2.5

777 88 72
                                    

Yaklaşık iki hafta geçmişti. Jeong Chang'in gözünün önünde Hyun ile flört etmeye başlamıştı. Chang her yakın hareketlerini gördüğünde kendi içinde deliye dönüyordu.

Sırf Jeongin onu affetsin diye yazmadığı not, almadığı hediye, gitmediği yer kalmamıştı. Her gece içmesine rağmen aklı başında bir şekilde kalmayı öğrenmişti. Sırf Jeongin için...

Jeong, Yuqi'yi bir süreliğine Hyunjin'in eski yerine göndermişti. Şu an ise Hyun ile birlikteydi. Teneffüste sınıfta yalnız başlarına oturuyorlardı. Sessiz sakin muhabbet ediyorlar ve Jeong temastan asla çekinmiyordu.

Elini sürekli Hyun'un ya eline, ya bacağına ya da beline gidiyordu. Hyun'da bundan şikayetçi değilde tam tersine hoşuna gidiyordu. Ona karşı hissettiği az buçuk yakınlık onu daha çok itiyordu Jeongin'e.

Bi zaman sonra Hyunjin elini Jeongin'in bacağına koyunca gülümsemeye başladı. Hiç kimse bozuntuya vermeden gülüşerek konuşmaya devam ettiler. O sırada Jeongin'in cebindeki telefon titredi. Çıkarıp ekrana baktığında mesajın Changbin'den geldiğini gördü.

Changbin - Jeongin

- O ucube elini
çekmezse yanına gelicem
13.04

Gelen mesajla derin bir nefes almıştı Jeong. Umursamadan telefonu tekrardan cebine koydu. Ama bir sey fark etti. Şu an sınıfta yanlızlardı ve Chang bunu nasıl fark etti.

Bi anlığına kafasını karşı tarafa çevirdiğinde öğretmenler masasında oturup dosyalar ile uğraşan Changbin'i gördü. Ne ara geldiğini düşünüyordu.

Bi süre ona baktıktan sonra yanındaki Hyunjin'e döndü. Elini çoktan çekmişti. Bi süre daha sessizce sohbet ettikten sonra zil çaldı ve herkes sınıfa doluştu.

Jisung sınıfa girince Jeongin'in yanında geçip ensesine vurdu. Jeong irkilerek Jisung'a bağırdığında Changbin'i işaret etti. Jeong önüne baktığında ona bakan hocasını gördü. Yutkunarak kafasını sırasının üstünde kitaplarına çevirdi.

Chang onun bu haline ufakca gülümsedi. Sonrasında dersini anlatmaya başladı.

Zaman hızlı geçmişti ve okul çıkış saati gelmişti. Hyunjin ile Jeongin yine sarılmışlardı. Tam ayrılacakları sırada Hyunjin Jeongin'i sıkıca tuttu. Sonrasında cebinden ufak bir kağıt parçası çıkararak Jeongin'in eline tutuşturdu.

Bi anda koşarak ordan uzaklaşan gencin arkasından bakakalmıştı Jeong. Tam o siradada bir elinden kağıt alındı. Anlam veremeyere yanına baktığında o kişinin Chang olduğu gördü. Kağıdı almış çoktan gidiyordu.

" Hey! Ver bana onu!"

Chang bir yandan yürüyor bir yandan da kağıdı açıyordu. Jeong ise arkasından gelio kağıdı almaya çalışıyordu. Chang kağıdı açıp okumaya başladığında tahmin ettiği şey çıkmıştı. Hyun Jeongin'e neredeyse aşk mektubu yazmıştı. Chang sessizce söylendi.

" Sikik piç..."

Jeongin durup hemen Changbin'in elinden kağıdı çekti ve onu itti. Chang ise durmadı. Bu seferin Jeongin'in kolundan tutarak ilerlemeye başladı. Jeong her ne kadar ondan kurtulmaya çalışsada yapamadı. En sonunda bağırmıştı.

" Yeter! Bırak beni!"

Chang Jeongin'e döndü ve kolunu yavaşça bıraktı. Jeong ise susmadı.

" Seni istemediğimi söylüyorum fakat bunu aklına sokamıyosun! Sen nasıl  öğretmen oldun ya!!"

Chang ufakca gülmüştü. Jeongin'in üstüne doğru bir adım attı. Onun bu adımıyla irkilip geriye çekilmişti genç.

" Yaklaşma bana. Pis bedenine değmek istemiyorum."

Son lafından sonra Chang bi an ciddileşmişti. Yerinde durmuştu öylece. Yine o zamam aklına gelmişti. Dik duruşunu sadece dolan gözleri bozmuştu. Jeong bir kere daha acımadan arkasını dönüp gidecekken Chang onu kolundan yakalayıp kendine çekti.

Tek eliyle belini kavradı. Dudaklarını gencin dudaklarına ilk değdirdiğinde içi gitmişti. Hasret kaldığı dudakları bir kere daha ezberlemeye başladı. Jeong ise dona kalmıştı. Ne kaçıyor ne de karşılık veriyordu. Hala aklının bir köşesinde bulunan aşk kendini ön plana atıyordu.

Chang nazik davranıyordu. Jeong yavaşça gözlerini kapattı. Bir elini Changbin'in yanağına koyarak içinden geleni yaptı ve daha çok kendine çekti. O da özlemişti. Ama hala kızgındı. İçindeki yanan ateş sönmesede az da olsa bu haraket onu rahatlatmıştı.

Chang ise kazandığını düşünerek gülümsedi. Jeongin bunu gerilen dudaklarda anladı. Yavaşça ayrıldı. Hiç bir şey demeden yavaşça arkasını döndü. Kafasını eğerek yavaş yavaş yürümeye başladı.

Diğer genç ise arkasından ilerleyerek yavaşça kolunu kavradı.

" Şimdi affettin mi beni?"

Jeongin yavaşça kolunu kavrayan elden kurtuldu ve adımlarını hızlandırdı. Net ve soğuk bir sesle cevapladı.

"Hayır. "

Matematik Hocam [Jeongbin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin