Changbin'den
Jisung ve Minho'nun odadan çıkmasıyla Felix'in odasına girmiş ve kapıyı kapatmıştım. Felix'le hakkında konuşmam gereken hastalar vardı sonuçta. Felix'in karşısındaki koltuğa oturdum.
"Merhaba Changbin."
"Sana da merhaba Felix."
"Ne için gelmiştin?"
"Sadece birkaç hasta hakkında bilgi almam lazım. Bu sabah yaşanan olayı biliyorsun."
"Evet, duydum. Neden ki?"
"Chan'ı ben götürdüm odaya ve Chan kendisinin suçlu olmadığını söyledi." dememle Felix elinde çevirdiği kalemi bırakmış ve dudaklarını aralamıştı.
"Changbin, biliyorum Chan'ı seviyorsun ama nihayetinde o da bir suçlu ve yalan söylüyor. Buradaki birinin herhangi bir sözüne göre yargı dağıtmayız."
"Ama Jeongin'i bıçağı getirmemesi için uyardığından bahsetti."
"Tekrar söylüyorum Changbin, onların hepsi suçlu ve güven bana yalan söyleme konusunda profesyoneller. Hatta o kadar iyiler ki bazen düzelip düzelmediklerini veya ilaçları içip içmediklerini anlamıyorum. Bunlar hakkında bana sürekli yalan söyledikleri için de ilaçların etkisini kestiremiyorum."
"Ama Seungmin-"
"Seungmin, en çok Chan'la vakit geçirmeyi seviyor. İkisi de birbirlerine çok yakın. Tabii ki de Seungmin yakın olduğu kişinin sözlerine inanacak ama biz inanamayız. Onların sözlerine göre hareket edemeyiz. Şu an Jeongin'e sorsak o bıçağı getirmediğini söyleyecektir getirmiş olsa bile -ki bunu bilmiyoruz."
"Aslında onun hakkında bir şeyler sormak istiyordum. Jeongin'e bir tanı koyabildin mi?"
"Hayır ama birkaç şüphelerim var. Ancak iki tanının da semptomları aşırı benzer olduğu için emin olmayı bekliyorum. Hem hasta hakkında sana bilgi veremem, bunu bilmiyor musun?"
"İyi de hastaları tanımadan nasıl onlarla iletişim kurabilirim? Minho ve Jisung'un tanılarına göre davrandığım için bana biraz daha yakın hissetmiyorlar mı?"
"Hayır. Üzgünüm ama ikisi seni birkaç gün görmese neredesin diye sorgulamaz bile. O ikisinin dünya umurlarında değil Changbin, seni neden önemsesinler? Sadece güven vermeyi biliyorlar ve güven almayı da beceriyorlar fakat sonuca baktığında tek güvendikleri kişi birbirleri!" derken cümlelerin sonuna doğru sesi yükselince Felix, sakinleşmek adına gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. "Bence işine dönsen iyi olacak Changbin."
"Hayır, Jeongin hakkında bilgi almam gerekiyor."
"İyi de neden?"
Çünkü onu birine benzetmeye başladım Felix ve gerçekliğinden emin olamıyorum. Rüyamdaki meleğe benziyor ama o gerçek olamaz. Suçlu bile olamaz. Ben bir suçluya aşık olmuş olamam.
"Hey, Changbin? Daldın." demesiyle kendime gelmiş ve oturduğum koltukta dikleşmiştim.
"Yok bir şey. Sen neden bu kadar sorguluyorsun? Alt tarafı onun düşünceleri ve davranışları üzerine birkaç bilgi vereceksin!"
"Bunu veremeyeceğimi biliyorsun ama zorlamaya devam ediyorsun. Geçerli bir nedeninin olması gerekiyor. Sırf çekici bulduğun için bir mahkûmun psikolojisini merak edemezsin!" demesiyle olduğum yerden hızla kalkıp Felix'in masasına ellerimi koyarak sinirle ona baktım. "Ne diyorsun lan?" diye sormamla Felix bacak bacak üstüne atmış ve sandalyesini sürükleyerek arkasındaki dolaptan bir ilaç kutusunu almıştı.
"Bence biraz sinirlerini yatıştırman gerekiyor Changbin. Bu ilaçlar işe yarayacaktır." demesiyle sinirle gülmüş ve elindeki ilaç kutusunu önümden iteklemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçmak (JeongBin)
Fanfiction[Tamamlanmıştır (×37)] Changbin, hayallerini ve rüyalarını Jeongin'le süslüyordu. yan shipler: chanmin, hyunlix, minsung İyi okumalar,