Şarkı; lorde-green light-günaydın dedim uyanmak istemediğim bir güne daha. yalancıydı sözlerim ama onların sorumlusu da bendim. gün hiçbir zaman aymadı benim için. ve hiçbir zaman da aymamaya devam edecekti...-
"Sonunda uyandınız" dün gece olan şeyler hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu şuan. Ama kaybettiğimi yeniden hissettim, tekrar ve tekrar. Kendimi bir yatağa kelepçelenmiş halde buldum. üzerimdeki yorgunluğa bakılırsa uzun zamandır uyuyordum. gözlerimi açtım ve etrafı incelemeye koyuldum hemen. Eğer bir yerde kendini tutsak hissediyorsan seni nelerin kilit altında tuttuğuna bak ve onları özgür bırakabilmek için çabala. Aklıma babamın evde beni eğitebilmesi için getirdiği bir kölenin lafları geldi. Ona köle demek haksızlık olurdu. Küçük yaşta annesi ve babasını kaybettikten sonra bir taşrada çalışmaya başlamış ama köy halkı ona zarar vermeye başladığında köyden ayrılmak için yollar aramaya başvurmuştu. Küçükken uyumadan önce dinlediğim masallardan, tabii eğer yaşanmamış olsaydı buna masal denirdi, birisiydi. Kendisi taşradan çıkabilmek için tam 5 yılını vermiş ve sonunda o köyden çıkabilmişti ama nasıl çıktığını bana bir türlü anlatmıyordu. İşin eğlenceli tarafı buydu, bulmacayı benim çözmemi istiyordu ve de doğru yapıyordu. Neyse ki babam onu azat etti, ve kölelikten kurtuldu ancak evimizde çıkan yangından sonra onu bir daha gören olmadı, o küçücük yaşımda duyduklarıma göre ceseti bile ortalıkta yokmuş, bu yüzden çoğu kişi onun küllerden ibaret olduğunu söylüyordu. Zamanla bu bir lanete dönüşmeye başladı, yangından sonra eve kim bir yardımcı alırsa alsın hepsi ya kaçıyor ya da ceseti ortadan kayboluyordu, bilinmedik bir sebepten ötürü.
"Beni neden bu ortaçağdan kalmış, yıkıldı yıkılacak, eski püskü bir odaya getirdiniz. Hadi ama cadılar bayramı geçeli çok oluyor, bu hiç komik değil" Kapının kirişine yaslanmış Eleneor ve hemen yanında duran yardımcı, ya da sağ kolu, gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu, pür dikkat izliyorlardı film izler gibi. Eleneor'un üzerinde belinin sütüne kadar çekilmiş, uzun, çam yeşili bir etek, onun üzerinde yakası bana göre çok açık işlemeli beyaz bir gömlek, gömleğin üstünde çiçek desenli korsesi ve bir kolundan aşağı saldığı şalı sanki bir şatodan çıkmışçasına gözler önündeydi.
"Eğer bize zorluk çıkartmasaydınız sizi zorla götürmek zorunda kalmayacaktık, neyse muhafızlar kelepçeleri açabilirsiniz" Arkasında duran bir ordu misali muhafızdan iki tanesi geldi ve bileklerimden bağlı olduğum kilitleri açtılar. Kelepçelerden kurtulmanın verdiği his ile bir kafese tutsak olmuş kuşun hisleri ile aynı buluyorum.
"Aaron nerede, kim bilir onu hangi cehennemde tutuyorsunuzdur?"
"Aaron yan odada ve bundan sonrasında birbirinizi daha fazla göreceksiniz" Daha fazla görmek derken ortaçağ şövalyesi neden bahsediyordu. Ona ortaçağ şövalyesi demek sanki ona adıyla seslenmek gibi gelmişti. Okuduğum kitaplardaki güçlü karakterlere benzetiyordum, ama iyi olanlarına. Çünkü ben kötüydüm ve benim karşımdakilerin hepsi iyiydi. "Bundan sonra diğer on kişi ile beraber aynı dersleri göreceksiniz" Ders görmek mi? ben ortaokuldan sonra ders çalışmayı bırakmıştım ve şimdi bana yeniden ders çalışacağımı mı ima ediyordu? Şaka yapıyor olmalısın "Ders dediklerim sizin normal gördüğünüz derslerden daha farklı ve zor olacak, bu derslerde hayatta kalmayı öğreneceksin küçük hanım, ve belki de babanın katili..." Ben bu zamana kadar zaten kendi başıma ayakta durabilmiş bir insanken şimdi yeniden mi ders alacaktım. Sözünün sonunda babam vardı, ve o intikam er ya da geç alınmak zorundaydı. Her başarı kolay olacak diye bir şey yok ve mecburen bu teklifi kabul etmek zorunda kalacağım, ne yazık ki.
"Teklifinizi kabul ediyorum ancak..." Sözümün devamını getirmemi beklemeden lafa daldı
"Sana bir seçim sunmuyoruz şu anda, önceden sormuştuk ve sen cevap vermemeyi seçmiştin ve artık mecburen bizim dediklerimizi uygulamak zorunda kalacaksın" Peki, öyle olsun. Oyunu senin kurallarına göre oynayalım o halde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın cazibesi
FantasiaYüzyıllar önce var olan bir efsane Bir seyyah Bir kan cadısı Bir ikiz... "Quiero merecerte a ti no tus besos brianna" Kaderin ipleri artık onların elindeydi "Ölüm kadar soğuk ancak yaşam kadar da sıcaksın" "Peki neden hep benden kaçıyorsun" "Seni ka...