Berkay peçete uzatarak:"Tamam üzülmene gerek yok.Bende bizi zor durumda bırakacak bir durum olsun istemiyorum bu nedenle çözdüm olayı"çenemden tutarak gözlerini gözlerimin içinde buluşturarak.Sakince konuşmaya başladı.Kelimeler boğazına takılıyordu tek farkettiğim buydu.
.
.
."Bak ben artık ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum.Senin önünde ağlamam ne kadar doğru onuda bilmiyorum.Gördün mü hiçbir şey bilmiyorum.Kendimi,hayatı,insanları hiçbir şeyi anlayamıyorum."bana uzattığı peçeteyi alarak.
Ellerini omzuma koyarak konuşmaya başladı.
"Bak ağlaman benim için sorun veya kusur değil
rahat olabilirsin.Bende biliyorum ikimizinde hayatını mahvettim.Eğer beni azarlayacaksan,kızacak isen ,içindeki siniri atmak istersen bunları hakedecek olan benim."Saçlarıma usulca dokunup gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına koydu.
"Ben sana komik olan şeyden bahsetmedim değil mi?"gözlerinin içine bakarak kafamı iki yana salladım.Ellerini saçlarımdan çekerek konuşmaya başladı ilk önce hafif sırıttı."Babama ne dedim sence"
"Bilmiyorum"tepkileri,mimikleri o kadar komikti ki sırıtarak söyledim.
"Gülme ama."elini sağa sola hareket ettirdi.
"Gülmem"
Bir an duraksadı ve aniden söyledi.Hareketleri bir çocuğun hareketleri kadar doğaldı ve içinde bir kötülük,artniyet olmadığından emindim.
"Babama kısır olduğumu söylemekten başka çarem yok"dudağının bir kısmını yukarı kaldırarak.
Kendimi tutamayıp gülmeye başladım gülerken şunu düşünüyordum ne ara bu kadar samimiyet kurmuştuk biz.
"Hani gülmek yoktu"ellerini beline koyarak.
"Özür dilerim"dudağımı büzüp.
Gülmeye başladı ve"Zaten komik bir durum gülebilirsin izin verdim.Bu arada kısır falanda değilim yanlış anlaşılmak istemem."konuşurken hem gülüyordu hem de gülmesinin durmasını bekliyordu.Gülüşü beni güldürmeye yetiyordu bile.Aylardan sonra ilk defa gerçekten gülmüştüm.
Enerji vermişti bu ,ruhumun ihtiyacı olan sönük kalbime.
"Berkay teşekkür ederim anlayışın için"biraz sesimi kısarak.
Bunu duymayı beklemiyor gibi gözlerini açtı ve yüzüme baktı.
"Iı rica ederim"gülümseyerek söylüyordu.
Aslında bugün de anlamıştım Berkay hiç sandığım biri gibi değildi.O çok iyiydi bana karşı çok nezaketli ve anlayışlıydı.Ön yargılarımı her geçen gün kırmamı sağlıyordu bu ince davranışlarıyla.Fakat benim ona diyebildiğim tek şey "teşekkür ederim"oluyordu.Eksik geliyor gibiydi çünkü bu kadar değer bile fazlaydı bana.
Gece yine aynı şekilde bitmişti.İkimizde kendi hücremize çekilip yalnızlığı en içten bir şekilde yaşıyorduk.Ben yine bu gece de uyuyamıyorum.Gecenin karanlığı ile sohbet ediyordum. Kendimi suçluyordum evet her şeyden kendimi sorumlu tutuyordum ve bu beni daha dibe batırıyordu fakat ağlamıyordum eskisi gibi.Alışmıştım sanırım ve şunu da söylemem gerekirse insan hiçbir şeye alışmamalı.Sabaha yakın saatelerde kestirmiştim ve 2 saatlik uyku ile ayaktaydım.Vücudum uyuşmuş gibi hissettiriyor ama buna da alışıyor insan.Biraz oturup etrafı seyrettim ve vakit sandığımdan da hızlı geçmişti.Mutfaktan gelen sesleri duyunca Berkay'ın uyandığını anlamıştım.Gözlerimi ovarak mutfağa girmiştim.
"Günaydın"diye beni karşılamıştı.
"Günaydın"sade bir cevapla karşılık verdim.
"Yüzün baya şişmiş iyi uyudun mu?"tedirgin biçimde.
Aniden demesiyle ilk başta ne cevap verebileceğimi şaşırmıştım.
"Şey... çok uyumaktan ya iyi uyudum yani"
Dudaklarını birleştirerek konuşmaya başladı:"Sevindim,benim gitmem lazım işten önce arkadaşlarla takılıcaz"
"A ne güzel iyi eğlenceler şimdiden"
"Teşekkür ederim,sende kahvaltını yaparsın"evin dış kapısına yönelip çıkmaya hazırlanmıştı.
"Yaparım tabi,görüşürüz"kafasıyla beni onaylayıp evden çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değersiz
Literatura KobiecaKafamı yastığa koydum en çok bu zamanlarda kendimi tutamaz ağlardım.Peki bundan sonra ne olacaktı baba evinde bulamadığım bu huzuru yabancı bir adamdan mi bekliyecektim.Bana huzur yoktu bu saatten sonra.Ağlamak istemiyordum farkedilmemek için ama gö...