Biraz uzun bir ara oldu. Yeni bölüm paylaşmayı özlemişim.😍 Bu bölüm biraz ateşli, çamurlu ve bol tehditli. 😂
Keyifli okumalar❤️
🍁
Leonis
Dikkatimi odamın aralık penceresinden içeri dolan telaşlı konuşma seslerine vermemeye çalıştım. Saraydan kaçan zengin ahmaklar topluluğunun kopardığı yaygara gerçekten sinir bozucuydu. Arabalarına binmek için neredeyse birbirlerini ezeceklerdi. Sanki o sikik okun ucundaki hedef onlarmış gibi davranmalarına anlam veremiyordum. Hepsi zavallıydı. Öldürülmeye bile değmeyecek kadar zavallı... Pencereyi sert bir şekilde kapatıp üzerimdeki gömleğin tek kolunu çıkardım.
Yaramı sarmak için bekleyen yaşlı şifacı yatağımın ucundaki koltuğu gösterip "Buyurun Komutan," dedi. "Ben hazırım."
Gösterdiği yere oturduğumda burnunun ucundaki gözlüğü düzeltip yaraya dikkatlice baktı. "Pek derin değil. Zehir olduğunu da düşünmüyorum. Yoksa şimdiye kadar etkilerini hissetmeye başlardınız."
Ona ters bir bakış atıp tek kaşımı yavaşça havaya kaldırdım. "Öyle mi dersiniz?"
Adam onunla dalga geçip geçmediğimden emin olamadığından gözlerini kocaman açtı. Yüzünde korku dolu bir ifadeyle "Elbette, efendim," dedi ve bakışlarını hızla benden kaçırıp yarayı temizlemeye koyuldu.
Derime saplanan, çizip geçen, oyan onlarca ok ve hançerden sonra yaramın ne kadar derin olduğunu veya vücuduma zehir bulaşıp bulaşmadığını bir şifacıdan duymaya ihtiyacım yoktu. Hatta yaramı sarmak için bile ona ihtiyacım yoktu. Şu an ona izin veriyor olmamın nedeni yaramı düşünemeyecek kadar huzursuz olmamdı. Vücudumdaki tüm kaslar gerildiği için oturduğum koltukta arkama bile yaslanamıyordum. Ne zaman gevşeyip gözlerimi kapatsam kafamda o lanet olası mavi gözler belirip duruyordu. Bu sarayda -hayır, Arbor sınırları içinde- hiç kimse bana onun baktığı gibi bakamazdı. Bakmaya cesaret edemezdi. Ya bana babamla ilgili söyledikleri?
Dudaklarım istemsizce yukarı doğru kıvrıldı. Beni gerçekten öfkelendirmişti ama cüretkârlığını düşündükçe gülümsemeden edemiyordum. Vücudu ellerimin arasında titrerken sesi o kadar korkusuz çıkmıştı ki kendimi tekrar tekrar o anı düşünmekten alıkoyamıyordum. Tüm bu yaşananlardan garip bir şekilde zevk alıyordum ve bu hiç normal değildi. Ama benim de normal biri olduğum söylenemezdi zaten. Öyle olsaydım, en başında beni bahçede ayağına bulaşmış bir bok gibi silkeleyip gitmesine izin vermezdim ya da muhafızlara uzaktan işaret vererek saraydan çıkmasına... Ya da bunları yaptıktan sonra onu koridorda tehdit etmezdim. Bunun için gerçekten mantıklı bir gerekçem yoktu. Yalnızca...
Sınırları içinde kalıp kalmayacağını görmek istemiştim ve bu akşam aradığım cevabı sonunda bulmuştum. Bırakın içinde kalmayı, kadının siktiğim sınır kavramından haberi bile yoktu. Ayağımı sabırsızca döşemeye vurmaya başlayınca yaşlı şifacı kendini bu hareketin muhatabı sanıp hareketlerini hızlandırdı. İhtiyar sinirlerimi bozuyordu evet ama aklımdaki düşünce kesinlikle ihtiyar değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEPHELE - BAŞKALDIRI
FantasiaNympha'nın başlattığı uyanışı, Nephele bir başkaldırıya dönüştürecekti. Karanlık bir gece, Arbor Krallığında yüzyıllar önce silinen bir kötülüğün tekrar ortaya çıkmasına neden olur. Her şeyden habersiz, babasının Kutsal Konsey'deki yerini almak için...