12 Ekim 2003, İstanbul
"sen kimsin ?" dedi Talat kafasına silah doğrultan kişiye.
"Ecelinim Talat komiser" dedi silah doğrultan kişi.
"Bırak beni bu yaptığın suç" dedi Talat sinirle.
"Boşuna nefesini tüketme Talat efendi öleceksin" dedi ve tetiği çekti.
"İntikamım başka bir bedende senden alınacak bunu sakın unutma" dedi Talat son kez.
"Elveda komiser Talat ölümün Eyüboğlu ailesi için çok hayırlı olacak" dedi ve tetiğe bastı.
Adam oradan hızla uzaklaştı.
Talat Şahin ise olduğu yerde can verdi...
22 Yıl Sonra (12 Ekim 2023), Londra
Barbaros'un Ağızından;
'Tolstoy'un bir sözü vardır. Ya bir insan yolculuğa çıkar ya da şehire bir yabancı gelir. Ben Barbaros Şahin bu intikam hikayesinin yeni yolcusu. Hazırsanız Eyüboğlu ailesi Babam Talat Şahin'in intikamını almak için geliyorum'.
O sırada odamın kapısı açıldı. ben o sırada gömleğimi giyiniyordum.
"Kim o ?" dedim.
"Benim Barbaros. hadi oğlum daha hazırlanmadın mı sen" dedi annem kadife gibi sesiyle.
"Hazırım anne şimdi çıkıyorum" dedim.
"Bak daha kahvaltı edicez oğlum 2 saat kaldı uçağa biraz çabuk ol" dedi annem.
Hızlıca gömleğimi giyip odadan çıktım ve mutfağa gittim annemin yanağından öptüm.
O benim herşeyimdi babam öldükten sonra bize hayatını adamıştı çünkü.
Bende onlara adamıştım kendimi özellikle küçük kız kardeşime çaktırmayın kendisi cadının tekidir ama temiz bir kalbi vardır onun. tanıyınca seversiniz ama o sizi sever mi emin değilim.
Neyse ben ve annem kahvaltımızı yaptıktan sonra havalimanına gittik.
3 saat sonra bizim uçağımız anons edildiğinde annemle birlikte uçağa bindik.
2 saat sonra Türkiye'ye inmiştik.
Babam ölmeden önceki yaşadığımız eve gelmiştik annemle birlikte
halam ve kardeşim 1 aydır Trabzon'daydı en yakın zamanda geleceklerdi bizim yanımıza.
Eşyalarımı yerleştim ve çocukluğumda hep oyun oynadığım yere geldim ve arkadaşlarımı beklemeye başladım.
2 dakika sonra cemal geldi.
O benim can dostumdu küçüklüğümüzden beri beraberdik ben onu tanırdım oda beni.
Cemal koşarak bana sarıldı.
"Barbar'ım Hoşgeldin" dedi her zamanki sevecen sesiyle.
"Hoşbuldum cemal'im" dedim aynı sıcaklıkta.
"Kara nerde kaldı yav" dedim birbirimizle sarılmayı bırakırken.
"Gelir şimdi merak etme sen" dedi cemal.
3 dakika sonra koşarak kara geldi.
Oda cemal kadar olmasa da benim dostumdu sırdaşım ve dert ortağımdı.
gerçek ailesi onu Eyüboğlu ailesi'nin bahçıvanına sattıkları için gerçek adını bilmiyorduk.
bu yüzden cemal'le ben ona 'kara' diyorduk. burslu bir şekilde benim gibi polis olmuştu.
Kara'ya "ee napıyor bizim şu Eyüboğulları dökülsene bir" dedim.
Kara "şirketleri batmak üzere bu aralar ortak arıyorlardı oğulları Sabit öldükten sonra" dedi.
Kara o aile'nin oğlu gibi büyümüştü ve tabiki eğitim masraflarını da onlar karşılamıştı.
Cemal ve kara'ya bakarak "hazır mısınız ?" dedim.
"Neye peki ?" dedi kara safça.
"İntikam için" dedim hırslı bir şekilde.
"Peki planın ne ?" dedi kara ciddi bir şekilde.
"Lara Eyüboğluyla evlenicem" dedim.
Kara şaşkınca yüzüme baktı.
Cemal "Ne ! Aga sen delirdin mi ?" dedi sinirli bir şekilde.
"Düğün günü onu bir şekilde bırakıp gidicem" dedim soğuk bir ses tonunda.
"Peki hiç vicdanın sızlamayacak mı barbaros" dedi kara.
"Sızlamayacak kara. benim düşmanım olan aileden birine zarar gelse asla bu vicdanım sızlamayacak" dedim soğuk bir şekilde.
Cemal "Aga ya bu kız kendini öldürmeye kalkarsa ne yapacaksın peki ?" dedi sesi titreyerek.
"Kendi bilir o zaman cemal" dedim umursamaz bir ses tonunda.
"Tamam aga sen nasıl biliyorsan öyle yap o zaman sonra pişmanım diyerek yanımıza gelme" dedi normal bir şekilde.
"Neyse ben gidiyorum yarın erken kalkacağım sonra görüşürüz" dedim.
Kara "görüşürüz barbar komiser" dedi neşeli bir şekilde.
Cemal "görüşürüz" dedi sadece.
benden böyle bir şey beklemiyordu ben ona göre merhametli ve vicdanlıydım. Masum bir kimseye asla zarar vermezdim aksine onları korurdum. Ama bu dediklerimden baya bir etkilenmişti.
O benimle fazla küs kalamazdı yarın kesinlikle benimle barışırdı...
Sabah olmuştu saat 06.30'du.
İlk ortaklık görüşmem için hazırlanıyordum.
Duş aldım ve üzerime simsiyah bir takım altına beyaz bağcıklı spor ayakkabılarımı giydim. Hazırlandıktan sonra arabamın anahtarlarını alıp odamdan çıktım.
Annem her zamanki gibi kahvaltı hazırlıyordu. Sevecen sesiyle "günaydın barbar'ım kahvaltı etmeyecek misin ?" dedi.
"Yok ana geç kalıcam işe gitmem lazım orda atıştırım bir şeyler hadi kaçtım" diyerek evden çıktım ve arabama bindim.
1 saat sonra Eyüboğlu ailesi'nin şirketine geldim. arabamı valeye teslim ettikten sonra içeriye girdim.
Gözlerimle şirketi incelediyordum.
sonra içeriye 2 kişi girdi.
Kıza baktım çok güzeldi. Yeşil gözleri parlaktı. Siyah saçlarını düzleştirmiş açık bırakmıştı yüzü ay parçası gibi bembeyazdı. Lara Eyüboğlu ile evlenmeseydim bu kıza kesinlikle aşık olurdum.
Kızda benim gözlerimin içine bakıyordu. Oda benden etkilenmiş gibiydi. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Sanki birine benzetmişti.
Bende onu birine benzetiyordum. küçüklüğümde oyun oynadığım kızın büyümüş haliydi resmen.
Kıza bakarak içimden "Gülayşe" dedim.....
~~~
Evet ilk bölüm bitti nasıl buldunuz ?
Umarım beğenmişsinizdir.
Neyse, görüşmek üzere hoşçakalın sağlıcakla kalın☘️.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATSIZ KUŞLAR
Подростковая литератураBabasını eyüboğlularından birisi öldürdüğü için polis olup onlardan intikam almak isteyen Barbaros Şahin. Hiçbir şeyden haberi olmayan avukat Lara Eyüboğlu. Barbaros intikam planını oluşturmuştu. Lara'yı kendine aşık edip sonrada onu yüzüstü bırakıp...