2.3

881 100 98
                                    

Jeongin yavaşça yerine oturdu. Ders matematikti. İçten içe lanet ediyordu. Sınıfa diğer öğrencilerde gelmişti. Dersin başlamasını beklerken içeriye Chang girdi. Ne iyiydi ne kötüydü. O geceden beri Jeongin ile tek bir kelime bile konuşmamıştı. Hatta o günden beri ilk defa karşı karşıya geldiler.

5 dakika sonra derse başladıklarında Jeongin sadece derse odaklanmıştı. Changbin'in yüzüne değilde tahtaya bakıyordu. Chang'in gözü ara sıra kendisine bakmayan gence kayıyordu.

İlk ders bitmişti. Jeongin ise aldığı test kitapları boşa gitmesin diye yanında getirmiş ve işlediği konu hakkında soru çözüyordu. Teneffüs zili çalmasına rağmen yerinden kalkmadı. Changbin'de aynı şekilde sınıftan çıkmadı.

Fakat yalnız kalmadılar. Sınıfta başka gençlerde vardı. Chang sıkıntılı bir nefes verdi ve önünde bir kaç kitapla ilgilenmeye başladı.

Yaklaşık 10 dakika sonra zil çaldı ve dışarıda olan öğrenciler içeriye girdi. Derse tekrardan başlamışlardı. Fakat Chang'in bu derste anlatacağı konu azdı. Hızlıca anlatmış ve ardından bir kaç soru çözmüştü. Sorunun sonuncusunu da anlatıp yerine oturdu.

Jeong ise defterine yazdığı işlemeli soruya boş boş bakıyordu. Anlamamıştı. Yanındaki Yuqi'ye bir baktı. Sonrasında vücudunu yavaşça ona doğru döndürüp defteri itti yavaşça.

" Yuqi, bunu anladın mı?"

" Noldu, sen anlamadın mı?"

Jeong kafasını iki yana sallamış ve kalemini kenara bırakmıştı.

"Chang hocaya sorsana."

" Hayır. Sen anlat."

" Ya ben hoca mıyım? Ben niye anlatıyorum?"

" Ya anlat sanki ne olmuş. Ölmezsin!"

Yuqi derin bir nefes verdi ve parmağını  kaldırdı ve bi yandan da Changbin'e seslendi.

" Hocamm!! Jeongin son soruyu anlamamışş!"

" Ya manyak!!"

Jeongin Yuqi'nin koluna vurup hızlıca kafasını sıraya gömdü. Chang ise gülümseyerek kafasını kaldırdı. Sonrasında kaş göz işaretiyle onu kendisine göndermesini işaret etti.

Yuqi gülerek Jeongin'i dürttü. Jeongin ise homurdanarak daha çok büzüştü yerinde.

" Ya kalksana hoca bekliyo!!"

Jeongin oflayarak kafasını kaldırdığında bir Yuqi'ye, bir kitaba, birde Chang'e bakıyordu. Bir kaç saniye daha durduktan yavaş yavaş elindeki defterle ayağa kalktı.

Masanın önüne geldiğinde defterini masaya atar gibi bıraktı. Sessizce mırıldandı.

" Anlat."

Chang gülümseyerek defteri kendine çekti. İlk önce soruya tekrardan göz gezdirdi. Sonrasında ise eline kalemini alıp anlatmaya başladı. O anlatırken öğle yemek arası zili çaldı. Öğrenciler izin alarak sınıftan çıkmışlardı. Chang göz ucuyla sınıfa baktığında herkesin çıktığını gördü.

Hızlıca soruyu anlatmayı bırakıp kapıya yöneldi. Jeong hiç bir şey anlayamadan Chang kapıyı kapattı ve üstündeki kilidi çevirdi. Jeong bi an öne atılarak kapıya ilerledi. Tam o sırada Chang onu kolundan tuttu ve geriye çekti.

" Ne yaptığını sanıyorsun sen ya!!! Bırak kolumu!!!"

" Jeong-"

" Ne Jeong ya ne Jeong!!! Bıktım senden ve senin bu yaptıklarından!!"

" Bak sadec-"

" Bırak ya beni!!"

" JEONG BENI DİNLE!!"

Chang bi an bağırmasıyla Jeong kendini çekerek gözleri kapattı. Vuracağını sanmıştı fakat tam tersine Chang kolunu iyice çekip duvara yasladi kendisini. Gözlerini açtığında çok yakınında duran, iki eli yanlarında sabitli olan Chang'i gördü. Derin bir nefes vererek konuştu Chang.

" Bak beni dinle. Hataydı, sana yemin ederim hataydı. Bunu ben istemedim. Bunu kendi isteğimle yapmadım. Alkollüydüm, kafam yerinde değil. Sana yemin ederim ayık olsaydım bunları asla yapmazdım."

Jeongin'in gözleri dolmaya başlamıştı. Chang ise yavaş yavaş gence yaklaştı. İlk önce dudağına ufak bir öpücük bıraktı. Sonrasında kafasını boynuna gömüp öpmeye başladı.

Jeong gözlerini kapatmış ve sadece 5 saniye düşündükten sonra elleriyle Chang'i yavaşça itti. Genç yerinden bile oynamamıştı. Bu hareketinden sonra Chang daha sert davrandı. Yavaşça Jeongin'in bileklerini kavradı ve öpmeye devam etti.

Jeong sinirlenmeye başlamıştı. Her ne kadar ittirmeye çalışsada olmuyordu. En sonunda diziyle karşısındaki oğlanın bacak arasına vurdu sertçe. Chang inleyerek yere doğru düştüğünde Jeong ondan uzaklaştı.

" Neydi bu şimdi! Hemen bir iki lafından sonra affettiğimi mi sandın he!? Seni affetmek benim en büyük günahım olur Seo Changbin..."

Jeongin, gözünden düşen yaşı elinin tersiyle sildi. Sonrasında hızlıca kapıya ilerledi. Kilidini açıp sınıftan çıktı. Chang ise fark edilmemek için yerden hızlıca kalktı ve sandalyesine oturdu. Canının yanmasını umursamadan düşünmeye devam etti. Haklıydı Jeongin, böyle bir şeyi karşısındaki kişi yapsa kendiside affetmezdi. Ama pes etmeyecekti. Jeong kendisini affedene kadar her yolu deneyecekti.





Ölmeyi bile mi...?

Matematik Hocam [Jeongbin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin