9-Seni Koruyacağım Ufaklık.

168 7 1
                                    

"Günayd-" içeri dalan Pamir ikimiz bu şekilde görünce afallamıştı. Birkaç gündür Kamer bakımımla ilgileniyordu ve dün buz torbalarımı değiştirirken burada uyuyakalmış olmalıydı.

"Siz tam olarak..." hemen olaya giriş yaptım.

"Hiçbir şey düşündüğün gibi değil Pamir aklından bile geçirme." Ellerini havaya kaldırıp salladı.

"Hiçbir şey düşünmemiştim zaten ama şimdi içime kurt düşürdün. " Sert bakışlarını yüzüme diktiğinde Kamer lafa daldı.

"Bu baş belasının hasta olmasına bir daha asla izin yok." Gözlerimi devirdim ve kalkıp Pamir'in kollarına koştum.

"Seni özledim. Bir daha beni bu huysuzla baş başa bırakma." Kamer bana kötü bir bakış atıp konuştu.

"Bu huysuz olmasaydı hastalıktan ölür giderdin." Yanağına hızlı bir öpücük bıraktım.

"Haklısın. İyi ki varsın." Burnumu çektim ve yatağıma geri döndüm.

"Şimdi biraz uyumalıyım." İkisi de odamdan çıktığında yorgun bedenimi yatağa attım. Kafam allak bullaktı. Kamer'e karşı bir şeyler hissetmenin hiç sırası değildi ama bana karşı değiştiğini hissediyordum ve bu lanet aklımı karıştırıyordu. Bu düşüncelerle gözlerimi yumdum.

Duvardaki saate baktığımda akşam olmuştu ve daha sağlıklı hissediyordum ama bir tuhaflık vardı. Yorganı kaldırdığımda çarşafa sinmiş lekeyi gördüm.

"Lanet olsun." Kendimi yataktan atmak ölmek filan istiyordum. Zamanı gelmişti ve ben o kanatlı şeylerden almamıştım.

Ne yapacaktım. Hızla yataktan doğruldum ve karnımın ağrısıyla yüzümü buruşturdum. Tuvalette gidip biraz önlem aldım ve çantamı kaptığım gibi dışarı çıktım. Tam kapıya uzanmıştım ki arkamdaki sesle durdum.

"Nereye gidiyorsun hasta farecik?" gözlerim oda Kamer'i bulunca irkildim.

"Şey markete kadar gidiyorum." Gözlerime baktı.

"Ben de şimdi çıkacaktım. Ne alınacaksa bana söyle gelirken alırım." Kafamı hızla salladım.

"Ben alırım sen bana söyle." Kafasıyla üstüme baktı.

"Cidden o altındaki şort ve askılı tişörtünle nereye gidiyorsun? Söyle işte Berva." Nasıl söyleyebilirdim ki?

"Söyleyemem." Gülümsedi daha çok bana sokulup konuştu.

"Kadınsal bir şey mi?" dedi alayla. Gözlerimi devirdim.

"Evet." Anlamıştı değil mi? Çenesini kaşıyıp düşündü.

"Neydi onun adı ya?" kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Gidince sorarsın." Kafasını iki yana salladı.

"Birine o şekilde tarif etmek istemiyorum. Sen söyle neydi? Kanatlı bir şeyler..." gözlerimi devirdim.

"Ped. Lanet olsun. PED." Pamir bile odasından çıkmış bize bakıyordu. Kamer kahkahalara boğulmuşken konuştu.

"Güzelim bu kadar tepki vermene gerek yok alırım gelirken sana ondan orkid miydi neydi markası?" gözlerimden ateş çıkartarak ona baktım ve koşarak odama çıktım. Markalarına kadar biliyordu ama beninle uğraşmak hoşuna gidiyordu. Ben onu severken... ağlamaya başladım. Saçma sapan bir şeye ağladığım için daha çok ağlamaya başladım. Orada oturup ne kadar ağladım bilmiyorum ama kapım çalınıp içeri Kamer girdiğinde yavaşça yatağıma oturdu.

"Hep bu zamanlarda bu kadar duygusal olur musun? Önlem almak için soruyorum." Yaşlı gözlerimi silip ona baktım.

"Bunu umursamana gerek yok. Gitme tarihim giderek yaklaşıyor." Kaşlarını kaldırdı.

"Nasıl yani?" Gülümsedim. Henüz onlara söylememiştim.

"Birkaç dersimi erken vermiştim. Bu yaklaşık iki ay kazandırdı bana." Kaşlarını çattı.

"Bu da sadece 2-3 ay daha mı buradasın demek." Kafamı salladığımda gözlerinde daha önce görmediğim bir şey gördüm. Üzüntü...

"Bu istediğin şey..." yatağın üstüne poşeti bıraktı ve dışarı çıktı. Poşeti alıp banyoya yürüdüm ve sıcak bir duşun iyi gelebileceğini düşünerek ilk önce duş aldım.

Odama bağlanan kapıyı açtığımda yatağımın üstünde oturan bir Kamer görmeği beklemiyordum.

"Hep duştan sonr-" belimden yakalayıp kendine çekti ve sert bir şekilde beni öpmeye başladı. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde ellerim havada asılı kalmıştı. İnleyip karşılık vermemi istediğinde kendime geldim ve ellerim saçlarını buldu. Beni daha çok kendine çekip bir kere daha inledi. Bacaklarımı belinin etrafına doladığımda kalçalarımdan beni kaldırıp tuvalet kapısına yasladı ve nefes nefese benden ayrıldı.

"Gitmeni istemiyorum Berva." Saçlarından yüzüne geçtim ve parmaklarımı çehresinde gezdirdim.

"Ben de gitmek istemiyorum." Dudakları tekrar iştahla dudaklarımı buldu.

"Beni ..." küçük bir öpücük derin bir nefes...

"Bırakma." Kollarımı boynuna doladım ve beni yatağa taşımasına izin verdim. Yatağa yattığımızda elleri yüzümü gezdi. Sonra dudaklarımı buldu parmakları.

"Gitmeyeceğini söyle." Ağlayacak gibi duruyordu ve bu kalbime işledi.

"Söz veremem." Nefesleri boynumdayken konuştu.

"Yalan da olsa beni bırakamayacağını söyle." Boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. Lanet gelmiş gün duygusallığı...

"Seni bırakamam." Boynuma öpücükler kondururken teşekkürler diye fısıldıyordu.

---

"Bunu nasıl açıklayacaksınız merak ediyorum." Sabah kapıdaki Pamir'le hızla yerimden doğruldum.

Kamer boynumdan fısıldayarak konuştu.

"Doğum kontrol hapı mısın oğlum sen her yerden çıkıyorsun?" kıkırdayarak Kamer'in omzuna vurdum.

"Siz şimdi..." ne olduğumuzu ben bile bilmiyordum ki? Neden bana bakıyordu?

Oda da kimseden ses çıkmayınca Pamir tekrar konuştu.

"Kamer bunu bana açıkla." Oflayarak kafasını kaldırdı.

"İlk önce benim çözmem lazım." Dedi ve yataktan kalkarak kapıya yürüdü. Benimle sadece eğleniyor muydu? Yoksa gerçekten değişiyor muydu? Lanet olasıca.

Pamir gelip yanıma oturdu.

"Seni incitmesini istemiyorum Berva. Bana karşı dürüst ol onu seviyor musun?" ne demeliydim? Cevabı çok önceden beri biliyordum. Kafamı umutsuzca aşağı yukarı salladım. Beni göğsüne çekip abi şefkatiyle sardı.

"Seni koruyacağım ufaklık. Gerekirse ondan bile."

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin