35 12 6
                                    

"gözler aslında her şeyi ifade eder fakat, sen o içindeki farkındalığı anlayacaksın."

[kılıç timi]

2Gün sonra...

"Vay be ! Artık bizim timede kadın gelecek." Umut'un hevesli sesi timde kahka yarattı. Umut'un sözüyle Demir. "of oğlum. artık vazgeç. Senin bu gevezelikle hiç bir kadın bakazzz" Demir'in bu sözü dahada kahka yaratırken timin şefi Kara sertliğiyle bozdu. "Boş çene yapıcağınıza eliniz çalışsın. Bunun daha dönüşü varrrr." Dedi sinsice. ardından morelinin içine edilen Umut "şefim, belki bu iki kadından biri-" derken söz kesildi. "sakın bak Umut!" dedi Kara. çünkü bu böyle devam ederse alay konusu olucaktı.

"Hemde bi kadın en fazla ne yapabilir?" derken bile bir havası vardı. Bu söz timdeki herkesi susturdu. Ardından Çağrı "Yalnız şefim meslekte cinsiyet ayrımı yapıyorsunuz." "sanamı kaldı Çağrı, hemde-" derken Kara sesi bozuldu çünkü komutan gelmişti. Herkesi sessizlik boğarken sesizliği bölen gene Kara oldu. "buyrun komutanım." dedi selam dururken.

Komutan "rahat" dedi. İlk gözleri etrafı sert bakışlarıyla gezindi sonra, dik duruşunu bozmadan "Evet kılıç timi , biliyorsunuz ki time yeni iki kadın katılıyor . Artık beş kişi değil yedi kişi olucaksınız. Şuan yeni katılan kişiler karakola geldiler ve yerleşiyorlar. Yirmi dakka içinde toplantı salonuna gelin." dedi ve tim anında selam duruşu yapıp komutanın rahat emriyle rahat pozisyonunu aldı.

"Valla sırf görmek için bin kurşun yerim, çabuk olum ben önden kaçar" deyip Umut yolunu aldı. "Valla bu çocuğun sonu hayır değil . Bu gidişle birinden dayak yiyecek" sözüyle Aziz konuştu. Hemen yağcılık yapan Çağrı hemen onu savundu. Ardından Demir Çağrı'nın ensesine vurup "olum sen dönek insansın lan! Daha demin kaşla gözle Umut'u övüyodun?" Çağrı ensesini ovarken "abi sende seviyonmu? Öldürüyonmu ya karar ver Allah aşkına?" Demir sıytararak "kes lan! Ben seni severim de döverim de. Sen yeterki adam ol koçum" tim Çağrı'ya gülerken Kara ayaklanıp "gidelim artık bi görelim. Kimmişler? Ne bu misafir perveklik? Haydiii acele edin! Son 5 dakka çabuk!" Kara hepsine gaz verirken hepsi apar topar hazırlanıyordu. Çünkü Kamil erbaş Komutan 1 dakka geç bile kalırsa ölüceğini biliyordu.

Herkes apar topar içeriye dalmıştı. Daha komutan gelmemişti o yüzden herkes yerine aldı. Herkes birbirine bakarken ayak sesleri içeriyi dolduruyordu , bu demek oluyordu ki bomba geliyordu.

Kılıç timi kapı sesiyle ayaklandı. Herkesin gözü içeriye giren Umay Şahin ve İlay Keleş'teydi. Bu gözler Kara'nın pek umrunda sayılmazdı ama yandan Demir onu şaşkınlıkla dürtüklürken Kara artık kafasını kaldırmıştı. Gözleri sadece tek noktaydı Umay... İlk olarak kalbi sızladı çünkü Umay o kadına benziyordu. Kara kaşı, toprak rengi olan o gözleri, fiziği ve en önemlisi en değerlisi saçları...


Gözleri hayla odaklandığı yerdeydi. Aklı hayla o anıdaymış gibi. Hayla orada kaldığını daha iyi anlamıştı. Kendine yıllarca unutturduğunu sanıyordu ama hayır! Unutmamıştı! Gözleri hayla Umay'daydı

Gözler Umay'dayken Umay gözlerini ona odaklanan gözlere çevirdi. İlk anlam veremedi uzun sürü göz teması kurdu fakat göz teması bir an Komutanın yerine almasıyla bozuldu. Kara gözlerini hayla Umay'a odaklıyken Komutan konuşmaya başladı.
"Öncelikle kılıç timi yeni üyeniz Umay Şahin ve İlay Keleş. Kendileri Ankara ilçe emniyet müdürlüğü komiser yardımcısı olaraktan geldi. Başarılı ve ikiside en iyi keskin nişancıdır. Umay'ın keskin nişanı ve İlay'ın ise dövüş sporu oldukça iyidir. Yani size söylemem şuki sizin iyi olduğunuz kadar bu kadın özel harekat polisimizde iyi! Sizlere şimdiden haberdar ediyorum yarın sabah eğitimden sonra burada tekrar toplanın çünkü Suriye için görev var!"

Bu son sözle herkes bir sessizliğe büründü çünkü daha dün yan tümden biri orada Şehit düşmüştü. YAVUZ İBRAHİM ÇOLAK daha yeniydi evin tek çocuğuydu varlıklı bir ailenden geliyordu fakat para hayat kurtarması ve hayalinden vazgeçirmedi...

Herkeste sessizlik varken komutan" siz devam edin ben çıkıyorum." Herkes selam durup komutanın çıkmasını bekledi. Komutanın çıktığını fırsat bulan umut fırsatla ilk gözlerine daldığı İlay'ın yanına vardı.

