13.Bölüm

1K 53 9
                                    

~~~~~~ 2.Yıl Sonra ~~~~~~~

Sevda (Ariel) Anlatımı

Aradan tamı tamına iki yıl geçmişti artık kolye bir işe yaramıyordu ya da belki de ben kafamda kurmuştum ve buna kendime inandırdığım düşünüyordum Üniversitesi 3 yılıma girmiştim 2 yıl önce yaşadıklarımı hiç kimseye anlatmadım hayatın akışına uymaya çalıştım bir süre tabi ben bunları yaparken bir yandan neden,ne için böyle olduğunu düşünüyordum bir şekilde bir şeylere kendimi ikna ettim gördüğüm kişinin Fatih Sultan Mehmet olmadığına sadece rüya gördüğüme ama bir yandan da içim içimi yiyordu terapiler aldım iyileşmeye çalıştım hatta iyleşirken bir adamla tanıştım adım Selim’di bana karşı çok şefkatli,destek veren biriydi zamanla bu arkadaşlığımız gelişti ve nişanlandık bir senedir nişanlıyız hayat benim için hızlı ilerlemişti ama ne kadar terapi alsam da o sureti unutmamıştım.. Fatih Sultan Mehmet suretini kalbimde bir yerler de gerçekten ona aşık olduğum gerçeği vardı bazı zamanlar aklıma geliyordu özellikle tarih dersinde ismini duyunca kendimden geçiyordum gerçekten o Fatih miydi diye düşünmüştüm.. hayatım yoluna gitmişti artık unutmam gerektiğini biliyordum. O gece özel bir davet vardı arkadaşım düğünü kolyeyi ara sıra takıyordum hiç bir şey olmuyordu özellikle selim kendi elleriyle takmıştı düğüne gittik yedik içtik bilirsiniz düğün işte ardından Selim beni eve bıraktı ve hemen yatağa girmiştim ve dam kendimi bilmediğim hiç görmediğim yerde buldum başım da hiç görmediğim Anna vardı gözlerim dolmuştu yatakta doğruldum

"Kraliçem iyi misiniz? Başınızı vurmuşsunuz hekimler geldi size baktı ani hareket etmeyin."

Yavaşça yataktan kalktım başımda feci bir ağrı hissediyordum

"Anna noldu bana neredeyiz biz!"

"Efendim evinizdesiniz hatırlamıyor musunuz? İki yıl önce Osmanlı Kostantipolis aldı ve biz de saraydan ayrıldık ardından sizin bulduğunuz küçük kasabaya yerleştik."

"Ahh evet bunları tabi ki de biliyorum Anna! Kafam ne olduğunu soruyorum!"

"Attan düştünüz efendim sonra bir kaç asker sizi buldu getirdi ardından hekimler ilgilendi."

"Pekâlâ ben iyiyim şimdi ayağa kalkmam lazım.'

Ayağa kalkmıştım kapıyı açtım iki Osmanlı askeri dikiliyordu karşımda

"Eski Kraliçe Ariel Padişahımız Fatih Sultan Mehmet Han'dan size mektup getirdim."

Öyle dedikleri için telaşla resmen yüzlerine kapıyı örtmüştü kalp ritim hızlandı kapı çalıyordu

"Efendim izin verin onları kovayim!'

"Hayır! Hayır! Anna sakince kapıyı aç ve onları içerde beklediğim söyle."

Anna başını sallamıştı içeriye gittim ellerim terlemeye başladı üstüme silmeye başladım içimden "Sakin ol sevda geçecek sakin ol!" Demeye başladım o anda Osmanlı askerleri geldi kendimi toparladım belli ki Fatih Sultan Mehmet ile uzun zamandır konuşmuyordum

"Eski Kostantipolis kraliçesi Ariel size Fatih Sultan Mehmet Han'dan mektup getirdik."

"Sultanız iki yıl sonra hala benden ne istiyor? Olan oldu mektupu kabul etmiyorum çekin gidin burdan! Duydunuz mu?"

"Ama.."

"Defolun dedim benim sizin sultanızla konuşacak tek kelamım yok!"

Askerler çaresizce çıkmıştı arkamı döndüm gözlerim dolmuştu sanki yaşanan her şey gözümün önündeydi ve tekrar aynı şeyleri yaşıyordum ama bilmediğim seneryo ile ve o an aklıma o şarkı geldi ilk bir daha onu göremeyeceğim an’da aklıma gelen şarkı.. "Gökhan Türkmen - Mahşer." Şarkısı eskiden çok dinlerdim ama hiç anlamlı gelmezdi ama o an geldi ve o şarkıyı dinledikten sonra asla açtırmamıştım.. tam ben bunları düşünürken Anna geldi

~ Gelecekten Geçmişe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin