"rüyalar gerçeğe bir gün dönüşür"
İlay ile beraber eğitim alanına gidiyorduk, kahkanın ses sahipleri gelmeye başlamıştı bile. İlay ise "ne güzel eğleniyolarya" gülerken. Ben ise gülüp "dimi bizimkiler bize azraildi" İlay kahka atıp "harbi ya" dedi.
"oo beyler naptınız" İlay'ın sesi böldüğü an Umut bakışları direk buldu. Hallerine gülümseyip gözlerim benim gözlerime odaklanan Kara'yı buldu. Bu oğlan bana neden bu kadar derin bakıyordu? Ama gözlerindeki duyguyu pek hapsemidiyordum. "İlay, ve Umay nereden başlıyacaksınız?" Çağan'ın sözüyle gözlerim o tarafa kaydı. Etraftaki gözlerim ararken silah ve dövüş alanı takıldı. "valla ben dövüşten başlarım ama İlay hanım belli , silah." İlay öndeki tabanca ve AK47 atılınca sonradan dediğimi anlar gibi bakıp sonra eline bakıp "haa" dermişcesine nakış attı.
"ee o zaman en güçlümüz dövüşte Kara şefim olduğuna göre Umay ile beraber ilk siz dövüşün."dedi demir. Bakışlarım onaylarken Kara sadece beni süzüyordu. Bakışlarından rahatsız olmuyordum fakat bambaşka bakıyordu.
Hayla Kara bana bakarken Demir "ee abicim hadi!" Demir deyince Kara kafasıyla onayladı. Gülümseyip üstümdeki tabancalık ve kalın ceketi çıkartıp kenara koydum. Alana ilerken arkamdan gelen Kara karşımda durdu. "Kara kız beni yenebilecekmisin bakalım?" sinsi gülüşle "yeneciğimden eminim şefim. Fakat siz yenileceğinizden bu duyguya hazırmısınız?" Kahka atıcak gibi bana bakarken "ne" bakışı attım. "Seninle çok işimiz var desene." ben ise onun gözlerine bakarken "maalesef ben çok uğraştırıcıyım ya... üzgünüm şef ama benle çok işin var. " deyip göz kırptım. "o gözlerindeki masumluk belli ediyo" derken anlam veremezken üstüme atıldı.
Elleriyle elimi kilitlemeyi çalışırken arkadaki biri şef ve biri Umay bacım destek sesleri vardı. Bu ses kara "eğer benim adamımlarım benim Umay'ı destekliyorsa sorun var." kollarım bağlıkken yerde hayla kahka atıp onu inat etmeyi başarıyordum. "fakat yenilen sen olucaksın doğru taraf ben Kara bey" deyip karnına tekmeyi attım. Acıyı hissetmiş olucakki ellerini bi an çekti. O an ellerini kavrayıp tersine çektim. Vee müq hareket olan çermeyi takıp üstüne çullandım anında dakik hareketle yerde yapışmtı. Bacağındaki tabancayıda çekip "kaybettiniz Kara Demirkaya ." sesimdeki yoğunluğunu fark etmişki "tama bırak" direk tak diye dedi.
Üstünden kalkıp "ee şef sizin şu müthiş sözlerinizi tekrar alabilirmiyim." sözümle bana gülümseyip "tamam kara hanım kabullendik" deyip güldü. Evet güldü hemde gerçekten güldü. Şakasız çok güzel gamzesi vardı. Bu benim tatlı gülüşüme geçerken "gamzen var"dedi. Daha da gülümseyip "seninde." oda hafif gülümsemeyle kafa sallayıp "isminin anlamını biliyormusun?" ben şaşırarak "hayır bilsemde unutmuşumdur" "devlet kuşu demek ve renk sembolu pembedir yanaaklarındaki gibi." ahh gene küçücük sevgide bile kızaran yanaklarım. Dedikleri aklıma sonradan anlamıştım hocamda sormuştu ve o bana söylemişti.
" yeni hatırladım. Pekiya sen nerden biliyorsun? " elleriyle ellerindeki bezi sararken "isme önem veririm ve annemin ismiydi, Şehit annemin ismi." gözlerimdeki şaşkınlık büyürken bana bakıp "neden burada olduğumu sormayacaksın değilmi?" ne diyebilirdimki tek "başın sağolsun." dedim oda "vatan sağolsun." diyebilirdi. Arkama baktığımda ise herkes ayrı işlerle beraber gülüp eğleniyordu. İlay uzun zaman bu kadar enerjikti. bu beni mutlu ederken, ellerimde bir sıcaklık hissettim, gözlerim baktığında ise Kara ellerime bez koyarak "dövüş yaparken üstü çizilmiş iz kalmadan krem süz. Nasıl olsa geçmiyecek ama çabalamak lazım." Gözlerim yüzündeki izlere takıldı. Baya çizik vardı, nedenini soracaktım fakat o cevap vermişti, "görevin patlamasında oldu yakın süreçte. ŞUAN OLDUĞU GİBİ!" anlam veremezken bir patlama sesi kulaklarımı doldurdu.
