"Minho'dan"
İntikam ve aşk. Gerçi bu ikisi beraber olunca neler yapacağın hakkında hiç bir karar veremiyorsun.
İntikam ateşi ile aşk'ını mı yakacaksın? Yoksa aşk'ın ile ateşi mi söndüreceksin?
Bana bu dünya ikisi arasında bir seçim yapmamı istedi.10 yıl önce ben 8 yaşımdayken ailem nedenini bilmediğim bir sebebten dolayı öldü tek kardeşim hayatta kaldı ve o günden sonra bütün hayatımı kardeşimi mutlu edebilmek için adadım ta ki ondan bir süreliğine ayrılmak zorunda kalana kadar.
Şuan 12 sınıfım ve bir lise öğrencisiyim emin olun yaşımdan büyük şeyler yaşadım ve bu yüzden duygularım yok oldu elbette tamamen değil fakat olaylara nasıl tepki vereceğimi anlayamaz oldum.
Sabahları kardeşimi okul için hazırlar onu okula bırakırdım ondan sonra ise ben giderdim bu yüzden hep derslere geç kalırdım ama hocalarım anlayış ile karşılardı.***
( 12 kasım)
Pazartesi Saat 6.00Saatin çalma sesi ile uyandım evet saat bir okul için çok erken olabilirdi ama kahvaltı hazırlamam gerekiyordu.
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra kardeşimi uyandırmak için odasına çıktım
" Min su kalk hadi"
Min su elleri ile gözlerini ovuşturarak doğruldu
" Ah yine bir pazartesi sabahı değil mi?"" Hadi min su geç kalacaksın"
Minho odadan çıktı kahvaltı masasında kardeşini bekliyordu.
Min su üstünü değiştirdikten sonra geldi
Sandalyeyi çekti ve oturdu.
" Yine döktürmüşsün abi"" konuşma yemeğini ye min su"
" Of tamam sana da bir şey denilmiyor."
Kahvaltılarını yaptıktan sonra minho kardeşini okula bıraktı ve yine koşarak okuluna yetişmeye çalıştı bunu her gün yaşıyordu her ne kadar erken kalkmaya çalışsa da ders saatleri çakışıyordu.
Kardeşi 16 yaşındaydı evet kendi başına gidebilirdi ama ailerinin çok düşmanı vardı kardeşine bir şey olmasından korkuyordu.Minho okulundan sonra ise işine giderdi eskiden ailesinin patron olduğu şirkette çalışıyordu move entertainment şirketinde aslında burada çalışmak istediği söylenemez şirket zoru ile çalışıyordu.
Okuldan çıktı ve kardeşini almak için yola koyuldu. Minho okulda çalışkanlığı ile bilinen bir öğrenciydi lakin hiç arkadaşı yoktu hiç kimse ile konuşmazdı sadece derslerine odaklanırdı ve dışardan kaba biri gibi gözüküyordu evet insanlara karşı öyleydi.
Yağmur yağmaya başlamış ve minho şemsiyesini açmıştı*minhodan*
"Ah lanet olsun!"
Az ilerledikten sonra yol kenarında duran eli ile başının üstünü tutan bir erkek çocuğu ile karşılaştım aynı benim küçüklüğüme benziyordu bende onun kadarken bazı sorumluluklar aldığım için dışarda yağmura yakalandığım günler çok oluyordu. Yanına yanaştım ve şemsiyemi ona uzattım.
" Al bunu"
Gözlerindeki mutluluk ile bana baktı görünen şu ki bir şemsiye onu o kadar sevindirmişti ki. Sadece bir şemsiye... Çünkü onun ihtiyacı olan şey oydu. Hayır o benim gibi bir çocuk değildi çünkü hayatımda hiç bir şey beni sevindirmedi. Böyle basit şeyler bile yaşamadım hayatımda.BRUTAL DUTY 1. BÖLÜM SONU