(1) Yalnızlığın Yolu

92 12 7
                                    

Herşey sonbahar akşamı başlamıştı Alara için.

Kasım ayının kavurucu soğuğunda, yağan karla karışık yağmurda, görüldeyen gökten.

Annesinin acımasızlığı Alara'yı nasıl tetiklemişti?

11 Kasım 2000

Saat 20.00

🍂
"Yaş beş güç çok."

"Anne!"

"Anne sana yemin ediyorum bir daha sana birşey demeyeceğim!"

"Sana söz veriyorum anne!"

"Beni burada yalnız bırakma anecim!"

"Anne ben şeni çok teviyorum! Lütfen bana yapma bunu."

"Anne lütfen, lütfen elimi bırakma!"

Elimi bırakmaması için adeta direniyordum.

Kim ister ki küçük kızını buraya bırakmayı, benim annem ister.

Daha annenin ne demek olduğunu bilmediğim yaşlarda annesizlik vuruyordu.

Annemin elini sıkıca tuttum beni götürmesi için ama annem beni itti ve yüzüstü düştüm.

"Anne!"

"Canım acıyor anne,"

"Bunu bana yapma!

"Ben senin daha küçüğünüm,"

"Anne!"

"Anne beni bırakma!"

"Anne sana yalvarırım beni burada tek bırakma!"

"Annecim!"

"Burası neresi!"

"Nereye geldik!"

Her anne kızının elinden tutar, yuvasına evine götürür. Benim annem ise bilmediğim bir en az 5 katlı binanın önüne götürür. "Kızım bir dur!" dedi ve tokat attı onun attığı tokatla yeri boyladım.

"Anne söz veriyorum Veysel amcayı sana şikayet etmeyeceğim anne!"

Defalarca olan haykırışlarım, bağırışlarım, ağlamalarım ve sarf ettiğim sözlerim annem için bir hiçken benim için çok anlamlıydı.

"Anne canım, canım acıdı."

Konuşurken haykırışlarım, ağlarken feryadım annem uğruna hiçti.

"Ayağa kalk!" O kadar bağırışımı kimse duymadı annemin iki lafına üç beş çocuk geldi.

"Sen benim kızım değilsin tamam mı Alara!" iki omuzumdan tutup beni yere fırlattı ve canım daha da çok acıdı.

Acıdan kanayan dizlerime, kanayan burnuma, titrerken kanayan, kanarken kabuklaşan ellerime aldırış etmeden ayağa kalkmaya çalıştım ama olmadı beceremedim.

"Anne!" Çok derinden çığlık attım. Ama o arkasına bile bakmaya tenezzül etmedi.

Hızlı adımlarla kapıya doğru gitti ve güvenlik kulübelerinin önünde durdu. Arkasına bakmadı hâlâ. Yürümeye devam etti ve yavaşladı.

Beyaz demirlerin arasından baktı ve bana bugüne kadar gülmeyen annem ilk kez güldü.

"Söz veriyorum güzel kızım, geri döneceğim. Bekle beni. Şimdi iki kat yukarı çık ve kırmızı halılı olan oda senin odan artık. Görüşürüz kızım."

Umut TaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin