3.8✧˖°.Hain Katil꩜.ᐟ

122 10 9
                                    


Y/n pov

Madam Pomfrey, Harry'nin hafta sonunun geri kalanında hastane kanadında kalmasını ısrar etti. Y/n, Ron ve Hermione; Harry'nin başından ancak geceleri ayrılıyorlardı. Kim gelirse gelsin, kim ne derse desin Harry'ni moralinin daha iyi olmadığını fark etti Y/n. Kız ne yaparsa yapsın oğlanın morali düzelmedi

***

Sonunda Pazartesi günü Harry aralarına döndü. Kötü olan tek şey ise Malfoy'un Harry'ye sataşmasıydı. Malfoy bir sonraki iksir dersinin büyük bir bölümünü zindanın öbür ucundan ruh emici taklitleri yaparak geçirdi. Sonunda tepesi atan Ron, Malfoy'a büyük, kaygan bir timsah kalbi fırlatıp suratına isabet ettirince, Snape Gryffindor'dan elli puan indirdi.

"Karanlık sanatlara karşı savunmaya yine Snape giriyorsa, ben hastayım deyip izin alıyorum," dedi Ron, öğle yemeğinden sonra Remus'un sınıfına giderlerken. "Y/n, baban iyileşti mi?"

Y/n gülümsedi, "Evet, iyileşti. Her  şey yolunda!"

Dördü sınıfa girdi. Babası yeniden işinin başındaydı. Hala biraz hasta görünüyordu, gözlerinin altında kara gölgeler vardı, ama yine de öğrenciler yerlerine otururken onlara gülümsedi. Herkes bir ağızdan, Profesör Lupin hastayken Snape'in onlara neler yaptığından yakınmaya başladı.

"Haksızlık bu, sizin yerinize gelmiş sadece, niye bize ödev veriyor ki?"
"Kurtadamlar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz-"
"-hem de iki parşömen uzunluğunda!"

"Profesör Snape'e o konuları henüz işlemediğimizi söylediniz mi?" dedi Lupin, sanki cevabı bılmiyormuşçasına.

Yeniden bir uğultu koptu.

"Sana dediğim gibi! Ona söyledik ama o bir-" dedi Y/n ağzını tutamayıp.

"Y/n sözlerine dikkat et. O senin profesörün." dedi babası sakin ama kızgın bir tonda.

"Ama Y/n haklı, ne desek dinlemedi-"
"-çok geride olduğumuzu söyleyip durdu-"
"-hem de iki parşömen uzunluğunda-"

Profesör Lupin, yüzlerindeki kızgınlık ifadesini görünce gülümsedi.

"Merak etmeyin, ben Profesör Snape ile konuşurum. Ödevi yapmanıza gerek yok."

Çok zevkli bir ders geçirdiler. Profesör cam bir kabın içinde bir Hinzıpır getirmişti. Bu minik, tek bacaklı ve duman büklümlerinden yapılmış gibi duran yaratığın oldukça çelimsiz ve zararsız bir görünümü vardı.

"Gezginleri bataklıkların içine çeker," dedi Profesör Lupin, herkes not alırken. "Elinden sallanan feneri görüyor musunuz? Önden gider -insanlar da ışığı takip eder- ondan sonra da-"

Hinzıpır cama yaslanıp vıcık vıcık, korkunç bir ses çıkardı.

Harry pov

Zil çalınca herkes gibi Harry de eşyalarını toplayıp kapıya doğru ilerledi, ama-

"Bir dakika bekle, Harry," diye seslendi Lupin. "Biraz konuşmak istiyorum."

Harry geri dönüp Profesör Lupin'in Hinzıpır'ın kabını bir bezle örtmesini izledi.

"Maçta olanları duydum," dedi Lupin. Masasına gidip kitaplarını çantasına doldurmaya başladı. "Süpürgene çok üzüldüm. Tamir etme imkanı var mı?"

"Hayır," dedi Harry. "Ağaç onu paramparça etti."

Lupin iç çekti, "Şamarcı Söğüt'ü benim Hogwarts'a geldiğim yıl diktiler. Eskiden bir oyun oynarlardı, gövdesine dokunacak kadar yaklaşmaya çalışırlardı ağaca. Davey Gudgeon adında bir çocuk az kalsın bir gözünden oluyordu, ondan sonra ağacın yakınına gitmemiz yasaklandı. Hangi süpürge olsa o ağaçla başa çıkamazdı."

Karanlıktaki Işık / harry potter x readerWhere stories live. Discover now