. Şerefsiz, ban telime basmıştı.

Kabzayı tutmak için yalvarırvasına kaşınan ve acıyan avcumu kıramadım ve sonuç olarak elim belime gitti. Eminim kimse ne olduğunu anlamamıştı bile.

"Sasuke dur. Ne yapıyorsun?!..."

Ben Yami'nin gözlerine tamamen odaklanmışken Yami bir alnındaki silaha bir de bana bakıyordu.

"Bence sakince konuşabiliriz Sasuke..."

Dudaklarımdan hafif bir gülümseme kaçtı. Kendini tutamamıştım, o kadar komikti ki...

Pezevenk.

"Ben senin aksine gayet de sakinim Yami. Bence sen kendini sakinleştirmelisin. Kalp atışların birazdan göğsünü yarıp geçecek. Sakin ol Yami, sakin olmalısın Yami..."

Korku ve anlamazlıkla bakmaya devam etti, başkasının canını almakta işte böyle eğlenceliydi...

Ödeyecekti, herkes yaptıklarının bedelini ödeyecekti.

Kurtarıcım olan dedeme yaptıklarından sonra ölmek bu şerefsiz için ödüldü.

Sol elimle silahın şarjörünü çektim. Artık korkuyla bakan bakışlara şaşkınlıkta eklenmişti.

"Çok safsın Yami. Şirketim var diye kendini zeki zannetme, çünkü o da senin değil. Bak daha boş silahı kafana tuttuğumu fark edemedin bile. Çünkü sen bir korkak kedisin. Canın herşeyden, herkesten önce geliyor..."

Kıkırdadım ve silahı belime geri soktum. Arkamı döndüm.

"İyi geceler, biz gidelim artık. Malum saat geç oldu..."

Kafamı çevirdiğimde bir çift yeşil gözle karşılaştım.

Değişikti.

Evet gözlerinden korku okunuyordu ama bu sanki tam olarak korku değildi.

Az kalsın unutuyordum. O ne de olsa Yami'nin yavuklusuydu. Yami'ye bir şey olursa onunda sonu gelirdi. Korkusu doğaldı. Çünkü o da bir eşyaydı ve Yami tarafından satın alınmıştı.

♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦

Eve geldiğimizde tam odama çıkacaktım ki bir çift el yakama yapıştı.

"Ne yaptığını zannediyorsun lan it herif! Adamın kendi evinde alnına silah dayayıp dalga geçmekte ne demek oluyor?!"

Beklenen bir şeydi zaten. Ama gelene kadar sakin kalmasına şaşırmıştım doğrusu.

"Ne demekse o demek. Şimdi bırak beni."

"İyice terbiyesizleştin, seni tekrar adam etmek gerekiyor galiba."

Sinir kat sayım artmıştı. Ellerini sertçe yakamdan çektim ve sertçe onu geriye itekledim.

"Bu hayatta terbiyeyi öğreneceğim kişiler listesinin sonunda bile yer alamıyorsun. Sence 'adam etme' gibi kelimeleri kullanmaya hakkın var mı?"

Hiç birşey demedi, bende merdivenlere doğru yöneldim ve çıktım.

Odama girip kapıyı kitledim. Sade odamın havasını bir güzel içime mutlulukla çektim.

Aklıma şarjörü çektiğim zamanki yüzü aklıma geldi.

Sırıttım. Bir an kahkahaya boğulmak istedim ama henüz zamanı değildi.

Belimdeki özel işleme olan silahı çıkartınca bir soğukluk hissettim. Gururlu bir şekilde yerine koydum.

Bu kadar olaydan sonra sıcak bir duş iyi olurdu...





♦♦♦♦♦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlığın Mağsumluğu | SasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin