4|

1K 77 46
                                    

30.03.2023

"Dördüncü Bölüm"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Dördüncü Bölüm"

Dilinin ucunda söylenmeyi bekleyen tonlarca sözcük vardı. Yol akıp geçerken konuşmaya başlamış olsa nereden başlayacağını bile bilmiyordu. Sanırım buna kırgınlığını anlatacak bir cümle dahi bulamayacak kadar kırılmak deniyordu.

Avucunun içerisinde olan kapalı telefonundan gözlerini bir an için ayırmamıştı. Karşısında oturan genç kız ise onu meraklı gözleri ile seyrediyordu. İçerisindeki sabırsızlıktı aslında, ağabeyinin evleneceği genç adam ile ilk fırsatta tanışmayı bekliyordu.

Çakır ise her fırsatta göz ucuyla ablasına doğru bakıyordu, onun da kendisine doğru baktığını görünce Zehra'nın bakışları kendisinden hemen ayrıldı. Sorsalar canını dahi vereceği erkek kardeşi ile şuan iki yabancı gibiydiler. İçini sıkıntılar kaplamış oturuyorken derin bir iç çekti.

Songül Hanım da yol boyunca suskundu fakat daha fazla dayanamayarak "Anlat oğlum, ne gibi bir şey istersin. Mesela gerdek gecesi için.." Çakır'ın gözleri Songül Hanım'a doğru kayarken bir an için sonuna kadar açıldı. Gerdek gecesine gerek var mıydı? Gerçekten bunu yapmaları şart mıydı, Songül Hanım içindeki bütün iyi niyeti ile sorduğu bu soru yüzünden çoktan yanlış anlaşılmıştı. Fakat böyle bir sorunun iyi niyet ile sorulduğu görülmemiş bir şeydi.

Zehra tekrar erkek kardeşine döndü, bir elini omzuna doğru atarak ona destek çıkmak istedi. Daha fazla dayanamıyordu bu soğuk tavırlarının kardeşi üstündeki etkilerine, yanında olduğunu belli etmek istiyordu.

En sonunda elini omzuna doğru uzattı ve bekledi. Çakır tedirgin bir surat ifadesi ile elin sahibi olan ablasına döndü. Gözleri dolu dolu olmuşken bir şey demeden karşı çaprazında oturan Songül Hanım'a doğru "Gerek var mı.." diye sormuştu, bu soruyu sorarken adeta boğazına bir yumru oturmuştu.

Yutkunması bile zordu şuan için, Songül Hanım daha fazla uzatmayarak "Eğer istersen tek de bakabilirsin, onun için pek bir acele etmeyelim." Çakır başını bir aşağı bir yukarıya doğru salladı. Hacer hanım hiç konuşmamıştı, sadece oğluna bakıp biraz kederlenmişti. Hep birlikte konağın ardından akıp geçen yolu izlemeye koyuldular.

Ela gözlerini tuzlu göz yaşları doldurmuşken Çakır çarşıya bile çıkmak istemiyordu. Aslında bir çok kişi eski usul bir geri kafalılık ile düşündüğü için kendisini şanslı yerine koyuyordu. Burnunu sessizce çekmeye çalışırken gözlerini yumru yaptığı elinin tersi ile sildi. Dik duruşu hafif kamburlaşırken hıçkırıklara gömülmek istedi.

Akşam olunca sessizce yorganının altında ağlamayı beklemesi gerekiyordu, bu ailenin yanında kendini böyle güçsüz göstermek istememişti. Songül her şeyin farkında olduğundan bu oğlana aslında üzülüyordu. O da bir anneydi, kendi oğlunun ne kadar katlanılması zor ve ukala olduğunu biliyordu. Can yakardı Sencer, acımasızlığı bazen annesinin canını bile yakıyordu.

Asul |BxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin