Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz sözeBir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benim dilimin ucundaNahit Ulvi Akgün
♠️
Ne zaman bitecek bu içimdeki dinmek bilmeyen yangın?
Ne zaman son bulacak içimde yılların biriktirdiği hasret?
Hep böyle mi devam edecek hayatım?
Ben mutlu olmayı hak etmiyor muyum?
Kafamın içinde aynı sorular gezinip durdu. Ellerim başımın altında yastık görevi yapıyorken, gözlerim boş tavana kilitlenmiş bir haldeydi.
Biri çekip kurtarsın beni bu ıstıraptan, kim olursa olsun buna razıyım ben...
Odamın kapısı tıklandı ben ses çıkarmayınca kapı yavaşça açıldı, babamın yüzünü gördüğümde diğer tarafa dönüp sessiz kalmaya devam ettim. "Hâlâ hazır değil misin kızım?" dedi.
"Ben gelmeyeceğim, sen diğer ailen ile gidebilirsin." dedim sakinlikle.
Bugün babamın şirketinin onuncu yılıydı, bugüne özel bir davet vardı. Lüks bir mekanda bunu kutlayacaklardı. Ortaklar, bir çok çalışan ve onların aileleri.
"Aslı yapma kızım böyle." dedi babam bir kez daha. Gözlerimi kırpıştırıp yattığım yerde oturur pozisyona geldim.
"Şimdi mi hatırladın bir kızın olduğunu? Annemi terk ederken, onun cenazesine bile beni göndermezken, yeni bir kadın ile evleneceğini söylerken bir kızın olduğunu hatırlıyor muydun?!" dedim hiddetle. Derin bir soluk verdi, yavaş adımlarla odamın içine girip kapıyı kapattı. Yatağıma oturup elime dokundu ancak ben hiç bir şey hissetmedim o an.
"Her şeyde haklısın ancak..." gözlerini kaçırdı. "O davete sensiz gidersem, eksik hissedeceğim. Benim bir ailemde sensin." derin bir nefes verdim. Ağlamamak için gözlerimi kırpıştırdım ancak gözlerimin içi çoktan sulanmıştı.
"Diğer ailenle gidebilirsin." diye kısa bir cevap verdim babama.
"Lütfen." dedi babam yalvarır bir halde. "Yemin ederim başka bir şey istemeyeceğim senden, yeter ki bu güzel günümde yanımda ol.'' her ne kadar gitmek istemesem bile karşımda baba sıfatıyla duran adamın yalvarmasına dayanamadım, bana onca şey yapmış olsa dahi...
Defalarca kirpiklerimi kırpıştırdım, çaresizliğin içerisinde ne yapacağımı bilmeksizin kıvrandım. Acizce oturduğum yerde durmakla yetindim. Sessizliğimi korumaya devam ettim, tıpkı bir ip misali dudaklarım düğümlendi.
Babam yavaşça yatağımdan kalktı sırtını bana dönerek kapıya doğru ilerledi, çıkmadan önce ise tekrar konuştu. "Seni aşağıda bekliyor olacağım kızım, bir saat içerisinde gelmezsen anlarım." kapı kapandı.
Yutkundum.
Yutkunuşumun ardından boğazımda ağrılar hissettim. Gözlerim çoktan yanmaya başladı, yüreğimde yılların sebep olduğu bir ağrı oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutkunun binbir tonu | TAŞINDI
Teen FictionKemikli parmakları uyluklarımda geziniyordu, aralanan dudaklarımın arasından hızlı nefesler çıkarken gözlerim tahrik olmanın hissiyle kapandı. Öpüşmemiz için dudaklarımızın arasında milimler varken, pantolonumun üzerinden kadınlığımı avuçlamasıyla d...