Gözlerimi açtığımda ; her tarafta çığlık ve Umay , İlay çağrışları geliyordu. O an fark ettim acı etkisiyle geçmişin güzel anlarına dalmışım. Gözlerimi açamıyordum büyük bir ağırlık vardı fakat yamacımdan gelen İlay'ın sesleri kulaklarımdaydı. "Umay beni bırakma! Umay bak ben iyiyim ama birazdan olamıcağım , beraber şehit olacaktık. Bana bak ses ver umay! " hıçkırıkları arasında sesler çoğalıyordu. Ayak sesleri içeriği doldururken İlay'ın sesi kesilmişti. Hayır olamazdı. Allah kahretsin vücudumu hissetmiyordum bile. Allah'ım sen bizi ya burda şehit et yada ikimizide kurtar. Ben onsuz yapamam , o benim diğer canım Yarabbim.
"İLAY!" Diye Umut'un sesindeki çağrış acı hissediyordum. O an gözlerimi bir an olsun açabildim. Gözler feryatların tarafındaki Kara'ya yöneldi. "UMAY! güzelim aç gözlerini, bak yetiştim güzelim bak İlay'ada yetiştik. Hadi aç gözlerini, cevap ver! Beni öldürtme güzelim sende gitme. Sende annem olma Umay. bir cümle acıyan yarayı daha ne kadar acıta bilirdiki? 'SENDE GİTME. SENDE ANNEM OLMA UMAY' Gözlerimi hafif araladım. "Ben gitmeyeceğim. " acıyla hayla bedenim uyuşurken gözlerim yana kaydı "İlay, İlay'ı kurtarın. O yaşasın. O hak ediyor , güzel kızım." Kara göz yaşları arasında "yaşıyacak ilay'da sende güzelim." Acı ama onun göz yaşındaki bir damla için bir kere olsa bile gülümsedim."
Gözlerim kapılıydı ama ses ve acı hisleri hissedebiliyordum. Kara bağırarak "Aziz yap artık bir şeyler!" Aziz İlay'ın ilk yardımını bitirip bana geçmişiti. "Kara omzunu açman lazım, iğneyi sokucam." Kara aceleyle sanki hassas bir esere dokunur gibi üniformamı yırttı. Aziz "Çağrı İlay'ı tuttuğun gibi gene tut " Çağrı hemen İlay'ı sakince bırakıp benim ayaklarımdan tuttu. Kara ise elini ısırmam için bana tutturdu. Aynı zamanda kolumu sabitledi.
Aziz elindeki neşterle kurşunla aynı yere giren cam parçacığını almak için ilk iğneyi sonra neşteri kullandı. Neşter kullandığı an acıyla kıvrılmıştım. Sanki tim kemiklerim çekilmiş gibiydi. İlay'ım nasıl dayanmıştı. Acıyla kıvrınırken Kara o iyileştirici sesle "geçecek güzelim, bunuda atlatıcağız . Söz veriyorum sende İlay'da sağ sağlim çıkıcaz bu pislikten." Ben acıyla kıvrınırken dışarıdan Helikopter sesi geliyordu.
Çağan hemen "Umut çabuk İlay'ı götür dahada kötüleşmeden." Çok mu kötüydü benden? Daha damı ağır yaralıydı? Düşüncelerim devam ederken sesler git gide uzaklaşmaya başladı. Kulaklarıma Kara'nın sesleri gelirken artık dahada koyu geliyordu. Vucüdumu hissetmemeye başlamıştım. Artık sanki bu yoldan geri dönüş yokmuş buradan tabudum çıkacak gibi hissediyordum. Ölüm gerçekten böylemiydi. Ansızmıydı? Daha geçen ben Kara'yla inatlaşıyorduk bizi ayrıyolardı. Ben daha geçen İlay ile birlikte birbirimizin nasıl şehit olacağını düşünüyorduk. Hatta rüyamızda görmüştük, evet hatta birbirimize sanki düğünümüzmüş gibi anlatmıştık, ne sevinçleydi. Şimdi lan daha 5 dakka önce telsizden okulun içinde bir sürü terörist öldürdüm ve onları gururla anlatıyordum Kara beni her türlü seve seve tebrik ediyordu. Şimdi herşeyin bir saniyeliğine değişti. Öldüğümü hissediyordum sanki. Artık düşünceleri bile yok oluyordu. ya sonsuz bir uyku olucaktı yada kısa süreliğine gözlerimi sevdiğim adamın dibinde benim için canını feda etmeye razı olan güzel kız İlay'ın yanında...
----------
selamm yeni bölümle geldim evet belki aklınız baya karıştı fakat bir dahaki bölümde her şeyi toplayacağım şimdiden yorumlarınız ve oylarınaza bol bol teşekkür ederim.
oy ve yorum yapmayı unutmayınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL ALAN
Random"bizler uğruna can verdiğimiz bu vatanı daima ayakta tutmaya çalışan askerleriz. Bizler kahraman diye geçeriz ama asıl kahramanlar kırmızıdır, toprağı kırmızı yapandır. Onlar şehitlerdir. Onlar bizler için bizleri bu mevkiye ulaştırmak için çabalıyı...