7. Bölüm

69 8 535
                                    

Nabıyonuz ayoll!!! Biliyorum uzun zamandır yoktum çünkü sürekli sorumluluklarım falan vardı, diğer kitapta iki bölüm öncesini möcüşün doğum günü için atmıştım ve bu bölümü de luna için atıyorum, doğum gününe daha çok var ama olsun veee sonraki bölümü de elifcime atıcam, yani kısacası size bölüm falan hediye edicem diğer bilmediğim okuyucularım da doğum günlerini söylerlerse onların da doğum günlerini kutlayıp bölüm hediye ederim(luna knk bu bölüm götüne girsin, sen onu çıkarana kadar bölüm atmicam çünkü)

Evett şimdi şeftalili sütlerim, muzlu möcüşlerim ve bitterli biscolatalarımm, avokadolu büsküviniz bu bölümü gururla sunar;

Ama önce...

Lunişko için buraya bir kalp bırakır mısınız?=>

İvit şimdi bölüme geçelim;

===================================

Bu yaptığımı asla unutamiycam, şuan jack ile resmen sarılıyoruz!!! Ve kendimi çok kötü hissediyorum, ondan ayrılmak istiyorum ama sümük gibi yapışmış bırakmıyor, 5 dakikadır böyleyiz ve bir türlü ayrılmıyor.(aşklarım yn hariqa bir modla döndüü✌🏻)

Ben ondan ayrılmaya çalışıyordum ki bir araba yanımızdan geçerken koca bir su birikintisini üzerimize sıçrattığı için benim bunu yapmama gerek kalmadı. Jack de sonunda benden ayrıldığında ikimiz de şaşkınlıkla birbirimize baktık. Ve daha sonra hızlı bir şekilde kaçmak için hızlı bir şekilde konuştum

Yn=o zaman ben üstümü değiştirmeye gidiyorum bay bay sonra konuşuruz...

O daha bana cevap vermeden çantamı alıp büyükannenin evine doğru koşmaya başladım.

*5 dakika sonra*

Sonunda varmıştım, apartmanın ziline bastım ve açılmasını bekledim. Yukarıya çıktığımda büyükanneye ışık hızıyla sarıldıktan sonra genellikle kaldığım misafir odasına doğru koştum ve çantadan kıyafet aldıktan sonra banyoya gittim ve duş alıp üstümü giyindim.

Salonda kıçımın üzerinde oturarak çizgi roman okuyordum ve büyükanne de televizyon izleyerek kıyafet dikiyordu, o genellikle sülaledeki herkese dolaplarını doldurabilecek kadar kıyafet diker ama benim dışımda kimse kullanmaz. Bana diktiği askılı koyu renkli elbiseleri ve kışın ayaklarımı üşütmeyen çoraplarını seviyorum, hem öyle olmasa bile emeğine saygım var.

Büyükanne sıkıkntılı bir nefes vererek bana döndü ve konuşmaya başladı;

B=yn tatlım... en sevdiğim kumaşlardan birisi çok az kalmış aşağıdaki marketin ilerisinde bir terzici var oraya gidip görevliden benim için kumaşları ister misin? Onlar beni tanıyorlar zaten, kumaşın hangisi olduğunu biliyorlar.

B=kalan parayla da istediğini alabilirsin hepsi senin.

Yn=elbette giderim, ve para üstünün hepsini harcayacağımdan da asla şüphen olmasın...

Büyükanne güldü ve arkadaşını eleştiren bir genç kız edasıyla bana baktı,

B=çok paragözsün, büyüyünce kendine zengin bir adam bulamazsan ne yapıcaksın?

Yn= bilmiyorum... herhalde üzüntüden senin cebinde kalan son parayla bara gider ve sarhoş olana kadar içerim.

Büyükanne bu sefer kahkaha attı ve ben de gülümsedim, büyük anne bazen adımı bile unutacak kadar yaşlıydı ama ruhu hep gençti. Saçlarımı karıştırdı ve cüzdanından para almaya gitti, ben de elimdeki çizgi romanı kapatıp masaya koydum ve kapının önüne gidip terliklerimi giydim.

Parayı aldığımda aşağı indim ve büyükannenin söylediği terziye gittim. Kumaşı aldıktan sonra kalan parayı harcamak için markete gittim ve kendime dondurma aldım. Kapıdan çıktığımda yürümeye başlayacaktım ki koşan birisi omzuma çarptı ve tüm dondurma üzerime döküldü, neyse ki üzerimdeki sweatshirt siyahtı ve yıkasam dondurmanın lekesi kalmazdı ama dondurmam boşa gitmişti. Sinirlenerek arkamı döndüm ve bana çarpan kişi ile göz göze geldim.

