Jisung'tan
Yine bir okul çıkışı Minho'yla eve dönüyorduk. Evin önüne geldiğimizde yanağımı öptü ve benden uzaklaştı.
Eve girdiğimde sinirli bir şekilde bana bakan annemle karşılaştım.
Jisung: Anne? Bir sorun mu var?
Jisung'un Annesi: Var, hatta sorunun kendisi sen ve o boktan hastalığın Hanji. Sen nasıl başkalarına böyle bir iftira atabilirsin ya! BU SİKİK HASTALIĞIN YÜZÜNDEN İNSANLARA BULAŞMAYI KES HANJI!
Gözlerim doluyordu ama ağlayamazdım karşısında. Nerden öğrendiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Jisung: Kim söyledi bunları sana.
Jisung'un Annesi: Kim söylediyse söyledi sonuçta suçlusun Ji. Bide başımıza orospu mu olacaksın sen? İğreniyorum senden. Senin gibi bir orospu doğuracağıma geberseydim keşke!
İşte ellerim titremeye başlamıştı. İçimden kendime sakin olmamı söylerken ittirilmemle kendime geldim.
Jisung'un Annesi: Siktir git nereye gidiyorsan!
Deyip beni evden çıkarmış kapıyı kapatmıştı. Ben ona ne yaptım ki? Neden benden bu kadar nefret ediyordu?
Düştüğüm yerden kalkamadım uzun bir süre, kendime gelmeye çalıştım. Fakat olmuyordu. Minho'yu aramaya karar verdim.
Aradığımda 1. çalışta hemen açmıştı.
Jisung: Minho n-neredesin?
Sikeyim, yine sesin titriyordu.
Minho: Eve geldim şimdi de, sana ne oldu, iyi misin?
Jisung: Y-yanıma gelir misin?
Minho: İyi değilsin sen, geliyorum hemen.
Deyip telefonu kapattı. Ona cidden minnettardım. O olmasa büyük ihtimalle şuan olmazdım.
2 dakika geçmeden Minho'yu gördüm. Nefes nefese kalmıştı.
Minho: Jisung noldu?
Telaşla sormuştu.
Jisung: Beni götürür müsün?
Minho: Gel buraya.
Kucağına almıştı beni. Ben ise titremenin geçmesi için dua ediyor ve omzunda ağlıyordum.
Eve geldiğimizde salona geçti. Hala kucağındaydım. Oturup ben kucağına yatırdı. Yine aynı şekilde yatıyorduk. Ben yine onun ellerine odaklanmışken, o yine beni izliyordu.
Minho: Ne oldu bitanem, anlat hadi.
Sesi o kadar güzeldi ki. Rahatlatıyordu beni.
Jisung: Annem, olayları öğrenmiş. Beni suçladı işte iftira attın falan dedi, öyle
Minho: Nasıl böyle biri olabiliyor? Felix'e falan haber ver istersen. Hem kimden öğrenmiş?
Jisung: Sordum ama söylemedi.
Minho: Peki, ben kendim öğrenirim o zaman.
Dediğinde telefondan birilerini aradı. Bu Bang Chan'dı. Olayları anlattı ve söyleyeni bulmasını istedi. Çevresi genişti Bang Chan'ın, her türlü bulurdu.
Minho: Tamamdır.
Jisung: Minho?
Minho: Efendim güzelim?
Jisung: Uyuyabilir miyim?
Minho: Uyu bebeğim ama önce odama gidelim.
Jisung: Hayır, böyle kalalım.
Minho: Peki, iyi uykular sincabım.
Deyip dudağıma minik bir öpücük kondurdu.
Ona sarılıp uyumaya devam ettim.
Selamm
Bu aralar bok gibi hissediyorum bunu yazsam rahatlayacağım ama inanın hiç vaktim yok.Uzun zamandır yazmamıştım hazır haftasonu vaktim varken yazayım dedim. Ama çok yazamadım maalesef.
Bu bölüm ağlayarak yazılmıştır.
Sizi çok seviyorumm🧚♀️🌏🫀
Görüşürüüzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşey İçin Teşekkürler~♡ | Minsung
Hayran KurguÇocukluk arkadaşı ve sınıf arkadaşı tarafından tacize uğrayıp anksiyetesi tutan Jisung'u kim sakinleştirecek?