Günler geçmek bilmiyordu. Çağatay gideli 20 gün olmuştu her gün sabah kursa gidip oradan Nevzat babama geçiyordum yemek yapıp evi biraz toparladıktan sonra eve geçiyordum. Çağatay her gün gece arıyordu onun sesine varlığına o kadar alıştım ki ona birşey olacak diye çok korkuyorum.
Sabah erkenden kalktım kursa gidip oradan yine Nevzat babama geçtim evde olmadığını bildiğim için anahtarla içeri girip ellerimi yıkayıp mutfağa geçtim hemen yemeğe giriştim. Yemeği hallettikten sonra salonu toparlayıp Çağatay'ın odasına geçtim. Kapıyı açıp içeri girince yatakta yarı çıplak uyuyan Çağatay'ı görmeyi beklemiyordum tabi ki. Çağatay altında bir şort üstü çıplak bir şekilde yüz üstü yatmış uyuyordu.
Ben şok olmuş bi halde ona bakarken oda çoktan uyanmıştı. 'Cansu ' dedi uykulu bi şekilde. 'Rüyada mıyım gerçekten burda mısın.?'
'Ben yemek yapmaya gelmiştim ortalığı topladım odanın tozunu alacaktım.' yalan her gün odasına gelip yastığını kokluyordum. Bana ne oluyor bilmiyorum ama onu ve kokusunu çok özlemiştim.
'Ben dün gece geldim' dedi elini ensesine atıp orayı kaşırken 'aslında kurs çıkışına gelip sana sürpriz yapmak istemiştim ama uyuyakalmışım.' dedi utanarak.
'Hoş geldin.' dedim. Kalkıp yanıma geldi kollarını belime sarıp 'Hoş buldum.'
Bu sefer sarılışına karşılık vermiştim şaşırsada 'Çok hoş buldum.' diye tekrarladı. Kolumdan tutup yatağın ucuna oturttu kendide yanıma oturup konuşmaya başladı.
'Seni o kadar çok özledim ki Cansu.'
'Nasılsın iyi misin bir yerinde bir şey yok demi yaralı falanda değilsin.' diye arkası arkasına sorunca Çağatay gülmeye başladı.
'Anladım sende beni özlemişsin.'
'Çağatay yaa.'
'Söyle güzelim. Beni özlediğini söylemekten utanma.'
'Tamam. Azıcık özledim.' dedim utanarak. Alnımı öpüp alnını alnıma dayayıp 'Cansu ' dedi fısıldar gibi aynı onun gibi bende fısıldayarak 'efendim ' diyebildim.
'Bi kere öpebilir miyim 'deyince gözlerim kendiliğinden kapandı 'lütfen sadece bir kere ' dedi ben cevap vermeyince 'sonra istersen düğüne kadar elini bile tutmam ' dedi. Nedense buna pek inanmamıştım ama sadece 'hı hıı ' diyebildim. Dudaklarımın üzerinde hissettiğim baskıyla ayaklarım yerden kesildi sanki bi süre öyle bekledi daha sonra üst dudağımı dudaklarının arasına alıp emmeye başladı. Ellerimle bir yerden güç almak istercesine kollarını tuttum. Bir süre öptükten sonra ben nefessiz kalınca geri çekildi. Gözlerim hala kapalıydı. 'Biraz beraber uyuyalım mı' diye sorunca gözlerimi açtım.
'Şey.. Sen acıkmadın mı.? Bi şeyler hazırlayayım sana.' dedim yataktan kalkıp tam odadan çıkacaktım ki ' Kaçma gel buraya sadece uyumak istiyorum ' diyerek Çağatay karnımdan sarıp kendine çekti bedenimi. 'Ahhh...' diye acı içinde adeta çığlık atmıştım. Çağatay ne olduğunu anlamayarak 'özür dilerim güzelim cananı acıtmak istememiştim' dedi. Ben elini tutarak 'sen birşey yapmadın ' desemde inanmadı. 'Sadece karnım ağrıyor biraz gerçekten' dedim. Yine inanmadı ' bi sorun mu var Cansu ' diye sordu. Kafamı iki yana sallayınca tişörtümü eteklerinden tutup kafamdan çıkardı.
