on birinci bölüm, bu hikayenin sonu

225 41 28
                                    

Seungkwan hayatının belki de en büyük hatası sayılabilecek bir öpüşme macerasına kalkıştığında arkasından yaşanan şeyler ile önce ağzı açık almış ardından gerginlikten sıcak basmıştı. Vernon onu kurtardıktan hemen sonra kusturmak için lavaboya gitmişlerdi.

Açıkçası Kwan korkusundan tüm midesini dışarı çıksa da ilacın kanına karışıp karışmadığından emin olamıyordu. Yuttuktan hemen beş on dakika sonra kustuğu için çıktığını varsaysa da Vernon her ihtimali değerlendiriyor gibiydi.

"Yalnız dönemezsin, ya yolda bir yerde bayılırsan ne olacak?"

Seungkwan açıkçası kendisini iyi hissettiği için gerçekten ilaçtan kurtulduğunu düşünüyordu ama yine de herhangi bir ilacın etkisindeyken ailesinin önünde düşer kalır da bu sonradan ortaya çıkarsa işler daha da karışırdı. Bu yüzden eve gidecek cesareti yoktu. Elini cebine attı.

"Beni alması için Jihoon'u arayacağım."

Her şeye rağmen onunla gitmemek konusunda ısrarı da tamamen gardını düşürmemek içindi. Onu büyük bir tehlikeden kurtardığı için biraz olsun ona minnettar olmalıydı ancak inadından vazgeçmiyordu. Bu inadı aradığı arkadaşının telefonu açmamasıyla tereddüt etti.

"Eve kadar idare et sonra istediğin kadar tavrını koyabilirsin Kwan."

Sıkıntı şuydu ki eve gidemiyordu. İnadını büyük bir lokma yutar gibi yutkunarak bastırmaya çalıştı.

"Eve gidemem."

Aklına aslında bir otel veya pansiyon bulmak geliyordu ancak gerçekten ilacın etkisindeyse tek gitmenin yine tehlikeli olacağını biliyordu. Tüm bunları bilmek ve bu gerginlik Seungkwan'da iyice bir hararete sebep olmuştu. Ufak bir taviz vermeye karar verdi.

"Beni otele kadar götürmen yeterli."

Odasına girene kadar onunla gelse Seungkwan ardından kendini odaya kitler ve ilacın gerçekten etkisi bitene kadar oradan çıkmazdı.

"Gidelim."

Onun peşine uyup ilerlemeye devam ettiğinde buldukları ilk taksiye binip şoförün bildiği iyi otellerden birine geldiler. Seungkwan gerginlikten dilinin damağının kuruduğunu fark ettiğinde bir an önce taksiden inip serin temiz havayı almak istedi. Otel önüne geldiklerinde Vernon dönüp ona baktı.

"Yüzün kızarmış."

Kontrol etmek ister gibi onun elini yanağında hissettiğinde Seungkwan elinin soğukluğuyla geri çekildi.

"Buz gibi."

Vernon onu iki yanağından kaçmasını engellemek ister gibi tuttu.

"Yanıyorsun sen."

Oysa Seungkwan kendini hiç hasta hissetmiyordu. Sadece aşırı sıcaklamış, gecenin o serin havası bile içindeki soğuk ateşi söndüremez oldu.

"Hasta değilim, sadece sıcakladım."

Yanaklarındaki ellerden kurtulmak için geri çekilip gömleğinin yakasını açtı. Vernon onu yaka paça tutup odaya götürdüğünde Seungkwan bir anda kendini duş başlığının altında buldu.

"Ne yapıyorsun!"

İtiraz etmesinin ardından kafasından aşağıya soğuk suyu yediği anda bastı çığlığı.

"AA! Vernon delirdin mi sen?"

Üzerindeki eşyalarla sırılsıklam olan Seungkwan ateşin ortasında kutuplarda donma hissi ve titremeden hoşlanmadığı için kabinden çıkmaya çalışılsa da her seferinde geri itiliyordu.

lean on me | verkwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin