13. Bölüm

180 6 2
                                    

Lara'nın Ağızından;

Abime boğaç ile evlendiğimi söylediğimde bir süre tepki vermedi. sonra derin bir nefes aldı ve bana "sen ne yaptın lara ! tanımadığın bir adamla nasıl bir günde evlenirsin" diyerek sitem etti.

Abim haklıydı eminim ki kim olsaydı aynı tepkiyi verirdi bu yaptığıma.

Boğaç "tepki vermekte haklısınız Ali Bey, bende bir kardeş Abisiyim sizi anlıyorum ama lütfen sakin olun ve beni dinleyin size her şeyi başından beri anlatıcam" dedi.

Abim "benimde istediğim bu zaten boğaç bey, kardeşimle niye evlendin ondan ne istiyorsun ve sen kimsin" diye sordu.

Boğaç derin bir nefes vererek anlatmaya başladı "ben boğaç kıraçoğlu, Hacer kıraçoğlu'nun oğluyum babam ben 4 yaşındayken gözlerimin önünde vurularak öldürüldü" dedi dolan Ela gözlerini silerek.

Abim ciddi bir şekilde "başınız sağolsun boğaç bey sizin adınıza üzüldüm, hâlâ bana kardeşimle niye evlendiğini açıklamadınız" dedi.

Boğaç "teşekkür ederim Ali bey. eşim Göksu ile evlendiğimizde ikimizde 26 yaşındaydık birbirimizi deliler gibi seviyorduk".

"Evliliğimizin 5. ayında eşim oğlum Berat'a hamile kaldı çok mutluyduk
bu mutluluğumuz kısa sürdü eşimi bu aralık ayında oğlumuzun doğumunda kaybettim".

"Eşim oğlumun annesiz büyümesini istemiyordu bu yüzden evlenmeye karar verdim ve Lara ile evlendim".

"Bu arada ali bey ben bir günlük adam değilim biz lara'yla 2 aydır tanışıyoruz bunu da bilin" dedi.

Abim bana dönerek "doğru mu söylüyor bu adam Lara, bu adamın oğlu için mi evlendiniz siz ?" diye sordu.

boğaç'a bakarak "evet abi boğaç doğru söylüyor" dedim.

Abim "Lara bu adam barbaros'un kuzeni ister istemez onunla yüz göz olacaksınız bunu kaldırabilecek misin ?" diye sordu.

Abime "bunu bilerek evlendim boğaç'la zaten abicim merak etme ben çok mutluyum" dedim gözlerinin içine bakarak.

Abim "tamam kardeşim sen nasıl istersen öyle olsun ama şunu sakın unutma ben senin sonuna kadar arkandayım, neyse ben şirkete geçiyorum daha sonra görüşürüz" dedi ve restorandan çıktı.

......

Odamdaydım üzerimi değiştirip mutfağa gittim.

Mutfakta hacer teyze, şirin teyze ve büşra vardı hep beraber çeşit çeşit yemek yapıyorlardı.

Neşeli bir şekilde bağırarak "kolay gelsin" dedim.

Hacer teyze meraklı bir şekilde "günaydın kızım nasıl geçti bakalım geceniz boğaç'la ?" diye sordu.

"İyi geçti, siz ne yapıyorsunuz burada misafir mi gelecek ?" diye sordum.

Hacer hanım iç çekerek "bugün kardeşim Talat'ın doğum günü hayrına mevlid okutucaz onun için bunlar" dedi.

"Peki size yardım edebilir miyim, yapabileceğim bir iş var mı ?" diyerek sordum.

Büşra soğuk bir şekilde "yardıma ihtiyacımız yok, olsa da senin gibi bir yosma'nın yardım etmesi eksik kalsın" dedi önündeki helvayı karıştırarak.

"Bana bak büşra efendi ağzını topla artık geldiğimden beri namusuma demediğini bırakmadın ama yeter" dedim tıslayarak.

"Eee toplamazsam naparsın gider yeni kocana mı ağlarsın ha" dedi gülerek.

