28/05/2024
''Beşinci Bölüm''
Gözleri karşısında akıp giden yoldayken nereye gittiklerinden bir haberdi, aslında nereye gittiklerini merak etmiyor değildi ancak bir tarafı hala kendisinden taviz vermeme kararı almıştı. Direksiyon başındaki adama bakamıyordu, sağ omzunun üstünden attığı kaçamak bakışlar hariç elbette. Sanki gözlerini ona çevirip bir soru yönelte karşısındaki adam onun iki dudağının arasından ne çıkarsa çıksın alevlenecek gibi duruyordu. Gerçi adamın sinirinin saman alevi gibi olduğunu henüz bilmiyordu. Bilmek de istediğinden emin değildi, onu tanımak istemiyordu. Ama birlikte bir yatağa baş koyacaklarının da farkındaydı. Gerçekten, bu gün n asıl bir gündü böyle hala inanamıyordu.
Uzun bir sessizliğin ardından Sencer gözleri yoldayken ''Hala sorduğum soruyu mu düşünüyorsun, yoksa cevap verecek misin?'' diye sormuştu, önce düşündü sonra ise kaşlarını çatarak adama döndü. Somurtarak ''Hatırlamıyorum.'' diye karşılık verdi. Bunu sinir olsun diye değil gerçekten ne sorduğunu hatırlamadığı için söylemişti. Sencer tekrardan ''Bana cevap vermeyeceksen o telefonu neden cebinde gezdiriyorsun demiştim.'' parmakları ile oynamaya başlarken gözlerini adamdan alıp yola çevirdi ''Cevap vermek istemedim.'' dedi.
Adam ''İstemedin demek..'' biraz Çakırı korkutmak için hızlanıp ani bir fren yaparak arabayı yolun kenarına çekti. İstediğini elde etmişti, yüreği ağzında sıkı sıkı kemerine sarılıyordu Çakır, böyle bir şey beklememişti. Sencer ardından ona dönerek önce direksiyondaki elini çekip çocuğun saçlarını ve gömleğinin yakalarını düzeltti. Bu karşısındaki genci heyecanlandırıyordu, gayet sakin bir şekilde ''Telefonunu ver.'' diye konuştu, biraz geri çekilerek kafasını olumsuz anlamda salladı Çakır.
''Bir şey yapacak değilim, gideceğimiz yerde telefonunla alakadar ol istemiyorum.'' elini vermesi için uzattı, Çakır biraz daha olayların gelişmesini ve ne olacağını merak ettiği için bu sefer ona karşı çıkmadan cebindeki telefonu ona uzatmıştı.
Sencer onu sinirlendirmemesine sevinerek aldığı telefonu ceketinin iç cebine yerleştirip, biraz da ukalaca ''Vazgeçtim, ihtiyacın yok artık. Madem cevap vermek istemedin isteyene kadar bende dursun telefonun. Hem bak ihtiyacın var gibi de durmuyor zaten.'' dudaklarının kenarı kıvrılırken Çakır'ın kaşları tekrardan çatılmıştı. Tam ağzını açıp bir şeyler söylemeye koyulacağı esnada Sencer saygısızca sözünü keserek ''Nereye gittiğimizi bilmek ister misin?'' diye sordu ukalaca gülümsemesini yüzünde soldururken, bir yandan da arabayı çalıştırıyordu.
O sırada ise bakışlarını kaçırıp yan tarafındaki cama döndü Çakır ve gözlerini kapatıp ''İstemiyorum.'' diye mırıldandı. Yanı başındaki adam bu mırıltıyı işitmişti ama buna bir şey dememişti. Sencer tekrardan yoldaki gözlerini ayırmadan ''İstersin, istersin. Seninle baş başa zaman geçirmek istedim.'' artık dengesizleştiği için Çakır ona kulak asmıyordu, bir gün istemeyip bağırıp çağırıyor ona zorbalık yapıyor diğer gün ise o günün zıddı davrandığını düşünüyordu. İkizler olduğunda şüphe etmişti, veya terazi dengesizliği var gibi de geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asul |Bxb
Teen FictionMevla ne yazarsa onu yaşarmış insan, insanoğlu da kadere hep boyun eğmiş. Eğmiş eğmesine de kaderinden kaçmak isteyen bir ruh var ise yolun sonu ne ile biter? Gerçi hayatı tek bir gecede değişen suçu günahı olmayan bir genç isyan etmesin de ne yaps...