Ebrar
Ben Rusya'ya geleli bir kaç ay olmuştu. Mile ise Çin'e daha yeni gitmişti. Özlem tahminimden daha fazla zorluyordu beni. Antrenman ve maçlar dışında bulduğum her vakitte Mile ile konuşuyordum ancak onun da kulübü artık aktif şekilde maçlara başladığından ötürü konuşma süremiz azalmıştı iyice. Onu göremeyip, sesini duyamadığımdan tüm vaktimi voleybola harcıyordum. Ve gene boş salonda antrenman yaparken Vera'nın sesini duymuştum. Vera burada gerçekten bana en çok destek olan kişi olmuştu. Ve tam bir shipperdı. Mile ile sevgili olduğumuzu bilmesine rağmen her şahit olduğu anımızda deli deli tepkiler veriyordu. Vera bu zamana kadar sahip olmadığım kız kardeşim gibiydi. Her ne olursa olsun ben demeden beni anlıyor ve yanımda olduğunu hissettiriyordu. Buraya alışmamı sağlayanda oydu. Normalde neşe ile gelir canımın sıkkın olduğunu fark ederse beni güldürene kadar çabalar ve istediğini elde edince giderdi. Ancak bu sefer daha ciddi bir yüz ifadesi ile gelmiş ve karşımda durmuştu. Ne oldu der gibi bakıyordum ona. Alışık değildim bu hallerine. O ise bana cevap vermemeyi seçmiş ve suskunluğuna devam etmişti. Bir süre sustuktan sonra konuşmuştu.
- İçelim mi?
-Ne?
-Ne ne? İçelim mi işte Ebrar?
-Kızmasana kızım. Ne bileyim? Normalde böyle şeyleri teklif etmeyi bırak arada kaçamak yaptığımızda ağzımıza sıçıyorsun.
Yorgunca gülümsemişti. İlk tanıştığımızda anlamıştım onunda hayatla arasında bir şeyler geçtiğini ancak şu zamana kadar konuşmamıştık hiç. Bu sefer kendi gelmişken bana reddetmek istememiştim. Kabul ettiğimde beni dışarıda bekleyeceğini söyleyip çıkmıştı. Deliydi. En az benim kadar. Rusya'nın soğuğunda neden bekler ki bir insan? Daha fazla üşümesin diye hızlıca hazırlanmış ve çıkmıştım. Yanına vardığımda yavaşça arabasına doğru yürümeye başlamıştık. Bindiğimde arkadaki içkileri görmüştüm. Ben ne dersem diyeyim bu akşam içecekti anlaşılan. Hayat enerjisi ile dolu olan bu kıza bir günde ne olmuştu böyle merak ediyordum doğrusu. Arabayı kendi evine sürmüştü. Eve girdiğimizde direkt içkileri açmış ve içmeye başlamıştık. O konuşana kadar konuşmayacaktım. Bu zamana kadar hep o bana destek olmuştu sıra bendeydi. Susmak istiyorsa susacak, anlatmak istiyorsa dinleyecektim. Kısa süren sessizliğin ardından konuşmaya başlamıştı.
- Biliyor musun Ebrar? İlk aşık olduğumda 8 yaşımdaydım. Yazları Türkiye'ye tatile gelirdik. Bir yaz akşamı tanıştığım bir çocuktu. 3 yıl her yaz beraberdik. Ben ortaokula başlayınca annemle babam ayrılmıştı ve olaylı bir ayrılık olduğundan uzun bir süre gidememiştim Türkiye'ye. Voleybol sayesinde resmi maçlara çıkana kadar da gidemedim. Türkiye'de yapacağımız maç için gittiğimiz bir gün yeniden karşılaştık onunla. Eskiden birbirimiz için yaptığımız bilekliklerimiz vardı. O da çıkarmamıştı bende. Oradan tanıdım onu. Tekrar konuşmaya başladık. Eskisi gibi. Ben Rusya'ya dönmüş olsam bile aramızı gram etkilememişti. En sonunda da beni sevdiğini söylemişti. İlk aşkımla yıllar sonra karşılaşıp sevgili olmuştuk. Hayatımın en mutlu dönemleriydi. 3 sene önce bugün kavga ettik biraz. Maç öncesiydi ve bende konuşmadan kapadım telefonu. Maçtan sonra konuşur hallederiz diye düşünmüştüm. Halledemedik. O. O da hem beni özlediğinden hem de kavga ettiğimizden ötürü gelmeye karar vermiş. Bulduğu ilk uçağa binmiş. Uçaktayken bile yazmış bana hep. Görmedim Ebrar. Gerçekten görmedim. Küs kalma benimle ne olur yazmış en son. Görür görmez aradım, yazdım ama cevap gelmedi. O günden sonra bana hiç yazmadı, aramadı. Ben ona küs kalmadım ama o bana dargın gitti Ebrar.
Vera daha fazla dayanamamış ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Bir şeyler olduğunu tahmin etmiştim ancak bu kadar ağır olacağını tahmin etmemiştim. Mile'yi kaybetseydim ben dayanamazdım. Bu kız nasıl dayanmıştı? Hızla sarılıp konuşmaya başlamıştım bende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRE
FanficKabilesi tarafından kucaklanmayan çocuklar büyüyünce sıcaklığı hissedebilmek için köyü yakarmış. Onlar da bu ateşte beraber yanmayı kabul ettiler.