Ebrar
Telefonu kapattığımda sıkkınla telefona bakmaktan başka bir şey yapmamıştım. Nedenini anlamadığım şekilde Vera'yı sevemiyordu bir türlü. Bu yüzden normalde asla gözüne batmayacağı şeyler gözüne batar olmuştu. Üzgün olmasına dayanamıyordum ancak yarın onun yanında olacağım için bir daha bir şey yazmayıp, aramama kararı aldım. Vera ne oldu der gibi uykulu bir şekilde bakıyordu. Belki o da bana tavsiye verir hesabı anlatmaya karar vermiştim. Kahvaltı ettikten sonra kahve alıp balkona geçmiştik. Vera dikkatlice beni dinliyordu.
-İşte böyle Vera. Neden seni sevemedi bilemiyorum.
-Ben tahmin edebiliyorum.
-Neden peki?
-Yalnız çünkü. Yalnız ve seni özlüyor Ebrar. Ve bu çok normal.
-Yalnız değil ki ben varım. Aynı şehirde olmamamız bir şeyi değiştirmedi. Ben onu her gün dünden daha fazla seviyorum.
-Biliyorum, o da biliyor. Fakat yalnız kaldığı için düşünceleri yüksek ihtimalle onu yiyiyor. Burada da seni sadece benimle gördüğü için beni ister istemez sevmiyor.
- Ben nasıl anlayamadım bunu? Çok kötü bir sevgiliye dönüştüm galiba.
-Hayır Ebrar. Sende ondan farksız değilsin ki. Ben sana yanaşmadığım sürece her şeyden soyutluyorsun kendini. Boş olduğun her vakit ona koşuyorsun. O müsait değilse eski videolara, fotoğraflara. Ben bile her videonuzu ezberledim.
-Özlüyorum Vera. Hem de çok. Yanımda olmadığı her an nefes alamıyor gibi hissediyorum. Boğuluyorum. Üzülmesin diye çaktırmadım bu zamana kadar ona da.
-O da sana çaktırmadı yüksek ihtimalle ama belli bir yerde patlak veriyor işte.
-İyi ki varsın Vera.
-Asıl sen iyi ki varsın. Şimdi yapacağın tek şey o uçuğa atlayıp sevdiğinin kollarına koşmak. Yüz yüze geldiğinizde her şeyi unutacaksınız zaten.
-Dimi? O zaman ben gideyim de bavulumu hazırlayayım.
-Hadi koş. Delikurt seni.
Hızla kalkıp evime gitmiştim. Bavulumu hazırlayıp, saatim geldiğinde havaalanına gitmiştim. İçime sığmayan bir heyecan vardı. Sanki onu ilk defa görecekmişim gibi bir his doğmuştu içime. Onunda bu haftalık son maçı vardı. 1 haftası boştu. Denk gelmesi iyi olmuştu. Daha fazla vakit geçirebilecektik. Uçağa binip indiğimi fark edemeyecek kadar hızlı geçmişti zaman. İndiğimde Mile'den gelen mesajları görünce şaşırmıştım. Kırgınken ve sinirliyken ilk adımı atmayı tercih etmezdi.
My❤️: Sevgilim, özür dilerim. Bu aralar istemsiz yersiz çıkışlarım oluyor.
My❤️: Yüksek ihtimalle maçlardan dolayı gerginim.
My❤️: Küs kalmak istemiyorum.
My❤️: İletilmiyor şuan ama görünce direkt yaz tamam mı?
My❤️: Seni seviyorum mi flor de otoño.
Cevap veremeden saatin farkına varmıştım. Hızla maçın yapılacağı salona doğru yola koyulmuştum. Tam vaktinde gelmiştim. Oturduktan sonra gözlerim hızla onu aramıştı. Mutsuzca telefonuna bakıyorken görmüştüm onu sonunda. Güzel yüzünü öyle özlemiştim ki şimdi gidip sarılacaktım. Ancak doğru zaman değildi. O an aklıma cevap vermediğim mesajları gelmişti. Hızla telefonumu çıkarıp cevap vermiştim.
- Asıl ben özür dilerim. İstemeden de olsa seni kıran benim. Bu yüzden de sana küçük bir hediyem var. Şimdi her zaman ki gibi maçını başarıyla bitir benim güzel sevgilim.