'Çağatay napıyosun' diyerek kendimi saklamaya çalıştım. Çok utanıyorum şu anda, karşısında çıplak sarılırdım sadece sütyenimle duruyordum karnımdaki yara yüzünden atlet giymemistim ve şuan gerçekten çok pişmanım. Kollarımda tutum iki adım uzağımda durdu bedenimi inceliyordu daha çok hasar tespiti yapıyordu da diyebiliriz. Karnımı görünce 'Cansu ' diye adeta kükredi. 'Bişey yok gerçekten ufak bi sıyrık' dedim ama inanmadı. Yatağın üzerine oturup beni de kucağına çekti 'anlat güzelim anlat yoksa kafayı yiyeceğim' dedi.
'Geçen gün annem ile tartıştığımız sırada oldu elindeki bıçak yanlışlıkla sıyırdı.' dedim elleri yumruk olmuş sinirden katılmıştı. Elimi yüzüne koyup 'hala uyumak istiyor musun ' diye sordum ama cevap vermedi 'Çağatay ' diye seslenince 'Seni dövüyor mu hala ' diye sordu. 'Bunları sonra konuşsak şimdi sadece sarılsan bana' dedim beni kucağından yatağa yatırıp kendiside diğer yanıma yattı. 'Üzerimi giyinseydim' dedim utanarak.
'Gerek yok güzelim bak benimde üstüm çıplak ' dedi sırıtarak hala sinirliydi ama belli etmemeye çalışıyordu. Üzerimize pikeyi çekti yarama dikkat ederek kollarının arasına aldı bedenimi şuan kendimi o kadar güvende hissediyorum ki kimse bana birşey yapamaz gibi geliyordu. Kısa bir süre sonra kendimi uykuya teslim ettim zaten.
Uyandığımda saat gece 2 ye geliyordu nasıl bu kadar uyumuştum ben eve de gitmemiştim bizimkiler meraktan ölmüşlerdir. Yanıma baktığımda Çağatay yoktu nereye gitti şimdi bu rüya görmüş olamam demi ama yok tişörtüm üstümde değildi demek ki rüya değildi. Üzerimi giyinip odadan çıkıp salona yürüdüm abim ve Çağatay koltukta oturuyordu. 'Abi ' dedim oldukça kısık bi sesle abim beni görünce ayaklanıp benden tarafa geldi 'Abi valla ' dememle abimin bana sarılması bir oldu. 'Bana nasıl söylemezsin Cansu ' diyerek azarlamaya başlamıştı bile 'Abi ben sadece uyuyakalmışım ' dedim ama abim Çağatay'a hiç bakmadan tişörtümü topladı karnıma baktı şimdi anlamıştım neden bahsettiğini 'önemli değil abi ' dedim ama abim kızgınca bana baktı.
Çağatay geleli bir hafta geçmişti o gece abimi zor sakinleştirmistim Çağatay zaten barut gibiydi. Abimle babam çok kötü kavga etmişti Çağatay'da annemi açıkça tehdit etmişti ama annem karın çok kıymetliyse al götür demişti. Bu bir haftadır abimlerde kalıyordum gündüzleri Çağatay'lara geçip yemek yapmaya devam ediyordum. Çağatay artık evlenmemiz gerekiyor diyip beni sıkıştırıp duruyor. Ama abim daha erken olduğunu söyledi. Düşüncelerimden Çağatay'ın küçük öpücüğüyle sıyrıldım. 'Ne düşünüyorsun güzelim'
'Ben artık eve mi dönsem Çağatay' dedim Çağatay kaşlarını çattı 'o nerden çıktı şimdi ' dedi.
'Çağatay abimlerde daha ne kadar kalabilirim ki onlarda yeni evli ayıp oluyor' dedim. Çağatay mutfak sandalyesine oturup beni kucağına çekti ' güzelim aklım sende kalır gel inat etme kıyalım nikahımızı burda benimle kal' dedi yanağına bi öpücük bırakıp ' abim daha erken olduğunu düşünüyor ' dedim. Eli anında yanağına giderken şaşırması normaldi çünkü ilk defa ben onu öpüyorum. 'O zaman o abin sana bakacak' diye mırıldandı.
