2.2

872 104 33
                                    

Bir arama daha cevapsız çağrıya dönüşmüştü. Chang ağlamaktan kan çanağı olmuş gözleri ile bir kere daha aradı Jeongin'i. Belkide bu 100. arayışıydı. Ama ya çağrı reddediliyor ya da hiç bir şey yapmadan boş boş çalıyordu.

Bir kere daha çaldırdığında bu seferin ulaşılamıyor olarak çalışıyordu. Pes etmiş sayılmazdı genç. Ama hala dünden kalan baş ağrısı ve fazlalıkla hissettiği pişmanlık hissi onu güçsüz düşürüyordu.

Yatağının dayalı olduğu duvara yaslandi yavaşça. Aynadan kendi yansımasını baktığında kendi bile fazlasıyla yıpranmış olduğunu görüyordu. Pişmandı, hatta fazlasıyla pişmandı. Jeongin onun için bi zaman sonra fazlasıyla değer kazanmıştı.

Ama şimdi ise onu kaybediyordu. Sadece arkadaşlarım ile gittiğim bir barda beynini çalıştırmayı bırakırsan olacağın buydu diye geçiriyordu içinden. Dünü yarım yamalak da olsa hatırlıyordu.

En son hatırladı şey ise, yere dizlerinin üstüne düştüğü ve Jeongin'in arkasından yalvarışlarıydı. Uyandığında da kendi evinin kapısının önünde olduğunu gördü. Buraya kadar nasıl geldiğini bile bilmiyordu.

Peki ya Jeongin şu an nasıl bir durumda? O ise gün boyu yatağından çıkmaya bile tenezzül etmemişti. Eve geldiğinde çok fazla ağlamıştı. Yol boyunca içinde tuttuğu siniri yastık ve yorganından çıkarabilmişti. Şimdi ise asla ağlamıyordu. Yüzünde dönük ve soğuk ifadesi ile sadece odasını inceliyordu.

Bazenleri boş duvarlara dalıp derince düşünüyordu. Aşıktı o Changbin'e. Peki ya şimdi? İçinde biriktirdiği nefreti büyütmüştü. Ama ondan çıkarmak istemiyordu. Kendi kendine kızsada bunu yapmayacağını biliyordu.

Telefonu defalarca sessizce titremişti. Artık bıktığı aramaların sonuncusunu reddedip telefonu tamamen kapatmıştı. Yüz üstü yatağa uzandı ve yastığı sıkıca kavradi. Şu an Changbin'e sarılmak varken, dilsiz yastığa sarılıyordu.

Kendisine sürekli "eskisi gibi olmayacak" lafını söylüyordu. Ama kim bilir, ya işin ucunda ölüm varsa...?

Matematik Hocam [Jeongbin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin