--
Soru 1:Moğol.Selçuklu hakkındaki düşüncelerini alalım paşam.
Moğol:*Her zamanki gibi,yapısı gereği,huzursuz ve bir o kadar da sinirli görünüyor ortada hiçbir neden ya da gaye olmaksızın.*
Moğol:*Hançer misali keskin bir görünüşe sahip olan ve insanın yüreğine garip fakat kalıcı bir korku bırakıveren gözlerini,bir yere dikti bu soruyu işittiği gibi,sabit bir biçimde oraya bakınmakta olmasına karşın, minik bir ters hareketinde, uykusu bölündüğü için çok sinirlenen bir yırtıcı hayvan misali,sana saldıracağı çok açık ve net.*
Moğol:*Katı ve inişli çıkışlı bir ses ile.*
Moğol:Bilinenin aksine,o korkak beceriksiz karının kardeşi olan Büyük Selçuklu ile herhangi bir tanışmışlığım falan yok.
("Korkak ve beceriksiz karı" diyerekten bahsetmiş olduğu kişilik Anadolu Selçuklu'nun ta kendisi.)
Moğol:Zaten ben resmi olarak bir devlet haline geldiğimde,ismi geçmekte olan Büyük Selçuklu öleli yaklaşık 49 yıl mı ne olmuştu.
Moğol:He,onu hiç görmedim de değil,Kendisini Ölüler Dünyasında o beceriksiz karıyı savunurken gördüğüm çok oldu fakat öyle tanışıklığım falan yok ki zaten benim o tür salaklar ile görüşecek herhangi bir zamanım da bulunmamakta.
(Moğol-Kadın.)
(Büyük Selçuklu-Kadın.)
(Anadolu Selçuklu-Kadın.)
--
Soru 2:Asya Hun.Birisi göktürke hakaret eder,onu aşağılarsa o kişiye ne yaparsın?
Asya Hun:*Hafiften gür fakat garip bir şekilde bir o kadar da seyrek olan bıyıklarına şöyle bir dokunuverdi bir süreliğine, çekik olan gözleri,herkesin kaldıramayacağı türden ağır ve aynı kendisinden beklenildiği gibi etkili bir ciddiyet ile birlikte parıl parıl ışıldamakta.*
Asya Hun:Oğluma edilen her hakaret bağrımın tam da ortasına atılan zehirli bir oka benzer.
Asya Hun:*Sağ elini aniden yumruk yapıverdi sert bir tavır ile.*
Asya Hun:Ondan dolayı da,birisi benim bağrıma zehirli ok atmaya çalıştığında nasıl bir tepki veriyorsam,oğluma edilen bir hakaret veya aşağılamada da aynı reaksiyonu vereceğimden emin olabilirsiniz.
(Asya Hun-Erkek.)
(Göktürk-Erkek.)
--
Soru 3:Osmanlı.Sırasıyla en güzel,en şirin ve en yakışıklı bulduğun kardeşlerinin isimlerini söyle.
(Afet-i Devran:Güzel,Dilber.)
(Kızan:Erkek çocuk.)
(Eş'em=Uğursuz,en uğursuz.)
(Minik bir bilgi:Osmanlı zamanında,özellikle saray kesiminde,"Oğlan" kelimesi, her ne kadar şuanki günümüz türkçesi ile bir cinsiyet belirtse dahi,o zamanlarda tam olarak herhangi bir cinsiyet belirtmiyordu ve bazen kadınlar içinde bu kelime kullanılabiliyordu.)
Osmanlı:*İç çekti nedensizce,bir şeyleri zihnindeki o kara kutu denilen yerde veya ortamda düşünmekte olduğu oldukça belli ve açık.*
Osmanlı:Bu suali kardeşlerim ile mazide yaşamış olduğum bir takım eş'em şeylerden uzak tutaraktan cevaplamam en hayırlısı ve en iyisi olacaktır,herhalde.
Osmanlı:...*Sessizlik.*
Osmanlı:Her ne kadar da seçmek en azından benim için oldukça çok zor,zahmetli de olsa dahi, şöyle iyice düşündükten sonra öz kardeşlerim olan oğlanların arasından en Afet-i Devran'nın büyük ablam olan Eretna olduğunu söyleyebilirim,yine kardeş olduğum kızanların en yakışıklısına ise..
(En yakışıklı benim dese,ne yapabilirsiniz ki (!))
Osmanlı:Teke diyebilirim.
Osmanlı:"Aralarından en şirini kimdir?" başlıklı soru ise aynı ilk başta sorulmuş olan soru kadar seçmesi zor ve düşünülmesi gereken bir şey olsa dahi,ona da özellikle bebeklik zamanlarında çok tatlı ve uysal birisi olan Ramazan diye cevap verebilirim.
(Osmanlı-Erkek.)
(Eretna-Kadın.)
(Teke-Erkek.)
(Ramazan-Erkek.)
--