"Hoşgeldiniz ben umut bu timde herkesin eğlendiği diyelim." Gülümseyerek elini ilk İlay'a uzattı İlay o kadar samimi gülüşle elini sıktı ki Umut'un yüzünde bir anlam verilmeyen mutluluk oluştu. İlay; güzel kızdı, oda kardeşi gibi gördüğü Umay'dan farkı yoktu hatta doğru söylemek varsa Umay'dan daha boylu postluydu. Ee boşuna dövüş yeteğiniğinde bu kadar iyi değildi. Oda kara kaşlı kara gözlüydü. Fakat dıştan çok set dursa da kalbi pamuk gibiydi. O kimseye kıyamazdı.

Herkes İlay ve Umut'a bakarken öksürükle çağrı bozdu. Araya girip "Bende çağrı düz çağrı" deyip ilk İlay uzattı ve ilay'da memnuyetle elini sıktı sonra elini tam Umay'a uzatıcakken Umay'a başka biri elini uzattı, Kara. "Bende Kara bu Timin şefiyim, ya sen?" Umay sıcak gülümsemeyle elini sıkıp "memnun oldum Kara, bende dediği gibi Umay, sadece Umay." Umay Kara'nın gözüne odaklandı ne ifade ettiğini anlamada memnuyetle geri çekti. Araya Çağrı tekrar girip "tekrar dan hoşgeldin bacım." Dedi ve Kenara geri çekildi.

"Öncelikle hoşgelniz bacılarım ben Aziz bunlardan tek adam gibi oldukları benim-" derken Demir itip "hadi ordan lan! Senmisin? Gülüyüm bari." Ters bakışla sırıtarak "tekrardan hoşgeldiniz-" ölümcül Kara bakışlarıyla "Bacım" bastırarak demişti. "Ben Demir asıl adamları benim." İlay ve Umay iyi eğlencelerinin farkındaydılar.

"Artık tanışma fastı bittiyse beyler bayanlar dağılalımmı? Daha operasyon var, çalışmamız lazım." Umay başıyla bu sözü onaylarken İlay"nerede çalışalıcak?" Sorusunu yöneltti ama Umut söze atlayıp "İlay hanım-" derken İlay "hanım dememe gerek yok. İlay desen yeter" Umut bu sözle erimiş gibiydi. Çağrı ve Demir Umut'un haline mal mal gülerken arkadan tekmeleyen Unut oldu.

Hafif sancıyla eğilen Demir ve Çağrı ters bakışla Umut'a baktı. Umut sırıtıp sözüne devam etti. " tabi sen nasıl istersen İlay. Biz berabr çalışıyoruz aşağı bahçede sizlerde isterseniz ve alıştıysanız beraber gidelim." Umay ilk Kara'ya bakıp sonra gözlerini çekip "olur hatta daha iyi olur beraber çalışmak. O zaman biz bi işimizi halledelim hemen geliceğiz." Dedi. İlay şaşırmış haliyle bakarken Umay kaş gözle baktı ama şuan Umut ve İlay bambaşkaydı. Umay ters bakınca direk kendine gelmişti İlay o güzel kalbi bi an taşa dönmüş gibi sertliğini aldı "aynen biz işimizi halledelim." Dedi Kara "peki bekliyor olacağız." Diyip çıktı odadan.

Umay ve İlay el sallayıp onlarda ayrılmıştı. "Kızım kendine gel lan!" Dedi İlay Umay'a. Umay sıçrayıp daldığını fark etti. İlay'a kızıyordu ama kendisi hemen dalıyordu. "Ne oldu sana huhuuu?" Umay ben düzeltip "dalmışım işte gene." Kafasını İlay'a çevirdiğinde sinsi gülüşle gülüyordu İlay. "Lan gene ne olduda gülüyon?" İlay hal sırıtırken Umay ciddiyetini koruyamadı ve oda güldü.

"Valla Kara-" derken İlay sözü kesti hemen Umay anlaması lazımdı bile şu zamana kadar. "Off gene başlama lğtfen." İlay sırıtarak "ya Allah aşkına sana nasıl bakıyordu görmüyor musun? Off resmen vurulmuş gibiiiii" Umay suratını ekşitip "ne saçmalıyorsun acaba hemde sen umuttan bakabilirsiniz mi hanım efendi?" Konu direk kayınca İlay "of çok yakışıklıydı yalnız adamın mavi gözleri. Ben şaka yok vuruldum" derken Umay gülüp "ee hayırlısı olsun bacım." Dedi.

Lojmana girmiş hatta eve varmışlardı bile. Kapıyı açarken Umay "arıyacakmıyız?" Dedi. İlay'da "pek sanmıyorum açacaklarını" Umay ise ümitle "o kadar Ankara'dan Hakkari'ye geldik. İnsan bir arar sorar." Dedi gafletle İlay ise "bence boşa zaman harcamıyalım, hadi bekletmeden inelimde geri kalmayalım. Bide biz kimmiş gösterelim." Dedi gururla. Umay kahka atarak "e hadi o zaman" deyip eğitim alanına ilerlediler.

Öncelikle yeni kitap yazdığım için yazım yanlışı veya kelime eksikliği olabilir şimdiden kusura bakmayın 🤍 Desteklerinizi ve yorumlarını bekliyorum oy fazla gelirse ilk bölüme göre hafta sonu olmadan yeni bölümü atarım:)

ÖZEL ALAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin