Hyunjin'den
Seans için Felix'in odasına gelmiştim. Planım basitti. Odaya adımımı atmamla sakladığım bıçağı çıkarmam bir olmuştu. Kapıyı kilitlemiş ve Felix'in masasına ilerlemiştim. Felix olduğu yerde hiçbir tepki vermeden duruyordu. Daha önce de böyle şeyler yaşadığı belliydi. Sonuçta ilaçları veren oydu, tabii ki de yaşardı bunları.
"Merhaba Doktor."
"Merhaba Hyunjin. Seanslara ve hatta hapishaneye delici ve kesici aletler sokulması yasak."
"Benim burada olma sebebim de bir yasaktı. Oradan bakınca yasak tanıyor gibi miyim?" diye sorsam da beni kale almadığını belli edercesine derin bir nefes almış ve oturduğu yerden kalkmıştı.
"Bir kez daha uyaracağım Bay Hwang. Bıçağı bana vermeniz ve benim de güvenliğe teslim etmem gerekiyor. Can tehditi olmaması adına hani."
Beni kale almamasına sinir olmuşken ben de onun dediklerini dinlemeyerek daha da yakınına yaklaştım.
"Can tehdit etmek istemesem şu an böyle bir durumda olur muyduk?"
Gülümsemesiyle ben de gülümserken boş anına geleceğini düşünerek üstüne atıldım. Ancak beklediğim gibi olmadı ve beni engelledi, altında kalmıştım. Bıçak yerde sürüklenerek biraz ileriye giderken Felix kulağıma yaklaşmış ve "Sence ben kendimi savunmayı bilmesem şu an böyle bir durumda olur muyduk?" diye sormuştu. Sinirle dişlerimi sıkarken üstümde olan bedeni altıma almıştım.
"Vay vay Doktor. Demek sadece bir doktor değilsin." derken gözlerimi ondan ayırmasam da boşta kalan elimle bıçağa uzanıp almıştım. Tekrar elimde olmasıyla gülümserken boynuna yaklaştırdım bıçağı. "Bir şey söylemek ister misin Doktor?"
Felix, sanki boynunda bıçak durmuyormuş gibi gülmüş ve "Jeongin istedi, değil mi?" diye sormuştu. Gittikçe bana benzediğini düşünüyordum. İkimizin de aynı derecede sinir bozucu sözleri ve beklenmedik tavırları vardı. Bıçağı tuttuğum elimi tutarak kendinden uzaklaştırmış ve yüzüme iyice yaklaşırken "Sen, Jeongin'in gölgesi olmuşsun. Kimse seni görmüyor Hwang." demesiyle iyice sinirlensem de kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Karşımdaki benim psikolojik durumumu ve duygularımı en iyi bilen kişiydi. Tabii ki de zayıf noktalarımı bilmesi zor olmayacaktı. Bıçağı tekrar eski konumuna getirirken Felix bu sefer bıçağı eliyle tutmaya çalışınca doğal olarak eli kanamaya başlamıştı. Boynuna kan damlarken sağ elimi boynuna yanaştırdım. İşaret parmağımla kan izlerini takip ederken "Ne çizmemi istersin?" diye mırıldanmıştım. Sonra da sahte bir şaşkınlıkla "Ah, bak sana isteğini bile soruyorum. Ne kibarım, değil mi?" dedim.
"İlgiden deli gibi hoşlanıyorsun." dedi tüm bunlara karşılık. Bu sözleriyle yüzüme hüzünlü bir ifade yerleştirip onaylamazca başımı iki yana salladım. Kana bulanmış elimle önüne gelen siyah saç tutamını arkaya doğru atarken Felix'in hızlı nefes alışverişlerini duyabiliyordum.
"Sadece ben mi?" dedim dudaklarımı yaladıktan sonra büzerken. "Herkes ilgiden hoşlanır Doktor, bunu biliyor olman lazım. Sen de ilgimden hoşlanıyorsun."
Dilini yanağının içinde gezdirirken elini bıçaktan çekti. "Öldür beni." dedi gözlerini kapatırken. Ben sadece çillerine odaklanabiliyordum. "Zaten buradan çok sıkılıyorum. Her gün sen ve yüzlercesi Hwang. Çok zor." demesiyle bıçağı kenara attım.
"Ters psikoloji mi? Cidden mi? Çok mu film izledin? Seni zaten öldürmeyeceğimi biliyorsun, değil mi Yongbok-ah?"
"O zaman neden buradasın?"
"Diğer kişiliğim zorluyor beni Yongbok. Onu istemiyorum. Seni istiyorum." derken boynundaki kan izlerini temizliyordum ki bir anda hissettiğim sinirle boynuna ellerimi sarmam uzun sürmemişti. "Beni sevdiğini söyle Doktor." dedim gözlerinin içine bakarken. Gözleri parlıyordu ve aklından geçen neler buna sebep oluyordu merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçmak (JeongBin)
Fanfic[Tamamlanmıştır (×37)] Changbin, hayallerini ve rüyalarını Jeongin'le süslüyordu. yan shipler: chanmin, hyunlix, minsung İyi okumalar,