"hayat nereden vuracağını belli etmiyor."
Hastane acil ameliyat kapısının önündeydik. Bir yanımda zar zor sakinleştirdiğimiz Umut, bir yandan içeride bulunan iki kişi. Umay ve İlay en son kapıdan çıkan doktor ameliyatın hayla devam ediceğini fakat İlay'ın durumunun ağır olduğunu bazı kemiklerin inciliğinin haber vermişti. Umay hakkında kimse haber vermiyor gelen giden olmuyordu. Saatlerdir aynı kapının önündeyiz ve bir tane bile doğru düzgün haber yoktu. Böyle devam ederse aklımı yetirecek duruma gelecektim.
gözlerimi kenara çevirdim Umut gözlerini sakinleştirinin yavaş yavaş etkisinden çıkacağı zaman geliyordu. Ben hayla ruh gibiydim hatta değildim bile ruhum yoktu. Umay'ı koruyamamıştım. Sözümü tutamamıştım. Allah kahretsin ki nasıl fark etmemiştim, onu oraya nasıl sokmuştum ki.
"Benim yüzünden , benim yüzümden..." Umut etkiden çıkmaya başlamıştı. Yavaşça Aziz kollarından tutup "hayır senin yüzünden değil." derken bile hayla "benim yüzümden" diyordu. Cümleyi hayla tekrar ediyordu. "benim yüzümden komutanım. Benim ben gönderdim , onları resmen hiçe saydım komutanım." ayağa kalıp yanına gittim. Eğilerek kollarını tutup "hayır Umut senin suçun yoktu. Benim suçumdu asla kendini suçlama." bu sözleri derken bile hayla ker kelimede kalbimin üzeri yanıyordu göz yaşlarım istemsizce akıyordu. Umut kafasını geri salladı hayır şeklinde bende "boşa dil dökme kardeşim canın yanıyor bak sevdiğin orada içerde farkındayım ama bak benimkinden ses bile yok. kimse ağzını açmıyor. Bakma oradan öyle nasıl sakinsin diye benim ciğerim yanıyor ama dış vuramıyorum. Hemde dışa vurunca düzelcekmi? Sen bilirsin beni be kardeşim annemden sonra bitti göz yaşları. Sevdiğim kadın , ciğerim, hayatımın bir parçası ölümle savaşıyor ama ben burda oturuyorum sizde haklısınız duygusuz olduğuma. Ama yemin ederim" ellerimi kalbimin üzerine koyup "burası yanıyor bazen duracak diye korkuyorum ama kendim için değil Umay için onun ki durursa benimkide durur." "komutanım"dedi acı bir sesle umut, sonra sanki bütün derdiyle sarılmış gibi bana sarıldı. "biliyorum umut , biliyorum kardeşim" gözyaşımı çekip geri çekip kafamı anlına yaslayıp "sağ sağlim çıkacaklar . bak söz veriyorum çıkacaklar İlay'da iyi olucak Umay'da."
Kasını hızlıca sallayıp "çıkacaklar dimi çıkacaklar komutanum." kafamı hızlıca salladım. O anda kapı açıldı hızlıca ayağa kalkarak "Umay nasıl iyi değilmi? İyi olacak benim güzelim" doktor ilk sustu sonra "Umay hanım şuan gayet iyi yolda Allah'a şükür fakat" kafam allak bullaktı anlayamımıştım. "fakat ne doktor?" sözümle arkamda bulunan Umat'a baktı. "İlay hanım, onun durumu biraz ağır. Yarası patlama esnasında derinleşmişti. Biz ilk müdahiliyide yaptık şuan yoğun bakımda durması en doğrusu olucaktır." "nasıl?" Umut sorusyla doktor sustu. "biz herşeyi yaptık , ilk yardımıda yaptık, onu zamanındada yetiştirdik. Nasıl durumu ağır?" sesi git gide yükselirken Aziz , Çağrı ve Demir tutmaya çalışıyordu "bırakın lan! Gülüm iyi olması lazım , bırakın." Umut'u zar zor tutarken ben Umut bu hali kendimi gördüm. Annemin şehit olduğu an. Yıkılmıştım sanki yok olmuştum o gün ben ruhumu kaybetmiştim ve bana ruhu geri veren kadın Umay olmuştu.
"Hemşire! hemşire!" diye koşarak Umut'un yanına vardım. Hemşire gelip Umut için tekrar sakinleştirici vurmuştu ve onu taşıyarak odaya aldılar. Kapı tekrar açılmıştı içeriden doktor ve bir kaç hemşireyle Umay çıkmıştı. Yanına varıp "Güzelim bak ben buradayım iyi olacaksın lütfen o kara gözlerini aç güzelim bak ben buradayım hadi güzelim." kapı ağzına kadar giderken kapı önünde hemşire durdurmuştu. Ne diyecektim? ona nasıl açıklayacaktım?
