Multimedya:Alaz
Yanlarında sönük kaldığımı kızlar onların etrafında daire oluşturmuşken benim tek başıma köşede kolamı yudumlamamdan anlamıştım. Kesinlikle sıkılmıştım. Derin bir nefes daha alırken boğazıma dolan dumanla öksürdüm.
"Sevgilim." Kamer'in sesiyle Tuana'yı görmek adına o tarafa döndüm ama Tuana filan yoktu ve Kamer direk yüzüme bakıyordu.
"Buraya gelir misin?" dedi bana gülümseyerek kolayla sarhoş olunmayacağını sanırım. İçinde az miktarda alkol olduğu söyleniyordu. Demek ki doğruymuş. Saçmalıklarımı Kamer kolumu nazikçe (!) çekince kestim.
"Sevgilin mi var Kamer'cim?" dedi yanındaki kızıl kız.
"Kör müsün?" deyip beni gösterdiğinde kız kocaman bir kahkaha attı.
"Evcil hayvanını sormuyorum canım sevgilini soruyorum." Bakışlarımı ağlamamak için yere indirdim. Haklıydı Kamer'in sevgilisi olmayı bırak arkadaşı bile olamazdım.
"Bende senden bahsetmiyorum zaten yanımdaki bu güzel kızdan bahsediyorum." Dediğinde kızlar bir bir yanımızdan uzaklaştı. Kamer tuttuğu kolumdan yavaşça parmaklarını çekti.
"Sakın saçma bir düşünce getirme aklına. Sıkıldım ve onlardan kurtulmam lazımdı. Şimdi git ve Pamir'i al, gidiyoruz." Barın bir ucuna kadar gitmiş Pamir'i gördüğümde nefesimi verip yürümeye başladım. Tabi ki beni kimse taciz etmedi. Üstünde bir kot ve tişört olan birini kim rahatsız ederdi ki?
Kolumun bir an tutulup çekilmesiyle irkildim. Kafamı kaldırdığımda bunun Pamir olduğunu gördüm.
"Ne yapıyorsun tek başına? Bu bar çok tekin değil Berva. Yalnız yürüme." Bu cümlesi içimi ısıtırken bağırarak konuştum.
"Kamer gidiyoruz dedi." Kafasıyla beni onaylayıp tam arkama geçti ve beni belimden tutup yönlendirdi. Bunun bir abi şefkati olması canımı yakıyordu. Kamer'in yanına vardığımızda hesapları ödemişti ve birlikte arabaya gittik. Eve girince ikisini de umursamadan yukarı çıktım. Çirkin olmaktan nefret ediyordum. Sessizce yatağıma girip yorganı üzerime çektim.
Sabah lanet zil sesiyle uyandım. Bugün sınava gideceğimi bile bile neden dün bara gitmiştim ki? Başımda hala şu dans şarkılarının hitleri dönüyordu. Kalktım ve yüzümü yıkadım. Aşağı indiğimde direk mutfağa daldım. Sabah kahvaltı edemezdim ama onlara sofra kuracaktım. Bir tane yumurtayı suya koydum ve bir tanesini de çırpmaya başladım. Masayı hazırladıktan sonra omleti mikrodalgaya koydum ve ısısını kaybetmesini engelledim.
Kamer'in tabağının üstüne de 'omletin mikrodalgada.' Yazıp bıraktım. Hızla yukarı geri çıkıp boru paça bir kot ve boğazlı bir kazak giydim. Havalar hala soğuk gidiyordu. Üstüme deri montumu aldım.
Dışarı çıktım ve okula gitmek için otobüs durağına yürüdüm. Tam okulun önünde duran bir otobüs yoktu bu yüzden biraz ilerde inmek zorunda kaldım. Elimdeki bilgisayarım zaten fazlasıyla ağırdı ve yürümeği daha büyük bir çileydi. Korna sesiyle kafamı öbür tarafa çevirdim. Cam yavaşça aşağı indi ve kafasını camdan uzattı.
"Okula gidiyorsan seni bırakabilirim." Kaşlarımı çattım. Kimdi ki bu? Ona ne kadar sorgulayıcı baktıysam tekrar konuştu.
"Beykent üniversitesine gidiyorum bende adım Alaz, Alaz Yılmaz, mühendislik mimarlık fakültesi." Adını daha önce duymuştum sanırım. Sarı dalgalı saçları ve mavi gözlerine bakarsak duymamam zaten ona haksızlık olurdu.
"Hayır teşekkürler." Dedim ve yürümeye devam ettim. O ise benimle birlikte santim santim ilerliyordu. Arkadan gelen korna sesleri çoğaldı.
"Daha fazla kızdırırsak biri inip beni dövecek." Nefsimi dışarı saldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
Teen FictionHer şey küçük bir kazayla başlar... Bu sadece bir hikaye değil. Bu benim... Benim başlangıcım. #İstemsiz serisinin yan kitabıdır. ilk iki kitaptan ayrı okunabilir.#