Selam kayıp yıldızlar, pralog bölümü ile karşınızdayız. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Öpüldünüz.
Başlamadan önce buraya bir kalp bırakın. Öpüldünüz.
ÖLÜ KENTİN RUHSUZ EMARESİ
Elisa Erka - Le bruit du monde♫
Ö
lüm, ruhu kayıpların pusulası.
Ölü kentin, ruhsuz rüzgarının savurup durduğu bir yaşamın son emarelerin gösteriyordu. Hayatı boyunca peşinde koşup durduğu mutluluğun aslında tanrının yazdığı bir masal ibaret olduğunu öğrendiğinde itaatsiz ruhunun onu sürüklediği yerdeydi. Ölümün kucağında yaşamın uçurumunda.
Gecenin geç bir saatinde ayakları buraya kadar sürüklemişti onu. Şehrin en ıssız ve karanlık yerine. Aşıklar tepesine. Histerik bir kahkaha attı genç kız. Neden buraya aşıklar tepesi dendiğini düşündü. Bir uçurumun başındaydı, uçurumun sonunda ise uçsuz bucaksız bir deniz vardı ve rüzgâr bedenini okşuyordu. Ne büyük tezatlık diye düşündü. Aşıklar tepesi onun yaşamının sonu olacaktı. Aşkın yeni kaybetmişken pekte önemi yoktu aslında.
Bir adım daha attı ölümün kusursuz bedenine, yaşamın uçurumuna doğru. Ruhu onu ölüme itiyordu ama bedeni ona karşı geliyordu. Ölmek istemiyordu. Hem o sudan korkardı ama bunu bir önemi yoktu. Bunu yapması gerekiyordu. Yaşamında onu hayatta tutan hiçbir şey kalmamıştı. Umutları ve hayalleri tek tek silinmişti. Bu yüzdende buradaydı işte. Neden korkuyordu? Korkmamak için içtiği o kadar alkol neden bir işe yaramıyordu? Uyuşmak istemişti ama söz konusu ölümse bunun bir anlamı yok gibiydi.
Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. O kadar muazzam ve kusursuz görünüyordu ki kendinden utandı. Kusurlu bedeninin yok oluşuna kusursuz gökyüzü şahitlik edecekti. Acının mühürlü olduğu gözlerinin uçurumundan bir damla göz yaşı düştü. Elinin tersiyle sildi göz yaşını. Bir adım daha attı uçurumun kenarına doğru. Gözlerini gökyüzünden ayırmak istemiyordu. Göreceği son şeyin uçurumun sarp kayalıkları olmasını istemiyordu.
Son bir adım daha atmaya hazırlandığı an bir yıldız kaydı gökyüzünde. Ölmek üzereyken son bir dilek dilemek için durdu genç kız. Ruhunun ölümü arzuladığı biliyordu ama ona karşı gelerek ölü ruhunu yaşama aşık edecek bir şey olmasını diledi.
Bir ses peydah oldu ortamın sessiz ve karanlık ruhunda. Genç kızın telefonu çalıyordu. Pek arkadaşı yoktu bu yüzden arayanın kim olduğunu tahmin etmesi zor olmamıştı. Arayanın en yakın arkadaşı Yeliz olduğundan emindi. İçinde anlam veremediği bir duygu belirmişti. Umursamadan telefonunu sessize almak için elini arka cebine atıp telefonunu çıkardı. Ekranda gezinip telefonu sessize aldığında bir mesaj gelmişti. Bildirim çubuğunda gördüğü fotoğraf ona aitti ama tanıdık olmayan bir fotoğraftı.
05***:
Fotoğrafı biraz daha inceledikten sonra fotoğraftaki yeri hemen tanıdı. Burası onun acılardan kaçındığı mabediydi. Ne zaman kedisini boğuluyormuş gibi hissetse oraya giderdi. Orası sahilin en ıssız ve ücra köşesiydi. Ayaklarını suya sokar, bedenini kayaya yaslar ve içindeki sessiz haykırışları kağıdın narın bedenine damlatırdı. Fotoğraf dün çekilmişti. Ayakları yine suyun içindeydi ama bu sefer ayakta duruyordu ve yazdığı bütün satırları denizin derin ruhuna doğru atıyorken birisi fotoğrafını çekmişti. Kim olduğunu bilmiyordu ve onu nasıl bulduğunu da. Saniyeler sonra bir mesaj daha geldi.
05***: Ölmene izin vermeyeceğim.
Genç kız gelen mesajı tekrar tekrar okudu ama beyni tam olarak olup biteni algılamıyordu. İçki yüzünden mi yoksa ölmek üzere olduğundan mı bilemiyordu ama bunu umursamıyordu. Biri onun haberi yok iken onun fotoğrafını çekmişti. Bu durumun kızı korkutması gerekiyordu ama zaten ölmek üzereyken pekte önemi yoktu.
Hem belki de bu başka bir dalga konusuydu. Belki de yine olduğu gibi biri onunla oyun oynuyor, onu kandırmaya çalışıyordu. Genç kız buna bir kere kanmıştı ama artık kanmaya niyeti yoktu. Şimdi ölecekti. Bir kaç dakika sonra hiçbir şeyi hatırlamayacaktı. Hem dalga geçilmeye alışmıştı ama son zamanlarda herkes o yokmuş gibi davranıyordu ama genç kız buradaydı. Nefes alıyor, kendini göstermeye çalışıyor ve her şeye rağmen yaşamaya çalışıyordu.
Bir damla daha yaş döküldü genç kızın gözlerinin uçurumundan. Telefondaki mesajı yok sayarak başını kaldırıp tekrar gökyüzüne kaldırdı.
"Ben varım," diye fısıldadı boşluğa doğru. "Ben varım."
Genç kızın göz yaşları bir nehir gibi yanağından aşağıya akmaya başladı. Göz yaşlarını tutmaya çalışmadı çünkü artık bunun bir önemi yoktu. Ağladı diye kimse onu vurmayacak, ağladı diye ki kimse onunla dalga geçemeyecekti.
"Ben varım." diye bağırdı genç kız.
Bütün acısı çığlıklarına karışıp uçurumun sarp kayalıklarına çarpıp yankılandı.
Bu sırada telefonuna bir bildirim daha gelmişti.
Kız avucunun içindeki telefonu hızlıca kaldırıp uçuruma doğru atacakken durdu. İçinden bir ses mesaja bakması gerektiğini söylüyordu ve öylede yaptı. Telefonunu açıp baktı. Yine aynı numaradan bir mesaj daha gelmişti. Bir fotoğraf daha.
05***:
05***: "Ölümün ucundan kayıp gelen dilek yıldızı..."
🫀
Ve bölümün sonuna geldik. Bölüm hakkında düşüncelerininiz paylaşır mısınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM İÇİN ÖLDÜRÜR MÜSÜN? yarıtexting
Misterio / SuspensoYARI TEXTİNG Rahatsız edici içerikler bulundurur! Asya: Bunu neden yaptın? 05***: Çünkü seni seviyorum. 05***: Bu sana sevgimi gösterme biçimim. Asya: Bu nasıl bir sevgi gösterme biçimi? Asya: Birini öldürdün sen! 0534***: Ne yapsaydım? 0534***: Bi...