"Sabrımı taşırma büşra ikimizde biliyoruz abin barbaros'un şerefsiz olduğunu en iyisi sende vazgeç bu inadından hâlâ geç değil ikimiz dost olabiliriz" diyerek elimi büşra'nın elinin üzerine koydum.

Büşra sinirle bir anda elimi kendi elinin üzerinden itti.

Elimi itmesiyle helva tenceresinin düşmesi aynı anda olmuştu.

Büşra sinirlenerek "ne yaptın sen ya herşeyi mahvettin" diyerek saçlarıma yapıştı ve bağırarak "Allah cezanı versin senin yosma" dedi.

Kurtulmak için bende büşra'nın saçlarına yapıştım ve acıyla "yeter yakamı bırak artık" dedim.

5 dakika sonra barbaros ve boğaç geldi.

Barbaros koşarak büşra'yla beni ayırdı.

Boğaç sinirle "neler oluyor burda ?" dedi.

Kızgın bir şekilde "mevlid hazırlıklarına yardım etmek istedim büşra izin vermedi namusuma demediğini bırakmadığı için uyardım sonra dost olmak için elimi onun üzerine koydum sonra büşra sinirlendi elimi itti tencere devrildi ve gelip bana saldırdı" dedim.

Barbaros bağırarak "ayıptır be ! hem ölmüşün hayrına yemek yapıyorsunuz hemde kavga ediyorsunuz kendinize gelin" dedi.

Büşra kekeleyerek "abi" dedi.

"Sus büşra! sakın haksız olduğunu bildiğin halde kendini savunma bana" dedi barbaros.

"Haklısın abi" ve bana döndü soğuk bir şekilde "özür dilerim" dedi ve mutfaktan çıktı.

.....

Yazar'ın Ağızından;

Akşam olmuştu Şahin ailesinin talat için yaptığı mevlid sorunsuz geçmişti.

Herkes evden ayrıldıktan sonra Hacer hanım'ın telefonuna bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti.

Hacer hanım mesaja baktı, mesajda şöyle yazıyordu;

'Gönderen: 0533.......
Mesaj: *Kimseye gözükmeden evin verandasına gel önemli bir şeyler konuşacağız*'

Hacer mesajda denileni yaparak kimseye gözükmeden verandaya geldi.

Mesajı atan kartal arkası dönük bir şekilde "Hoşgeldin hacer kıraçoğlu" dedi.

"Kimsin sen ve benden ne istiyorsun ?" diye sordu hacer.

Kartal arkasını döndü ve hacer hanım'ın gözlerinin içine bakarak "ben Kartal Polat, benim her yerde sadık adamlarım vardır hacer hanım bir emrimle oğlun boğaç ve onun kuzeni barbaros'u öldürtebilirdim ama yapmayacağım" dedi tıslayarak.

"Sana tekrar soruyorum benden ne istiyorsun kartal polat ?" diyerek sordu hacer.

"Tamam sadede geliyorum, oğlun ve kuzeni barbaros'un hayatı karşılığında beni yeğenin büşra şahin ile evlendirmeni istiyorum, karar senin hacer kıraçoğlu ya beni büşra'yla evlendirirsin ya da boğaç ve barbaros'u öldürtürüm iyi düşün" dedi tıslayarak kartal.

Hacer hanım çok kararsızdı, biraz düşündükten sonra oğlunun yaşaması için büşra'yı kartal ile evlendirmeye gönlü razı gelmişti.

"Tamam kabul ediyorum büşra ile seni evlendireceğim ama bir şartım var bunu yarın diyeceğim babasının mevlid gününde zorla biriyle evleneceğini söyleyemem ben ona anlaştık mı kartal polat ?" dedi.

O sırada büşra veranda'nın açık kalan kapısından halasının son konuşmalarını duymuştu.

Olduğu yerde şaşkınlıktan elindeki tabakları düşürmüştü.

Düşen tabakların kırılma sesiyle hacerle kartal kapıya baktı ve onlara şok içerisinde bakan büşra ile göz göze geldiler....

~~~

Evett bu bölümde bitti.

Bölümü sevdiniz mi ?.

Umarım sevmişsindir neyse diğer bölümde görüşmek üzere hoşçakalın ☘️.












KANATSIZ KUŞLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin