Malum kişinin ağzından
Sabah her şeyden haberli bir şekilde uyandım ve acaba bugün kimi bana oy vermedi diye hapse atsam diye düşünüyordum. Oldukça ilgi çekici bir konu olmasına rağmen işlerime koyulmam gerekiyordu. İşlerim elbette sıkıcı ve boktandı. Ama yapacak bir şeyim yoktu.
O gün bir toplantıya katılıcaktım. Eğitim sistemi ile ilgili bir görüşme. Küçük veletler nedense eğitim sisteminin rezalet olduğunu söyleyerek protesto ediyorlar ve bakanı kovmam için imza topluyorlardı. Acaba böyle bir mesubetsizliği neden gösteriyor?
Neyse çokta "bir yerlerimde". Toplantı oldukça erken olduğu için saat 17.00 gibi kalktım. Üstümü giydim. Elbette güzel ülkemin beynini sulama vaktim gelmişti. Başlasın aptalların beynini yıkama işimmmm!
Toplantıya muhteşem lüks arabamla ve insanları eşek sudan gelinceye kadar dövmelik kemerimle salona ölmeden ulaşmayı başardım. Bu insanlık için bir hayal kırıklığı, benim içinse kudurtma işlemiydi.
Toplantıya geleli bir dakika olmadan herkes bana ülkenin gidişatı hakkında sorular sormaya başladı. Cevabımı önceden hazırlamışcasına "Evet sorularınız götünüze tekrar geri girsin, çünkü ülkenin gidişatı yok."dedim. Onlarda bana bunun farkındaysanız bir şey yapıcak mısınız gibi sorular sordular. Ben de dedim ki "Yok uğraşamam, maden çok rahatsızsınız İstanbul'u direk Arap kardeşlerimize satalım. Onlarda para bol."
Amann bunlar boş işler. Canım nedense kendi muhteşemliğimi anlatmamı istiyor.
- Oldukça nazik bir itim. Kimseyi it gibi ısırmam.
- Kesinlikle ama kesinlikle güzel ülkemi yabancılara asla satmam.
- Bütün dine/dile/cinsiyete/ırka saygım sonsuz. Ama yakında Türkçe konuşmak yasaklanacak. Çünkü din kardeşlerimiz bunu layık gördü ülkeme.
- Asla ülkemin ağzına sıçmam asla!
- Kadınlara karşı beslediğim güzel duygular var. Keşke hepsiyle yatabilseydim. Oldukça medeni bir şekilde sakın yanlış anlamyın. Elbette zorla evlendirdikten sonra.
- Ülkemdeki kuş beyinlileri kandırmak için canla başla çalışırım.
Yüce Allah'ım ne kadar tapılası bir canlı olarak yaratmışsın beni. Sana şükrederim. Gerçek olup olmaman beni hiç ilgilendirmiyor. Çünkü zaten öyleyim.
Neyseee konudan çok saptım. Şimdi gelelim çok mantıklı toplantıya.
Kapıdan içeri girdim. Bi baktım vay ilk ben gelmişim. Oturdum yerime beklemeye başladım. Tam olarak şakasız asla şaka yok bir dakika sonra geldiği için bazı insancıkları kovmuş olabilirim. Sonuçta ben çok sert ve güçlü bir adamım. Hem neden kadınları neden işe alıyorlar ki? İşe alınmalarını sağlayan benim ama hala şikayet edip bi de üstüne işlerini düzgün yapamıyorlar. Ne kadar terbiyesizler yahu.
Toplantı birkaç saat sonra bitti. Alınan karar beni çok mutlu etti ve gururlandırdı. Artık servisler yasak. Çünkü öğrenciler azcık zor şartları görsünler be sonra şikayet ederler ederlerse.
Of neyse şimdilik bu kadar inşallah yarın da ülkemin nazikçe ağzına sıçmaya devam edicem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ SİYASİ AŞK ROMANI (OYLARI VERİRİM, YETER Kİ BENİM OL!)
Kurgu OlmayanTürkiye Cumhuriyeti'nin iki ezili rakibi, imkansız bir aşk çukurunun içine düşer. Halbuki aslında asla geri dönemeyecekleri bir boşluğa düşeceklerinden hiçbir haberleri yoktur.
