Taehyung'un anlatımıyla~
Sabahın ilk ışıkları, perdesi açık kalmış pencereden yüzüme doğru süzülüyordu. Gözlerime gelen ışıktan rahatsız olarak başımı sağa çevirdim. 2-3 dakika daha uyukladıktan sonra alarmın kafamın içinde yankılanmasıyla gözlerimi tekrar açtım ve etrafı inceledim. Sonra da uyuşuk bir şekilde yastıktan başımı kaldırdım. Yine etrafı inceledikten sonra yeterince izlediğime kanaat getirip üzerimdeki yorganı kaldırıp kenara bıraktım ve hafifçe yataktan süzüldüm.
Kalkıp temel ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra bilmem kaçıncı kez yalnız başıma kahvaltıya oturdum. Birkaç zeytin ağzıma attıktan sonra midem daha fazla bir besin kaldıramadı. Ben de kahvaltıyı yavaşça toplayıp okul otobüsünü beklemek üzere durağa kadar yürümeye koyuldum.
Yolda yürürken çevremdeki insanları inceliyordum. Yolda gördüğüm kadarıyla tüm insanların üzerinde bir yorgunluk vardı. Ellerinde iş çantaları, giydikleri takım elbiseler, yeni kesilmiş saçları ve yeni tıraş edilmiş sakallarıyla ciddi bir biçimde hareket halindeydiler.
Artık otobüs durağına varmıştım. Sadece otobüsün ne zaman geleceğini kestirmeye çalışıyordum. Sanıyorum ki birazdan gelirdi. Tam bu çıkarımda bulunmuştum ki uzun boylu, benden yaşça büyük, deri ceket ve deri bot giyen yakışıklı ve kızların gözdesi olduğu anladığım bir çocuğun bulunduğum durağa doğru yürüdüğünü gördüm. Anlaşılan aynı okula gidiyorduk.
Otobüs durakta durur durmaz herkes o yöne doğru yöneldi. Kulağımdaki kablolu kulaklığın bir tekini çıkararak otobüse bindim. Koltuk seçmek için ayaklarımın beni götürdüğü yere doğru yürüdüm. İleride boş bulunan cam kenarı bir koltuk seçip oturdum.
Otobüste ise herkes sabah kalkmanın yorgunluğuyla bir kenara çekilmiş oturuyordu. Birden gözüm yine o çocuğa çarptı. Herkes gibi o da oturuyordu fakat o gayet aklı başında bir şekilde telefonunu kurcalıyordu. Telefonunu kullanarak herhalde herkes gibi ben de ne yaptığını anlayamazdım ama yine de denemiştim. Klavyeyi kullanıyor gibiydi. Çünkü elini sık sık bir tuşa basar gibi hareket ettiriyordu. Bu gereksiz merakın nereden geldiğini anlayamamıştım. Bu sefer de telefonu incelemiştim. Telefon yeni çıkmış bir model gibiydi ve gayet de pahalı görünüyordu. Anlaşılan aile durumu yerinde zengin bir züppeden başka bir şey değildi.
Bu çıkarımların hepsini yapmış birazcık da olsa karakteri hakkında bilgi edinmek istediğimden hâlâ onu incelemeye devam etmekteydim. Aniden pahalı ve siyah kılıfı bulunan telefonunu ceketinin cebine koymak için hareketlendi. Ben de tam o sırada önüme döndüm ve hiç ilgilenmiyormuş gibi yaptım. Ama galiba bunu yapmam onun da dikkatini çekmişti. Bunu yaptığıma bin pişman gözümü yumdum ve içimden defalarca "Yanıma gelmesin,lütfen. Tanrım sana yalvarıyorum,gelmesin."diyordum. Aniden birinin arka taraftan ayaklandığını farkettim. Korku ve telaş içerisinde cam kenarında olduğumdan camı izliyormuş gibi yaptım fakat galiba nafileydi...
Jungkook'un anlatımıyla~
Telefondan Jin ile konuşup okula saat kaç gibi geleceği hakkında bilgi edinmeye çalışıyordum. Bana cevap vermeyişi beni biraz sinirlendirse de hâlâ uyuduğu için anlayışlı davranmaya çalıştım.
Artık otobüs durmak üzereydi. Bu nedenle hafifçe ayaklandım ve kapıya doğru yürümeye koyuldum. Bir süre sonra tam da düşündüğüm gibi otobüs durdu ve indim. Otobüsten indikten sonra etrafımı sağa sola bakarak kontrol ettim.
Ah,gerçekten okul çok yorucuydu. Zaten Seoul'de bir üniversitede okuyan bir öğrenci olmak da çok zor işti. Ailemin benden böyle bi' isteği vardı. Nasıl başaracağım ki?Bunu düşünerek streslendiğimi farkettim ve hemen lisemin içerisine doğru ilerledim. Sınıfıma geçip derse kadar olan vaktimi telefon ile öldürmeyi denedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Only Love |TAEKOOK|
Fiksi PenggemarOkula yeni gelip kendi hâlinde olan bir çocuk olan Kim Taehyung,Zengin ve aynı zamanda bir serseri olan Jeon Jungkook'un dikkatini çekmeye başlar. Bunun üzerine onun için deliye dönmüş Jeon,sevdiği oğlanı elde etmeye çalışır fakat yeni gelen oğlan a...