***
3 gün sonra
Yanı başımda Umay hayla yatıyordu. üç gün oldu fakat hayla uyanmıyordu. Doktorlar sakinleştirmek için uyku ilacı vermişti. Ben ise günlerdir bir ilay'ın yanına bir Umay'ın başındaydım.
"İlay..." sesi kulağıma ulaştığında toparlanıp hızlıca Umay'a döndüm. "Umay, güzelim iyimisin? nasıl oldun, bir yerin acıyormu?" Umay ayaklanıp etrafa boş boş bakıyorduki "İlay? İlay nerde? o çok kötüydü Kara. Nerede İlay? bir şeymi oldu?" sözler devam ederken gözlerindeki göz yaşları devam ediyordu. Ellerimi yüzüne alıp, "hayır güzelim. Bak sakin ol o yaşıyor." sözlerime ben bile inanmamıştım. "hayır iyi olsaydı burada olurdu, yanımda! nerde İlay ne oldu-" derken arkada bir feryat kotpu!
"İlay1 hayır beni bırakamazsın güzelim." Umut'un sözleri yani feryatları kulaklarımda çınladı. O sesle Umay hareketledi kollarından tutmaya çalışıp onada bu zarar verecekti. "bırak! lütfen " bağrıyordu , bir yandan durdurmaya çalıştığım Umay bir yandan kalbi yaralanan Umut. İlay kollarını birden benle itip benden kutulduğunda serumları birden çekip ayaklanarak odadan çıktı.
Peşinden koşarak gittiğimde ise sadece öylece donmuş tek kelime "hayır..." Umut'u zar zor tutuyolar Aziz ve Demir birde acısı ortak olan çağrı. Koşarak Umay'ın önüne geçtim. Ellerimle yüzünü tutup "Umay, güzelim bana bakarmısın." Umay hayla aynı kelimeyi tekrarlıyordu. "gidemez ki. Bensiz gidemez hemde tek karanlıktan korkar söz verdi bana beraber şehit olucaktık." ellerini tutup gözyaşlarını sildim "hayır , Umay kendine gel " Umay ise hayır , hayır " deyip kendini bırakmıştı . "hemşire yokmu yardım edin! hemşire!" sesimi duyurmaya çalışıyordum Umay hayla kollarımla zar zor tutup "gidemezsin İlay beni bırakma. Ne yaparım kardeşim. Hadi kalk İlay bak ben iyiyim hadi beraber daha kanımızı dökenleri kanını dökecektik. Beraber gidecektik" derken daha şiddetli "ilay!" diye bağırdı. Allah'ım bana akıl ver ne yapıcaktım? Umut'u sakinleştirmeyi çalışıyordular Umay hayla yalvarıyordu İlay'a ama artık geçti bir mucize geri döndere bilirdi İlay'ı. Kollarımdaki Umay'ı kendime çekip sakinleştirmeye çalışıyordum fakat Umay dahada şiddetli ağlıyordu. tek bir göz yaşsı çiğerimi hatta kalbimi deliyordu. Ben nasıl yüzleştirecektim? Nasıl düzen olucaktı Umay peki yada Umut nasıl eski olucaklardı bir parça gitti bir sevgi gitti. Bu his yıllar önce bana değmişti bir boşluk ama sanki artık yaşamıyorsun sadece görünüyorsun ama eskisi gibi yaşam yok bir ümit yok! Elinde gelecek yokki çünkü sen herşeyini bir anda kaybetmişsin yok etmişsin geri var etmek ne kadar zordu fakat onu geri getirmek onun yükü daha da ağırdı. Kimse o yükü üstlenemezdi ama ben Umay sayesindeydi herşey. Umay annemdi, annem gibi hayatı sevdirdi ama annem umay değildi. Bir sevgi, bir ihtiyaç, bir umut insanı tekrar hayata bağlayabilirdi. o umut bir hastene kapısıyla tekrar açıldı.
***
evet arkadaşlar bölümü çok geç attım kusura bakmayın çünkü sınav haftası başladı ve sınavlara birden birde buraya birden hayal gücü yetiştirmeye çalışıyorum o yüzden biraz gecikti kusura bakmayın iyi günlerrr:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL ALAN
Sonstiges"bizler uğruna can verdiğimiz bu vatanı daima ayakta tutmaya çalışan askerleriz. Bizler kahraman diye geçeriz ama asıl kahramanlar kırmızıdır, toprağı kırmızı yapandır. Onlar şehitlerdir. Onlar bizler için bizleri bu mevkiye ulaştırmak için çabalıyı...