SELAAAAMMM BEN GELDİM ASKOLAAR Bu arada 2. bölümden sonra 1. kişi ağzından yazmışım. Geri kalanında da 1. kişi ağzından yazacağım. Lütfen kusura bakmayınnn dalgınlık olmuş.
YORUM VE OY BEKLERİM EFENİM
---------
"Minho heeeey!" Minho bana doğru döndüğünde Jimin kafasına odunla vurup bayılmıştı. Hoseok hemen onu sırtlanıp arabaya götürmüştü. Koşarak arabaya bindiğimde hızla arabayı sürmeye başladı Jimin. Bir araziye geldiğimizde ise indirdik. Kendine geliyordu zaten.
"N-nerdeyim ben? "
"Benim eşimle konuşmak istemenin cezası Minho! " Kurdum ele geçirmişti beni.
"Jeon?! Derhal bırak beni hastaneden attırırım seni! " Diye bağırdı. Ona doğru yürüdüm ve üstüne atladım.
"Tabii sağ çıkarsan! "
Pençelerim çıkmış göğsünü tırmalıyordum. Çığlıklar atarak ağlıyor, kurtulmaya çalışıyordu. Elbetteki izin veremezdim!
Geber! O benim eşim! Geber!
Kurdum onun kurduna bağırıyordu. Sinirle yüzünü tırmaladım. Göğsünü tekrar pençelememle göğüs kafesi gözüktü. Sert bir yumruk atıp kırdım ve kalbini söküp elimde sıktım. Gözlerinin feri sönmüş çığlık atarak can vermişti.
Kendime geldiğimde arkadaşlarım bana şok içinde bakıyordu. Elimdeki parçalanmış kalbe altımdaki bedene bakıp kalbi kenara fırlatarak kalktım ve onlara baktım.
"B-ben.. "
"Hadi gidelim Jungkook. Sakin ol. " Dedi Hoseok yatıştırıcı sesle. Başımı salladım ve arabaya bindim. Eve gidene kadar tek bir cıt bile çıkmamıştı kimseden.
--------
Minhonun cenazesindeydim. Onun katili bendim ama cenazesinde ise sahte bir şekilde üzüntülü duruyordum ne ironik ama değil mi?
"Malesef cansız bedeni bi hafta sonra Busan yakınlarındaki açık arazide bulundu. Bir kurtun yaptığı belli ama kim bilmiyoruz.. Polislerde bıraktı araştırmayı. Oğlum gencecikti. Onsuz nasıl yaşarım bilmiyorum.. " Başhekim ağlayarak bitirdi konuşmasını. Kürsüden indi ve tabutunun üstüne bir toprak attı. Ardından ise toprakla kapatıldı üstü. Jimin ben ve Hoseok arabamıza doğru ilerledik.
"Buradan hastaneye geçelim. Bakacağım hastalar var. Beni oraya atın. " Dedim.
"Bizimde var aşkım. " Dedi Jimin tebessüm ederek. Başımı salladım gülerek.
Şu bir haftada bana destek olmuşlardı. Benden uzaklaşmamışlardı. Çünkü onlarda yapardı benim gibi zır delilerdi. Hastaneye geldiğimizde arabayı park edip içeri geçtik. Ben onlardan ayrılmış üstümü de değiştirmiş yürüyordum.
Deltamı özledim.. Hadi onu özledim. Hem kızgınlığımızda yaklaşıyor gidelim sevişelim!
Kurdumun arsızlığı ile yanaklarım kızarmıştı. Çok arsızdı..
"Biri beni özlemiş sanırım? " Taehyungun sesiyle kalbimi tuttum.
"Sessiz sedasız gelinir mi Teyung? Korktum! "
"Teyung diyen ağzını.. "
"Ya uf! " Gülerek bana sarıldı. Karşılık verdim.
"Teyung seninle neredeyse sürekli yazıştık. Asıksın resmen bana itiraf et hadi. "
"Çok aşığım güzelim. Ama kafam karışık biraz. İleride bir şey yapmayı düşünüyorum ama biraz zaman hm? "
"Nasıl yani? " Gözlerine bakarak konuştum.
"Şöyle ki tahmin edersin illaki ama hislerimden emin olmam gerek. " Dedi. Gözlerim doldu. Yani emin olmazsa bitecekti herşey.. Ağlamaya başladım.
"Y-yani emin olmazsan veya sevmediğini fark edersen bitecek.. "
"Yerim seni.. Hayır öyle değil bebeğim. Sadece emin olmak istiyorum. Hem ikimiz içinde iyi olacak bir şeyi yapıyorum. Seni üzecek asla bir şey yapmam ben. Ağlama sakın. " Dedi ve gözlerimi sildi. Ona sımsıkı sarıldım.
"Hmhm.. Seni seviyorum. "
"Bende seni seviyorum bebeğim. Hadi geldik. Git bakalım odana. " Başımı salladım ve yanağından hızlıca öperek odama koştum. Kalbim küt küt atarken arkamdan aşık aşık bakan bir adet Taehyung olduğunu bilmiyordum..
--------
HADİ ÖPTÜM YATIN ZIBARIN