...
felix.
"Sizi tanımıyorum, üzgünüm."
Fısıltım ona ulaştığı an ellerinin buz kestiğini hissettim. Ellerimi tutmasa bile beyazlaştığını fark edebiliyordum. Yavaşça yakınımdan ayrıldı. Gözlerinin dolduğunu gördüm fakat hızlıca başka yöne bakarak sildi.
Tekrar bana döndüğünde beyazlarla kaplı yatağa oturup gülümsedi. Gülüşünde ki acı canımı yaktı, bu acının sebebi ne bilmiyordum ama onun gözlerinde gördüğüm muhtaçlık ona sarılmak istememe neden oluyordu.
"Tamam, tamam sorun değil. Bunu da beraber atlatacağız."
Gözleri göğsümde ki bandaja düştü. Bir süre orada oyalandı, daha sonra yüzümde gezindi ışıldayan göz bebekleri. Nerede yara, nerede bandaj, nerede yara bandı varsa oraya bakıyordu. Tekrar göğsümde ki beyaz sargıya baktı. Elinin bir an için kalktığını ancak daha sonra hemen indiğini gördüm.
Bana dokunmak istiyor, ama bunu yapamıyordu.
Annem odadan çıkıp bizi yalnız bıraktığında parıltılı gözleri yüzüme çıktı.
"Kaç yılındayız biz Felix?"
"2021."
Hiç şüphesiz verdiğim cevapla yüzünde yine buruk bir gülümseme oluştu.
"2023'teyiz..."
Ağzım şokla açılırken istemsizce etrafıma baktım. Sağ tarafımda ki duvarda gördüğüm takvimle beynimden vurulmuş döndüm. Gerçekten 2023'teydik, hatta 2024'e girmemize çok az bir zaman kalmıştı.
"İki yılını unutmuşsun, bu demek oluyor ki, beyninde hiç yokum."
"Üzgünüm..."
Kafasını hızlıca iki yana salladı.
"Bunun için üzgün olma Felix. Hatırlamanı sağlayacağım tamam mı?"
"Ya hatırlamazsam?"
"O zaman her şeyi baştan yaratırım. Yaşadığımız her şeyi, söylediğim her şeyi tekrar beynine yerleştiririm."
Burnumu çektim. "Ya başka birine aşık olursam?"
Bakışları değişti. Yüzünde ki ifade kalbimi kırmasına rağmen devam ettim. "Ya seni hatırlamazsam? Ya senin tüm çabana rağmen başkasına aşık olursam?"
Adem elmasının hareketini gördüm. Sertçe yutkunmuştu. Gözlerim titreyen ellerine indi. Bacaklarını sıkıyordu.
"Sevme, lütfen. Yalvarırım Felix, ben buradayken başkasını sevme be güzelim."
Acı çektiği ses tonundan bile belli oluyordu. Daha adını bile bilmiyordum ama bana olan sevgisini çok net hissetmiştim. Dudaklarım büzüldü. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Karşımda ki adam bir anda küçük bir çocuğa dönüşmüştü, başkasını sevmemem için yalvarıyordu.
"Çok mu seviyorduk birbirimizi?"
Gözleri tekrar yavaş yavaş dolarken kafa salladı. Elleri bana doğru uzandığında havada asılı kaldı. Yumruk yapıp tekrar dizlerine koydu ellerini. Biraz daha yatak başlığına sığındığımda kendini geri çekti. Ondan korktuğumu mu düşünmüştü? Sadece rahatlamak için yaptığım bir hareketti.
"Çok. Biz birbirimizden ayrılamıyorduk Felix. Sadece bir gün ayrıldık, bir gün işlerimiz çakışıyor diye yanında değildim. Onda da seni kaybetme eşiğine geldim."
Derin bir nefes aldı. "Belki de kaybettim, bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum şu an. Ne yapmam gerektiğini, nasıl hareket etmem gerektiğini bilmiyorum. Tek bildiğim ne olursa olsun seni bırakmayacağım. İstersen ömrün boyunca hatırlama, her zaman senin dibinde olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eira | hyunlix
Non-FictionHwang Hyunjin, gördüğü herkesin aklını okuyup ne arzuladıklarını anlayabiliyordu.