Yazdıktan sonra kafamı kaldırıp tekrardan onu izlemeye koyuldum. Bildirim gelir gelmez telefona bakmış ve yüzü gülmüştü. İstemsiz gülümsemiştim bende. Şimdi hafif kaşlarını çatıp bana ne hediyesi yazacaktı. Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Sürpriz yazıp kapamıştım. O da gülerek telefonu yana koyup ısınmaya başlamıştı. Beni şuan göremezdi ancak ben onu çok net görüyordum. Maç başlamış ve tabi ki benim sevgilim her zaman ki gibi en iyi şekilde bitirmişti maçını. Gözlerinde ki kırgınlığı ve özlemi fark etmiş ancak bu konuları sonraya ötelemiştim. İlk önceliğim kavuşmamızdı. Onların tribününe en yakın yere gitmiş demire yaslanarak ona seslenmiştim. Şaşkın bir şekilde bana baktığında o anda gözlerinde yüzlerce duygu gördüğüme yemin edebilirdim. Gözlerinin dolduğunu buradan bile görmüştüm. Ebrar diye fısıldadığını anlamıştım. İnanamıyordu şuan burada olduğumu. Gerçekten burada olduğumu fark edince hızla bana doğru gelmeye başladı. Bende aynı hızla ona doğru gitmiştim. Ortada buluştuğumuzda öyle bir sarılmıştık ki ayların acısını çıkarırcasına. Kokusunu öyle bir özlemiştim ki içime çekmeye doyamıyordum. İyi ki buradaydım şuan iyi ki. Zar zor sarılmayı bitirdiğimizde gözlerimin içine bakıyordu çipil çipil. O an dudaklarına yapışmamak için çok zor duruyordum. Ne de olsa burada oynuyordu ve koçları dahil herkes buradayken onun için hoş olmayabilirdi.
- Geldin. Geldin Ebrar. Buradasın. Karşımda, kollarımda. Şaka değil dimi?
-Değil sevgilim. Geldim, buradayım, kollarındayım. Gerçek.
-Rüya gibi. Çok özledim seni.
-Bende sevgilim bende. Hadi şimdi güzelce bir duş al bundan sonramız bizim zaten.
Ayrılmak istemediği belliydi ancak zorla da olsa göndermiştim. Deli kız. Benden de deliydi. Hayatında alabileceği en kısa sürede duş alıp gelmişti. Burada kaldığı küçük aparta gidene kadar sarılmıştık. Konuşmamıza gerek yoktu. Her hareketimizden özlem akıyordu. Bakışımızdan, nefes alışımızdan.
(Hafif smut!!!!!)
Sessizce kapıyı açtıktan sonra her şey çok hızlı gelişmişti. Anahtarı gelişi güzel bir yere atıp dudaklarıma yapışmıştı. Başta sakince öpüşürken içimizde yanan ateş harlanmış gibi hızlanmıştık. Sırtım ilk kapıyla buluşmuştu. Mile'nin elleri vücudumun her yerinde geziyordu. Hızlıca üstümdeki tişörtü çıkartmıştı. Çok durmadan bende onunkini çıkartmıştım. Ayaklarımı beline sardığımda yatak odasına gittiğimizi tahmin etmek zor olmamıştı. Öyle hırsla öpüyorduk ki birbirimizi dudaklarım sızlamaya başlamıştı. Tek tek her kıyafetimizi çıkarmış, çıkardığımız her kıyafet sonrası öpücük izlerimizi bırakmıştık. Tamamen çırılçıplak bir şekilde yataktaydık. Bedenlerimiz çoktan bütün olmuştu. Dudakları boynuma indiğinde zevkle inleyip saçından hafif çekmiştim. Yay gibi gerilen bedenimle karşısındaydım. Ellerimi ilk belimi okşamaya başlamıştı. Sonrasında yavaşça kalçamı. Bu sefer ise ben boynuna yönelmiş koklaya koklaya öpüyordum onu. Özlemin her zerresinin acısını çıkararak. Kaç saat özlem giderdik bilmiyordum ancak aylar sonra huzurlu hissettiğim tek an bu andı. Onun yanındayken kötü olan hiç bir şey yoktu. Olması da imkansızdı.
Kısa da olsa bir şeyler yazim dedim. Finale çok az kaldı ancak minnak bir sorun var nasıl bir final yapacağım aklımda fikrim yok. Helppppp. Az buçuk varda emin olamıyorum. Neyse halledicez bir şekilde. İyi okumalarrrr.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRE
Hayran KurguKabilesi tarafından kucaklanmayan çocuklar büyüyünce sıcaklığı hissedebilmek için köyü yakarmış. Onlar da bu ateşte beraber yanmayı kabul ettiler.