Sinirden gözümden yaş gelmeye başlamıştı ve karşimdaki kişiyi bile tam göremiyordum.

Yn=biraz yavaş olsana!!! Birisi mi kovalıyor?!?!

Karşımdakinin yüzünü göremesemde üzgün ve stresli olduğunu anlayabiliyordum, aslında bana çarptıktan sonra umursamayıp gideceğini düşünmüştüm ama beni şaşırttı sanırım onu bu seferlik affedebilirim.

Derin bir nefes aldım ve tam o konuşacakken ben konuşmaya başladım;

Yn=tamam boşver önemli değil, ama bir dahakine dikkatli ol.

Arkamı döndüm ve gözümü sildim, tam gidecekken kolumda tutup beni döndürdü.

Şimdi daha net görüyordum, bu oydu... b-b-bu Aidandı!!! Aidan gallagher gözlerimin içine bakıyordu... AMAN TANRIM AKLIMI KAYBEDİYORUM!!!

Bana çarpmıştı, omuzlarımız değmişti, şimdi ise kolumu tutuyordu, hatta ve hatta gözleri gözlerimdeydi, şimdi şuan kollarına düşüp bayılsam bizi çeken bir kamera olur muydu acaba.

Aidan stresli görünüyordu. Bende stresliydim fakat bunun sebebi onu ilk kez bu kadar yakından görmüş olmamdı, ona dokunmam, onunla konuşmuş olmamdı.

En sonunda konuştu ve sesini bütün ses tellerine kadar duydum...

Aidan=çok üzgünüm, gerçekten istmeden oldu, lütfen bunu telafi etmeme izin ver...

Elimdeki dondurma çubuğunu aldı ve yanımızdaki çöp kutusuna attı, ardından ceketinin cebinden peçete cıkartıp üzerimi silmeye başladı, onu şaşkınlıkla izlerken bir anda kendime geldim.

DEĞİL BİR ERKEK KARINCA BİLE BANA İZNİM OLMADAN DOKUNAMAZDII!!!

Özsaygı önemli şey azizim...

Aidanın bileğini tuttum ve elindeki peçeteyi alıdım ardından bileğini bıraktım ve eli havada kaldı.

Ben hiçbir şey olmamış gibi üstümü temizlerken o en sonunda elini indirdi ve ağzını açıp ne söyleyecegini düşündü. En sonunda gevelemeden konuşmayı başardı;

Aidan=ben gerçekten çok üzgünüm... lütfen sana dondurma almama izin ver...

En sonunda başımı ona çevirdiğimde stresten yüzünün benbeyaz olduğunu gördüm

Aidan=veya her ne istersen...
(BUY ME PRADAA,BALENCIAGAAA)

Onu daha önce hiç bu kadar stresli görmemiştim, benim yüzümden miydi? Onu korkutmuş muydum? Şuan korkunç mu görünüyordum?

Sacmalama kızım, her boku kendinde arama... az önce koştuğunu göre zaten onu geren birşeyler olmuştu.

Yn=önemi yok, gidebilirsin. Dondurmayi kendim de alabilirim, zaten alt tarafı dondurma. İşini hallet sen.

Evet bunu dedim... belki de onun beni birdaha farketmeyecek olması ihtimalini bilerek ondan gitmesini istedim... Belki de hayatımın en güzel anın bu olduğunu düşünerek ondan gitmesini istedim... Onu  hayatında meşgul eden birisi olarak kalmak istemedim...

Bana donuk bir ifadeyle baktı, sanki olmaması gereken birşey söylemişim gibi. Olmaması gereken birşey mi söyledim?

Sanki ikimizde ilk defa utanç duygusunu yaşamış gibi veya ikimizin de dilini kesmişler gibi birbirimize baktık. Nasıl oldu bilmiyorum ama ikimizin de aynı şeyleri hissettiğini hissettim...

Çok yoruldum bebeklerimm seviliyorsunuz ve öpülüyorsunuz. Bademli lolipopunuzdan buraya kadar...hepinizi çok seviyorumm💌💘💝💖💗💓💞💕💟❣❤🧡💛💚💙💜🤎🖤🤍💋😘

(913 kelime)

Im sorry mom, but i love a bad boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin