"yok çimenler tabi ki köpekler" dedim sert bir şekilde.
Bu söylediğim üzerine daha çok kahkaha attı.
E ama sen böyle kahkaha atarsan ben düşüp bayılırım.
"Hey sana diyorum"diyen Ateş ile irkildim.
"Hı ne oldu?"diye sordum kendime gelerek.
"Beni nereye götürecektin prenses"dedi Ateş bir gülümseyerek.
Prenses...
Prenses...
Prenses
Bana prenses dedi... ayy yerim ama ben bunu. Hoşt ulan hoşt kendine gel salak. Olabilir her insan her insana prenses der... ama bu kadar güzel diye bilirmiki.
Kendimi hem prenses hemde ölmüş olan ruh gibi hissediyorum.
Gerçi benim ruhum bile artık ölü...
"Ohooo sen böyle dalıp gideceksen bizim daha çok işimiz var prenses"dedi Ateş.
Ay yine prenses dedi.
"Ben prenses değilim, ben ruhu alınmış ölü bir bedenim"dedim sert bir sesle.
Gülüşü söndü. Yerine gözümün her zerresini deli gibi inceleyen bir Ateş geldi. Öylece bakıyordu gözlerime 'ne oldu sana'der gibi.
"Neden kırdılar seni?"dedi Ateş beklemediğim bir anda.
Sustum öylece benim ela gözlerime bakan toprağın en saf halini aldıran gözlere bakarken.
Hani derler ya bazen sessizlik en büyük cevaptır diye. İşte benimde yaptığım tek şey buydu.
"Hadi geldik şurası"dedim.
Gösterdiğim yere bakmıyor, sadece benim gözlerime bakıyordu.
Hızla gittim ve bozuk sokak lambasının altındaki duvara belimi yasladım ve ayaklarımı kendime çektim.
O ise nemi yapıyordu. Sadece bana bakıp ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyor gibiydi.
Daha fazla ayakta dikilmeyip yanıma geldi ve sağ tarafıma benim gibi oturdu.
"Ne yapıyorsunuz burada"diye sordu Ateş.
"Kafa dinliyorum diyelim"dedim gökyüzüne bakarak.
...
Aramızda oluşan sessizlik aklıma gelen soruyu sormama tahriş etti."Gökyüzüne bakınca ne görüyorsun?"diye bir soru attım ortaya.
"Ay, yıldız ve karanlık..."diye yanıtladı.
Gerçekten mi ya... ben filamingo görüyordum.
Filamingo nereden çıktı aga...
"Sen ne görüyorsun"dedi bir anda Ateş.
"Özgürlüğü... olmayan özgürlüğümü gökyüzünde görüyorum "dedim...
"Garipsin..."dedi bir anda.
Hoşt sensin lan garip.
"Allah Allah o niyeymiş"dedim sinir ile...
"Şimdi bu soruyu sorsam diğer kızlara hepsi benim sana verdiğim o öküzce olan cevabı verirdi... ama sen tıpkı şey gibi konuştun..."dedi ve susup öylece gözlerime baktı.
"Ne gibi"diye sordum ... hay ağzıma azıcık nazik ve kibar ol salak gece...
"Şiir gibi... sanki okunmayı bekleyen ama kimsenin okumasını istemeyen bir şiir gibi"dedi gözlerime bakarak.
Hadi ama o gözlerin neden beni haps ediyor...
"Bu arada söylediğin cevabın öküz gibi bir cevap olduğunuda kabul ettin gözümden kaçtı sanma"dedim Ateşe yan bir bakış atarak.
Güldü... ayy...
....
Telefonuma gelen mesaj ile gözlerimi yıldızlardan çekip telefonuma diktim...
Mesaj annemdendi...
Kendini annem sana kadın: gece neredesin ateş gil eve gidicek hadi gelin...
Yazan anneme cevap vermeden ayağa kalktım. Benim ayağa kalkmamla Ateş gözlerini bana çevirdi...
"Hadi eve gidiyormuşsunuz..."dedim telefonumu cebime koyarak ...
Oda benim gibi ayaklandı ve sessiz bir şekilde eve doğru yürümeye başladık...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK LAMBASI
Teen Fictiontoprağın en saf halinde olan gözleri benim ela gözlerime bakıyordu