Multimedya: Kamer
İçeri Pamir önde ben arkada girerken ürkmüyor değildim ve sırılsıklamdım. Yavaşça nefesimi verdim ve o sinir bozucu çocukla karşılaşmamayı düşledim ama bugün şansım hiç yaver gitmemişti. Koridordan ayak sesleri gelirken Pamir ile bakışlarımız kesişti. Onun sinir bozucu sesinin duyana kadar da bakışmamız sürdü. Yanında duran kız fazlasıyla güzeldi. Acaba Pamir'in de böyle kızları var mıydı? Bunu yok sayarak kafamı iki yana salladım.
"Bu sabah çarptığın kedi yavrusu değil mi ne işi var burada?" sensin kedi yavrusu be.
"Ben seni var ya..." sinirle soludum. Kamer ise şuh bir kahkaha attı.
"Sanırım kaplan yavrusuna dönüşmüş."
Pamir derin bir nefes verip bana doğru eğildi.
"Berva biraz daha ılımlı olmalıyız."
"Ben seni var ya canım." Sinir bozucu bir şekilde sol kaşını kaldırdı.
"Ee canım?" nefesimi verdim ve Pamir'e döndüm. Halledeceğini söylemişti. Bakışlarımı anlamış olacak ki atıldı.
"Kamer seninle biraz konuşabilir miyiz, özel." Dedi ve bir kapıyı gösterdi. Onlar yanımızdan ayrılırken en az güzelliği kadar sinir bozucu olan kız gülerek bana döndü.
"Sen kimsin tam olarak?" yaya yaya söylediği cümle karşısında yüzümü buruşturdum.
"Bir arkadaş diyelim." Dedim onun aksine çok tiz bir tonda.
"Sen dış kapının dış mandalı de ve Kamer'den uzak dur." mavi gözleri üzerimde dolaştı.
"Peki ya yakın olmak istersem..." dibime kadar girdi ama benim standartların üstünde boyum sayesinde bütün ihtişamı kayboldu.
"Senin için hiç iyi olmaz." Tam cevap veriyordum ki kapı açıldı ve cadaloz elini boynuma attı daha doğrusu çalıştı.
"Ne de tatlı bir şeysin sen. A aşkım geldiniz mi?" gözlerimi devirdim.
"Hadi ben seni eve bırakayım Tuana. " dedi uyuz kıza Kamer ve elini kavrayıp yanımızdan uzaklaştılar.
Pamir nefesini vererek yanıma geldi. Üzgün bir suratı vardı. Kamer'in beni reddettiğini anladım. Bu beni nerde kalacağımı düşünmeye itti.
"Bende sana evi göstereyim ve kuru kıyafetler vereyim." Göz kırptı ve içimdeki sevgi tomurcuklarının yeşermesini sağladı.
Eve bakmak o an aklıma gelmişti. İlk önce bir odaya girdi bu oda Kamer'in odasının tam yanındaydı. Üstünde bir grubun sembolü olan beyaz bir tişört, altıma bol siyah belden bağlamalı bir eşofman ve siyah bir havlu çıkardı. Odadan çıktı. Odası Kamer'in aksine oldukça topluydu. Dolabında her şey yerli yerindeydi. Gri ve siyah renklerin hakim olduğu odası Kamer'in kişiliğine daha çok uysa da mavi oda onun olmuştu. Kim bilir belki ruhundaki siyahlığı örtmek için bu yolu deniyordur. Kırışıklık bile olmayan yatağına ıslak bir şekilde oturmak istemedim. Ayakta hızlıca kıyafetlerimi değiştirdim ve saçlarımı havluyla kurularken kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda ben duvara yaslanmış bir şekilde bekliyordu.
"Saçlarını kurutmak ister misin?" dedi tek kaşını kaldırarak. Kafamı olumsuz bir mana da salladığımda ve kıyafetler için teşekkür ettiğimde ev turuna başlamıştık.
"Bu çıktığın oda benim odamdı. Hemen karşımdaki ise seninki, yanındaki de sabah uyandığın oda Kamer'in odası." Odamın kapısını açıp geçmem için tuttu. Ortada tek kişilik bir yatak, sol tarafında yatak başlığı vardı. Yatağın hemen karşısında gömme bir dolap vardı. Gömme dolabın yanında kişisel tuvalet açılan kapı vardı. Giriş kapısının hemen yanına ise küçük bir çalışma masası. Oda beyaz ve kahverengi ağırlıklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
Teen FictionHer şey küçük bir kazayla başlar... Bu sadece bir hikaye değil. Bu benim... Benim başlangıcım. #İstemsiz serisinin yan kitabıdır. ilk iki kitaptan ayrı okunabilir.#